Modernizmi kapitalizm doğurmuştur. Varlık ve üstünlük vesilesi olarak kabul gören belki de tapınılan sermaye ve sermaye sahipleri çağlar boyunca peygamberleri uğraştıran çok güçlü bir etmen olmuştur. Sermaye, gücü beraberinde getirmiş ve zamanla kendini tanrı yerine koyarak insan üzerinde tasarrufta bulunmuştur. Dinin egemen olmadığı toplumlarda sermaye mutlak egemen olmuştur. Ve kapitalizm/sermaye kendi egemenliği önünde engel gördüğü her şeyi tüketmiştir. Kutsalları tüketmiştir. Kutsalı olmayan insan üretmiştir. Ya da muhataplarına tükenen kutsal var etmiştir.
Kapitalizm, İslami bir gelenek olan cenaze ve defin işlerinde tüketme yoluna gitmiştir. Özellikle farklı paye sahibi (siyasetçi, sanatçı vd.) olan kimseler bundan daha çok nasiplerini almışlardır. Son örneği Ferdi Tayfur’un cenaze töreninde yaşandı. Öyle ki kılınan cenaze namazı dışında ki görüntüleri İslam’ın cenaze geleneği ile uzaktan yakından bir ilişkisinin olmadığı görülecektir.
İslam’ın ölüm ve sonrası izlenecek yol ve yöntem bellidir. Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye’de halk nezdinde cenaze ve defin işlemleri hep aynı ve İslami özellikler taşımıştır. İslam inancındaki ölüm ve defin gelenekleri Hz. Adem için yapılan defin ve uygulamalarla neredeyse aynıdır. “Bu işler Adem’den oğullarına geçecek bir sünnettir” rivayetiyle aktarıldığı üzere, kefenleme, yıkama, defin, cenaze namazı gibi işler hep aynı olmuştur.
Ancak modernleşme sürecini yaşayan devlet ve bazı yapılar, sanatçılara Ferdi Tayfur’un cenazesinde görüldüğü gibi İslam ve geleneklerin dışında törenler yapılmaktadır. İslâm’a uymayan cenaze merasimleri; cenazeyi bekletmek, katafalka koymak, çalıştığı yere getirip saygı duruşunda bulunmak, ölenin resmini yakalara asmak, ölüyü alkışlamak, baba diyerek kutsamak, şarkılar söylemek, sloganlar atmak ve tabutun bulunduğu yeri eğlence ortamına çevirmek; hiçte İslami ve geleneğe uygun değildir.
İslami gelenekte cenaze yeri ve merasimleri ibadet algısı içerisinde kabul edilir ve o şekilde davranılır. İstiğfar, dua, rahmet dileme ve namaz; hüznü paylaşma maddi ve manevi destek; taziye işlemleri İslam’ın unsurlarındandır. Bunun dışında kalan etkinlikler batıldır. İslam’ın öngörmediği hallerdir.
İslami usulde ölen kimsenin dünyada sahip olduğu mevki ve makam dikkate alınmadan bir insan olarak saygı görür ve değerlendirilir. Ölü kültü ve kutsama söz konusu değildir. Hani asker kökenli rütbesi General olan bir kimse Musalla Taşına (Musalla taşı, cami avlularında bulunan cenaze namazı kılınırken tabutun üzerine konulduğu taş)getirilir. Kural gereği erkek cenazeler için “er kişi niyetine” niyet alın denilince, cemaat arasında bulunan oğlu “babam er değil general” diye seslenir.
Ferdi Tayfur’a uygulanan cenaze merasiminde AKM’ye getirilerek kendisi şarkıcı olduğu için Kültür Merkezi adeta konser salonuna dönüştürüldü. Başka bir gün de mesleği oryantal olan bir kadın ölürse, o da AKM’ye getirilerek katafalk üzerinde beklerken ekrana oryantal görüntüleri mi sergilenecek? Ayrıca katafalk uygulaması kökeni Roma’dır.
Ferdi Tayfur’un şahsiyeti ve kişiliği bu makalenin konusu değildir. Ancak toplumsal etkisi ve faydası ne olmuştur? İcra ettiği meslek topluma hangi katkıyı sunmuştur. Müzikleri en çok hangi alanlarda ve katmanlarda dinlenmiştir. İlahiyatçılar ve sosyologların bu konuda söyleyecekleri olmalıdır. Aksi halde popülist hal gerçekleri teslim alacaktır.
Müslümanlar; Modernizm ve kapitalizmin; İslami değerleri, milli ve manevi değerleri tüketmesine izin vermemelidir.
Allah taksiratını affetsin.