Erdem, fazilet ifadesiyle Kura'n-ı Kerim’de değer ölçüsü olarak öğretilen, insanın fıtratına uygun yaşam niteliğini tanımlayan sıfattır. Erdem, ahlaki olarak doğru olan şeyi yapıp yanlış olanı yapmamaktır. Erdem, insanlık tarihiyle yaşıt, doğru davranışı tanımlamak için kullanılan ve nasıl güzel ahlaklı olunacağına dair üzerine fikirler sunulan kavramdır. Hayatın anlamını doğru kavramayan, nesilden şikâyet eden büyükler, erdemli nesil için maddi ve manevi hangi yatırımları yaptıklarını, hangi önerileri sunduklarını sorgulamalıdır. Her nesil bir önceki nesile emanettir. İnsanın imtihanı nesli iledir.
Allah, ‘kerem bir varlık olarak yarattığı insan’ neslinin değerini korumak için Kerim olan Kur’an’ında özel ilkeler beyan etmiş, insani değerlere olan şeytani saldırırlar karşısında, koruma sağlamıştır. Erdemli neslin korunması, iffetin korunmasıyla başlar. İffetli olmak demek, Allah’ın yasakladığı, aklıselim sahibi insanlarca ayıp ve çirkin görülen, toplumsal sağduyu tarafından da reddedilen, insana yakışmayan tavırlardan uzak durmak demektir.
Nesli korumaya, azgınlığın her türlüsünden uzak durarak, aileyi nikâhlı helal ilişkiler üzerinden kurarak, helal kazanca helal yollardan ulaşarak, vahyin her hükmünü hayat ilkesi edinerek, ahiret dünya dengesini gözeterek başlanmalıdır. Nesli ifsat eden zinaya, aklı ifsat eden alkole, malı ifsat eden kumara, rızkı ifsat eden harama, imanı ifsat eden küfre, yaklaşmayın buyrulan emirlerin hikmetine teslim olmak gerekir. Bütün bunlara ve bunun gibi kötülüklere açılan kapılar usulüne uygun şekilde engellenmelidir. Her türlü erdem dışı olumsuzluklara götüren yolların sıradanlaştığı hatta sevimli görüldüğü günümüz koşullarında dikkatli ve tedbirli olmak gerekir. Bu tedbir için, sosyal hayatın bütün sorumluları, başta aile olmak üzere görevlerini yerine getirmelidir. İffetini ve utanma duygusunu kaybeden nesil azgınlaşır, zincire vursan iflah olmaz. Değerli ve erdemli olan tavır ve davranışlar, tertemiz çocukları kötülüğün her türlüsüne karşı korumada önceliğimiz olmalıdır.
Yöneticisinden yönetilenlere kadar erdemli ahlaka sahip insanlar, bulundukları yeri ıslah ederken, gelecek nesillere erdemli koşullar ve ortamlar bırakırlar. İnsanın yaşadığı yerde olumsuzluklar hep olur. Önemli olan olumsuzluklara direnecek erdemin olmasıdır. İnsan hatadan tamamen sıyrılamaz. Hataların farkında olup tekrara düşmekten korunmakta erdemli olmanın alametlerindendir. Erdemli olmak ruhsal olgunluğa ulaşmak ile mümkün olur. Ruhları olgunlaştıracak değer ise vahiydir.
Biyolojik yapıda bağışıklık sisteminin yeri ne kadar önemliyse, manevi yapımızda da doğru bilgi ve yeterli emek ile yetişmek o kadar önemlidir: “Mallarınızın ve çocuklarınızın birer imtihan sebebi olduğunu, Allah katında da büyük bir ödülün bulunduğunu bilin.” (8/Enfal, 28) buyruğundan da anlıyoruz ki bir Müslümanın birinci vazifesi, neslini doğru yol üzere yetiştirme gayretidir.
Erdemli neslin oluşturulması ve korunması, İslam dininin korunmasını öncelediği, din, hayat, mal, akıl ve nesilden oluşan, beş değerden biridir. Neslin korunması, diğer değerlerinde korunmasını sağlar. Neslini koruyamayanın değerleri ya bozulur ya da yok olur. Korunmayan her şey zaman içinde ziyan olur. Ziyan olan zarar verir. En büyük ziyan ise insanın ziyan olmasıdır. İnsan erdemini kaybedince elinin, aklının dokunduğu her şey zarar görmeye başlar. Erdemli nesil hedefinin merkezinde İslam'ın öğretilerini toplumsal ihtiyaçlara göre sunmak olmalıdır. Dünyaya hem madden hem de manen en korumasız varlık olarak gelen nesil, başıboş bırakılamaz. Zamanın çocukları, ne desen dinlemiyor, zor zamandayız, elimizden gelen başka şeyler yok, aç değiller, açıkta değiller, ben daha ne yapayım, Kur'an kursuna gönderdim, diyen veliler çoktur. Mazereti maharet sanan insanoğlu, bilmelidir ki maharet yanlışı ortadan kaldırma çabası ve sürekliliğidir. Bindiği arabasının çizilmesine içerlendiği gibi neslinin erdemine atılan her türlü şer çiziklere de içerlemelidir. Maharet İslam'ın hakikatlerini emanet edilen nesile, doğru aktarmaktır. İnsanın en kıymetli eseri neslidir. Neslin kıymeti de erdemli oluşundadır. Bunun için gereken ne varsa yapılmalıdır. Nihayetinde çocuğunda olsa, kendi kararlarını kendisi verecektir. Burada sorumluluk öncekilerin sonrakilere doğru örnekleri yaşayarak ve söyleyerek göstermesidir. Hak ile batılın farkında olan anne ve babalar ancak bu işi başarabilir. Elden geleni değil, gelmesi gerekeni ortaya koymaktır asıl olan. Asıl yerini alınca sahte olan artık tercihe kalmıştır. Nihayetinde insan gücünün yettiğinden sorumludur.
