Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


Ömer Naci YILMAZ


GAZZE’NİN DÜŞÜRDÜĞÜ MASKELER

Ömer Naci Yılmaz 'ın yeni yazısı;


21. Yüzyıl, Gazze özelinden baktığımızda utanç yüzyılı olarak tarihteki yerini alacaktır. Bizim mahallemizin aymazları her yüzyılda bir müceddit bekleyedursun; bu yüzyılda gele gele insanın ve insanlığındüşmanı bir soykırımcı geldi. 20. yüzyılda Hitler denilen bir manyaktan sonra, 21. yüzyılda Netanyahu denilen bir canavar sahneye çıktı. Bu canavar, ABD Kongresi'nde alkışlandı. 1492’de Hıristiyan İspanyollar Yahudileri katlederken, Osmanlı onlara sahip çıktı ve gelen Yahudileri İzmir, İstanbul, Selanik ve Kudüs yakınlarındaki Safed gibi şehirlere yerleştirdi. İkinci Dünya Savaşı sırasındayine Hıristiyan bir manyak olan Hitler, Yahudi kıyımına girişti; bir kısmı Türkiye’ye sığındı. Sonraki okumalarımda, Hitler'in Yahudi katliamını, Yahudilerin Filistin topraklarına dönmesini sağlamak amacıyla yaptığı bilgisine rastladım.

Bir zamanlar, ABD'de yaşayan bir vatan haini için, birileri “Bu asra eğitim için gönderilmiş bir müceddit.” demişti. Basiretsiz yazarlar ve hocalar da bu sözü alıp methiyeler dizmişlerdi. Alacakları abdestin suyunu bile dökemezmişiz gibi laflar edilmişti. Hamdolsun, üniversiteye başladığımda kimin ne mal olduğunu anlamış ve onların mahallesine muhabbet beslemediğim için Rabbime binlerce kez hamdetmiştim.

Rahmetli Osman Yüksel Serdengeçti, tek parti dönemi uygulamalarıyla alakalı olarak "Bir Nesli Nasıl Mahvettiler" diye bir eser yazmıştı. Eğer bugünkü gençleri görseydi, herhalde "Bir Nesli Nasıl Katlettiler" diye bir eser yazardı. Hele hele Gazze’yi görseydi, muhtemelen "Çağdaş Firavunlar ve Katliamları" diye bir eser kaleme alırdı. Batılı efendileri karşısında sessizliği tercih eden Arap liderler hakkında ne yazacağını kestiremedim… Herhalde iyi şeyler yazmazdı, hele hele benim gibi hiç yazmazdı.

Gazze, birçok maskeyi düşürdü. "İslam dünyası" diye bir şeyin olmadığını gördük. Halkı Müslüman olan, ama başlarında ABD’ye ve İngiltere’ye tapan zalim yöneticilerin bulunduğu ülkeler var. Bırakınız bir eylemde bulunmayı, ses çıkartmaya bile korkan hainler var. Kendi vatandaşlarına hayatı zindan eden, efendileri karşısında süklüm püklüm olan bu hain yöneticilerden ne bekliyoruz ki? İşte, bu zalimlerin maskesi düşmüştür.

İki yüzlü Batı’nın -Gazze için eylem yapan halklara selam olsun- bize ‘Hümanizm’ diye yutturmaya çalıştığı sentetik boyalı maskeler düştü. Kendilerinden olana hümanist, başkalarına hayatı çekilmez hale getiren bu ikiyüzlü Batı gerçeğini artık kabullenmemiz gerekiyor. Milli Eğitim müfredatının yeniden güncellenmesi gerekmektedir. Hümanizm yalanları ve Gazze gerçeği doğru dürüst anlatılmalıdır.

Batılı zalimlerin uşaklığını yapan sosyal iletişim ağlarının, yapay zekâ da dahil hepsinin insanlık adına sınıfta kaldıklarını ve maskelerinin düştüğünü gördük. Şehidimiz için başsağlığı mesajlarımıza bile tahammül edemediler. Ahan da söylüyorum: “Zalimsiniz, alçaksınız, yeni doğan ikizleri katledecek kadar da soysuzsunuz, katilsiniz.” İnsanın ve insanlığın düşmanısınız. Bu evrene hiçbir hayrınız dokunmamış, tarih sahnesinde var olduğunuz müddetçe insanlığın felaketi oldunuz. Varlığınız, mazlum ve mağdur insanlar tarafından kabul görmüyor, sürekli lanetleniyorsunuz. İnsanlığı zehirlediğiniz hümanizm yalanlarında boğulun inşallah. Maskeleriniz düştü; ne mal olduğunuz bu evrende yaşayan her varlık tarafından anlaşılmıştır.

