Asr Suresi :
Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
1. Asra yemin olsun ki,
2. İnsan mutlaka ziyandadır.
3. Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye eden ve sabrı tavsiye edenler bunun dışındadır.
İslâm, kişinin kendisi ve toplumuyla barışık bir hayat yaşamasını sağlamak amacıyla Allah tarafından bütün insanlığa gönderilmiş olan son İlâhî dinin adıdır. İslâm’ın gönderiliş amacı, tarihsel ve sosyolojik bir gerçeklik olarak ferdi ve toplumsal hayatta var olan yanlışlıkların düzeltilmesine ilişkin önerilerde bulunmak ve muhtemel sapmaların ortaya çıkmasına engel olabilecek çözümler oluşturmaktır. Kendisiyle aynı inancı paylaşan veya paylaşmayanlarla bir arada ortak bir hayat sürdürmek durumunda olan insanın, toplumsal hayatın gerçeklerine ve gereklerine uymayan
davranışları dinî ve toplumsal normlarla kontrol altına alınmaya
Çalışılmaktadır. Öte yandan, ferdî ve toplumsal hayata ilişkin İlâhî talepleri içeren dinin inananlarına yüklediği sorumluluklar yanında vazgeçilmez ve devredilmez kabul ettiği temel hak ve özgürlükler, bu dinin gönderiliş gayesinin ve sosyolojik ve tarihî olarak varoluşunun ifadesidir.
İslam'ın Bir Şartı Olan Ramazan Hakikati Anlatmaktı .
Zaman ve mekan kavramlarından sıyrılarak yaklaşmak ve yakınlaşmaktır. "Ene" duygusundan kurtulmaktır. Yakın olmaktır, Ötelere. Öte'nin bilgisine yakîn olmaktır.
Pragmatist duyguları hiçlik ile özdeşleştirerek sevmek,beklentisiz severek yakınlaşmaktır.
Uzak kalarak yakınlaşmaktır. Mâsivâdan uzaklaşarak yakınlaşmaktır,
Ötelere. İnkardan uzaklaşarak yakınlaşmaktır inanca. Kin ve nefretten uzak kalarak yakın olmaktır sevgi ve hoşgörüye.
Sözün sahibine yakın olmak, ötesini hiç sayarak, şartsız "La" duygusu ile yakın olmaktır.
Ötelerden gelen yüce söze, gönül yüceliği ve teslimiyet ile kulak
kesilmektir.
2. Ramazan Teslimiyetti.
Asrın sahibine teslim olmaktır.
Teslimiyet, iyiliğe ve hayra teslim olmaktı.
Sonuca değil uygun bir adanmışlık ile sonucun sahibine İbrahimce bir duruş ile teslim olmaktı.
Yusuf'u anlamak ,Yusuf gibi kuyunun derinliğine bakmayıp kuyunun sahibine teslim olmaktı.
Hayır ve güzelliklerin ruhlarımızı teslim alacak egemenliğine boyun eğmekti.
Hz.Ömer'in meşrebinden olmak ve onun sülûkunda seyir sürmektir.
3. Ramazan Adanmaktı.
İnsanlığın huzuru adına ,iyliği yay kötülükten uzak dur emrine Ebuzer
teslimiyetiyle adanmışlıktı . Af, rahmet ve mağfiret dileğinin gerçekleşmesi adına Yüce Kudret'e gönülden niyetlerimizi arz etmekti. Nefsaniyetin insaniyetimizi esir almasına karşı direnç göstermekti.Tahribata uğramış yanlarımızı bu direnç ile onaracağımızın sözünü vermekti.Belkide Kerbelayı ankamatı ramazan.Hakikatin sahibiyle,karnına taş bağlayan en güzel önder gibi ve o en güzel önderin davasını anlayan Hüseyin gibi
ahitleşmekti ramazan... Çağımızı esir alan, giderek kitleselleşen ve sistematikleşen nefret, ötekine düşmanlık ve duyarsızlaşma gibi yabancılaşmalar karşısında sevgi, merhamet ve muavenet gibi yüksek insani hasletlerimizi yaşamımıza yeniden çağırmaktı.
Uhuvvet duygusuna Mecnun olmaktır.
Uhuvvet hakikatini egemen kılmak davasında beşer'e değil beşerin
sahibine hizmet eden Ferhat olabilmektir.
Ramazan,kendisine ikram edilen mevsimin ilk hurmasını "sokakta oynayan çocuklara ve fakirlere ikram edin"deyip redden en güzele Mecnun olarak ihtiyaç sahiplerine yakın olmaktı. Bedende ruhu idrak etmenin bayramıdır ramazan. Aciz olana, gurbette olana, yolda kalana, iltica edene, kapına gelene, fakr ve zaruret içinde olana, mazlum olana, kimsesiz kalana gönülden bağlanmanın güzeliği ve bu güzelliği yaşayanlar için bayramdı ramazan.
BAYRAM:
Bayram, ayrılığın birliğe, gayrılığın bütünlüğe, dargınlığın muhabbete dönüşme umududur.
Ön yargılar, güç sarhoşluğu ile "MAZLUMUM"seslerine kulak tıkayarak yargılamak ve yok saymak yerine dinlemek
İçimizde kanatlanan dirlik ruhunun şölenleşmesi, kasvet ve zulmetin
sönümlenmesidir. Bayram olması bundandır zâhir.
Bayram, yerden göğe, doğudan batıya, tüm yoksul yüreklerin acılarını bir nebze de olsa dindirmek için bayramdır.
Bayram, yaşayanları anlamaktı.
SONUÇ:
Ramazan:
Mazlumu anlatmaktı ,mazlum olabilmeyi öğrenmekti, mazlumların yaralarını sarmak ve ruhlarını onarmaktı.
Ümmetçe ve milletçe başımız dik yaşadığımız, sevincimizin kursağımızda kalmadığı, yediğimiz lokmaların boğazımızda düğümlenmediği bir bayram…