İnsanın sahibi Allah'tır, onun nasıl yetiştirileceğini en iyi O bilir. İnsanın değerini, Allah’ın dilediği yönde nesilden nesile gözetip korumak çok önemlidir. Bu maksatla Kur'an'ı-ı Kerim’de ve sünnette neslin inşasına yönelik birçok hüküm, talimat ve tavsiyeye yer verilmiştir. Bu tavsiyelerden bazıları, Lokman suresinin ilgili ayetlerinde, (31/Lokman, 13-19) Lokman (as)’ın oğluna nasihatleridir. Bu nasihatler, “Her şeyden önce Allah'ın tek güç olduğunu, ona layık olmanın her şeyden önce geldiğini, ana baba değeri bilmeyi, hiçbir şeyin Rahman’a gizli kalamayacağını, Allah'ın gözetiminde ve emrinde olduğunu namazla göstermesi gerektiğini, insanları küçük görerek büyüklenmek hatasına düşmemesini, her halinin yaratan nezdinde karşılığı olacağını, günü geldiğinde hesaba çekileceğini” öğretir.
Ayetlerden de anladığımız hakikate göre, kim bir çocuk üzerinde etki oluşturacak ise muhakkak söz ve davranış tutarlılığı olmalıdır. Samimiyet çocuklara ustalıkla hissettirilmeli, ‘hikmet dolu kararlar’ vahiyle beslenmelidir. Peygamberimizin ”Çocuklarınıza ikramda bulunun; onlara güzel terbiye verin” (Hadislerle İslam, DİB) öğüdü özümsenmelidir. Çocuklardan çeşitli beklentileri olan büyükler, beklentilerinin kaynağını ve sonuçlarını doğru değerlendirmelidir.
Erdemli nesil yetiştirmede yol haritası nasıl olmalıdır.
Evde amirin belli olması önemlidir. Çocuk, ergenlik öncesi anne ve baba hâkimiyetini özümsemelidir. Çocuklarına anne ve babalığı doğru hissettirmeyen aileler, nesilde iki açık oluştururlar. Birincisi ailenin kurumsal yapısını anlayamayan nesillerin kuracakları yuvalarda bozulmalar, boşanmalar artar. İkincisi, büyüklere olması gereken saygıyı kaybederler. Ebeveynin doğru kararlarına ve beklentilerine saygıda kusur edenlerin, saygısızlık yapmayacağı hiçbir büyük yoktur. Ebeveynler, asla çocuklarının emrine girmemelidir. Kendi otoritelerinde de “esnek bir otoriteye” sahip olmalıdır. Çocukların büyüklerinin doğru tavsiye emir ve yasaklarında sevgiyi hissetmelidirler. Aksi halde, asi olur ve artık onları dinlemez.
Çocukların söz hakkı her zaman olmalı ki, haklarını isteme ve savunabilme güveni oluşabilsin. Çocukların kararlarına anlayışla yaklaşmak, onları dinlemek, yanlış olanı izah etmek, doğru olanı öğretmek şahsiyetlerinin gelişimi için çok önemlidir. İnsanın en yakını ailesidir. Aile içi iletişimin en kıymetlisi de doğruluk ve güzel ahlak üzerine kurulanıdır. Büyüklerinin yalanlarına, kötü davranışlarına tanık olan nesiller olumsuz kişiliklere bürünürler. Çocuklar, su gibi girdiği kabın şeklini alırlar. Anne baba kendileri doğru ahlaka talip olursa, ahlaklı nesil beklentileri için gayretleri şekillenir.
Günümüzün şikâyetleri geçmişinde şikâyetleri gibidir. İnsan vahiyden habersiz kalınca sahipsiz kalır. Bütün varlığın yegâne sahibi, hepsine rahmet nazarıyla ikram eden Allah'tır. Nesli korumak onu erdemli yetiştirmek ile mümkündür. Ebeveynler nesli yetiştirmede eksik kaldıkları yönlerde gerekli desteği erdemli insanlardan almalıdır. Erdemli toplum önerisini sunan büyük düşünür Farabi’nin de dediği gibi: ”Erdemli toplumun düşmanı cehalettir.” Cehalet, bazen gerekeni bilmemek, bazen gerekli olanı önemsememek, bazen de kasıtlı olarak ve isteyerek hakka hakikate düşman olmaktır. Cehaletin her türlüsü karanlıktır. Karanlığın çaresi ise vahyin ışığına talip olmaktır. Bireysel veya toplumsal erdemli nesil için yola çıkanlara ve yolda olanlara selam olsun.