Bu memlekette her yere heykel dikmekten başka hiçbir iş yapmayan laik histeriklerin de maskesi düşmüştür. Hayatı yemek, içmek ve eğlenmekten ibaret gören, insanlığın yararına hiçbir hedefi olmayanlara Çelik Kubbe’yi nasıl anlatalım? Bu kafanın da maskesi düşmüştür.

İlimden, irfandan, Kur’an’dan ve hayattan bihaber gençleri etraflarına toplayıp din adına uçtu, kaçtı, göçtü hikayeleri anlatan aymaz ve sahtekarların da maskesi düşmüştür. Amerikan F16’larını Irak’tan geri gönderen, depremleri erteleyen, şehirleri yıkılmasın diye elleriyle tutan, ‘açın kapıyı Mehmet Efendi geldi’ diyen şebeklerin de maskeleri düşmüştür. Peygamberimizi Çanakkale Savaşları’na ve Kıbrıs Barış Harekâtına getirip savaştıranların da maskesi düşmüştür. Galiba Kore’ye de getirmişlerdi. Tarih boyunca İslam beldelerini tarumar edenlerin hiçbiri, Müslümanlara hayatı dar edenlerin hiç birisi bu işleri dua ederek yapmadı. Çalıştı, üretti, ortaya bir güç koydu, sonra da işe koyuldu. Rabbimiz bize, siz yan gelip yatsanız da oturduğunuz yerden ahkam kesseniz de ellerinizi açın, bana dua edin, ben de sizin düşmanlarınızı bertaraf ederim mi dedi. Rabbimiz bizim emir erimiz değildir. Yapmamız gerekenleri yapmadığımız için işin kolayını bulmuşuz. Peygamberimiz hiçbir savaşını dua ederek kazanmadı. Gereğini yaparak kazandı. Gereğini yaparken de mücadelesi için Rabbimizden kendisine güç ve kuvvet vermesini istedi. İsrailoğullarının Hz. Musa peygamberimize dedikleri gibi. Biz burada bekleriz, sen ve Rabbin gidin savaşın… Yoksa: “Allah’ın ve sizin düşmanlarınızı ve onların gerisinde olup sizin bilmediğiniz, ama Allah’ın bildiklerini korkutup caydırmak üzere, onlara karşı elinizden geldiği kadar güç ve savaş atları hazırlayın. Allah yolunda harcadığınız her şeyin karşılığı, zerre haksızlığa uğratılmadan size tastamam ödenecektir.” (8/ Enfal, 60) Gazzelilerin ellerinden geleni yaptığına yürekten inanıyoruz; ya biz… Ah Yavuz Sultan Selim Han’ım ah…

Teknolojik hamlelerin altyapısını oluşturan AR-GE’lere yapılan harcamalara höyküren basiretsizler, sizin de maskeniz düşmüştür.

“Medeni insanı, ihtiyaçları çok olan insan diye tarif etmez miyiz?”[1] diyen Süleyman Demirel, ülkeyi sulama ve elektrik üretmek amaçlı barajlarla doldurmuştu. Keban Barajı yapılırken dönemin/Nihat Erim Hükümetinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Nezih Devres’in sözlerine bakar mısınız: “Bu barajlara... Enerji yatırımlarına gerek yok... Türkiye'nin bu kadar elektrik enerjisine ihtiyacı hiç yok... Enerjiyi toprağa mı vereceğiz?... Enerji yatırımları durdurulsun. Keban Barajı'nın inşaatı yavaşlatıldı. Almanya'nın ünlü Der Spiegel dergisi, geniş bir yayın yaptı. Keban Barajı... Türklerin onursal fiyaskosu... Bölge, baraj inşaatı için uygun değil. Alman medyası böyle yazınca... Bizim medyada da Keban karşıtı yayınlar başladı... Cumhuriyet Gazetesi... 18 Haziran 1973.[2] Bu kafalara rağmen, ülke her alanda, özellikle son yirmi yılda çok büyük atılımlar elde ederken, istemezükçü paranoyakların da maskesi düşmüştür. Teknoloji ve savunma sanayi olmadan kalkınma, büyüme ve gelişmenin mümkün olmadığını ne zaman anlayacaksınız ey basiretsizler? Kalkınmanın, büyümenin ve gelişmenin önündeki en büyük engel olan basiretsizler, sizin de maskeniz düşmüştür.

Üstat Cemil Meriç, yaşadığı dönem için şöyle bir tespitte bulunmuştu: “Şeytan insan için ne ise, İngiltere de dünya için odur…” Üstat, bugün ABD’nin yaptıklarını görseydi, galiba şeytan kıta değiştirmiş derdi. Gerçi ABD, İngilizlerin gayrimeşru çocuğu olduğundan ha Amerika kıtası ha Avrupa kıtası, hepsi aynıdır.


 

[1] Süleyman Demirel, “DEMİREL” Tanıl Bora, s. 49

 

[2] Yavuz Donat, Sabah Gazetesi, 20 Eylül 2019

 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR