Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Mahmut Olgun


Görmek ve Anlamak Üzerine

Mahmut Olgun'un "yeni" yazısı...


İnsanın çevresinde sayısız varlık vardır, ancak onların gerçekten ne anlama geldiğini fark etmek çoğu zaman bakış açısına bağlıdır. Günümüzde etrafımızda her şey fazlasıyla mevcut; gözlerimizle görsek de bu varlıklar bize pek bir şey ifade etmiyor. Tıpkı “unun var, şekerin var, ustan var; peki neden helva yapmıyorsun?” sorusundaki gibi, anlam yaratmak, düşünce üretmek için gereken her şey elimizdeyken, çoğu zaman bu zihinsel parçaları birleştiremiyoruz.

İnsanlar sadece birbirlerine değil, dünyaya ve diğer varlıklara da eksik ve kusurlu gözlerle bakabiliyor. Algılarımız, kendi düşüncelerimiz ve değerlerimizle sınırlı. 

Şairin dediği gibi:

"Vatanımda sular akar başıboş;

Herkes, birbirini kakar, başıboş…"

Bu başıboşluk, sadece dış dünyada değil, iç dünyamızda da yaşanıyor. Bazılarımız bir damlada okyanusu görürken, bazılarımız okyanusun içinde kaybolup hiçbir şey fark etmiyor. Kalabalık dünya yalnızlığa itilmiş durumda.

Her insanın dünyayı algılayışı farklıdır. Kimi yıldızlara bakar ve sonsuzluğu görür, kimi ise en yakındaki güzellikleri bile fark etmez. Biri her şeyde birlik ve bütünlüğü görürken, bir diğeri yalnızca ayrıntılara takılıp özden kopar. Bu farklılık, insanın iç dünyasının ve bilincinin bir yansımasıdır.

Felsefi açıdan, bu durum fenomenoloji ile açıklanabilir: Her insan dünyayı kendi deneyimi ve bilinci üzerinden algılar. Bu da varlıkların anlamını kişiselleştirir. Dolayısıyla, senin için hayati olan bir şey, başkası için herhangi bir anlam taşımayabilir. Aynı şekilde, bir başkası için değerli olan bir şey, senin için sıradan olabilir. Burada hoşgörü devreye girer: Başkalarının farklılıklarını anlayışla karşılamak, hayatı daha derin bir şekilde kavramanın anahtarıdır.

İnsan, hem kendi içinde hem de çevresinde güzellikleri ve anlamı aramalıdır. Kur'an-ı Kerim’in "Biz her şeyi en güzel şekilde yarattık" ayeti (Secde Suresi, 7), bu anlayışı destekler. Her varlık, güzelliğin bir parçasıdır ve insanın bu güzelliği görebilmesi, onun bakış açısına bağlıdır.

Üstad Bediüzzaman’ın “Güzel gören, güzel düşünür. Güzel düşünen, hayatından lezzet alır.” Deyimiyle hayat, herkesin kendi algısına ve  düşünce yapısına göre şekillenir.

Bu yüzden herkes kendi ışığıyla aydınlanmalı, kendi sevgisiyle sevmeli, kendi gözüyle görmeli ve başkalarının düşüncelerini ve görmek istediklerini dayatmaya çalışmamalıdır.

Sonuç olarak, başkalarının güneşine saygı duyarak, kendi güneşimizin ışığında anlam aramalıyız. 

Kendi öz köklerimiz üzerinde ayağa kalkmalıyız. Bu yaklaşım, hem bireysel hem toplumsal huzurun anahtarıdır.

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR