Prof. Dr. Bilal SAMBUR

Tarih: 03.12.2021 17:36

Eğitimi düşünmek

Facebook Twitter Linked-in

Eğitim, günümüzde insanlığın en önemli faaliyeti haline gelmiş durumdadır. İnsana dair her şey, hemen eğitim konusu haline getirilmekte ve sistematik bir şekilde öğretilmesi için organizasyonlar yapılmaktadır. Bugün eğitim dışında kalan hiçbir faaliyetin olmadığını söyleyebiliriz. Eğitim demek, hayatın her alanını kontrol etmek ve düzenlemek demek değildir. Eğitim totaliteryanizmi, aslında eğitimi ortadan kaldıran en tehlikeli yoldur. İnsana dair her şeyin eğitim konusu haline gelmesi, eğitimde özgürlüğün ve çoğulculuğun esas alınmasını gerekli kılmaktadır. Eğitim totaliteryanizmi, insanı ve hayatı inkar etmektir. Eğitimin totaliteryanizmin aracı haline getirmek yerine eğitimi, insanı özgürleştiren, zenginleştiren ve farklılaştıran yaratıcı ve dinamik bir süreç haline getirme şeklinde çetin bir meydan okumayla karşı karşıya bulunmaktayız.

 

İnsan, tabiatı gereği değişen bir varlıktır. Değişmeyen tek şeyin değişim olduğu ifadesi, insana dair asli bir gerçekliği ifade etmektedir. İnsanın her zaman ve her yerde sürekli değişme içinde olması, bozulma anlamına gelmemektedir. İnsani değişimleri, insanın bozulması, sapması ve yoldan çıkması olarak algılamak, büyük bir yanılgıdır. Asıl bozulma, insanın değişimini engellemek için dayatmalarda, zorlamalarda ve müdahalelerde bulunmaktır. Eğitimin görevi, insanın sürekli olarak değişmesini sağlayacak imkanlar ve kaynaklar oluşturmaktır. İyi bir eğitim, insanın özgürce değişmesine, gelişmesine, olgunlaşmasına ve özgürleşmesine imkan veren eğitimdir.

Eğitim, hayata ve tabiata dair konularda insanın derinlik kazanmasının aracıdır. İnsan bir konuda derinlik kazandığı zaman, o konuyu özümsediği gibi, o konuda değişim yapmak için motive olmalıdır. Eğitim, değişiminin motivasyon kaynağı olmalıdır. Sahici eğitim, değişim odaklıdır.

Eğitim, ideal insan inşa etme şeklinde dayatmacı ütopyaların aracı haline getirilemez. Belirli değerler doğrultusunda insan imal etmenin mümkün olduğundan hareketle eğitimin araçsallaştırması halinde ortaya ucube bir varlığın çıkacağını söyleyebiliriz. Doğru olduğu mutlak olarak kabul edilen değerler çerçevesinde insan imal etmeye kalkan faaliyetlerin sonucunda ortaya çıkan bilgisiz, değersiz, sanatsız, kültürsüz, kaba, düşüncesiz ve akılsız nesneleştirimiş varlıklardır. Sahici anlamda eğitimin amacı, insanın düşüncesini, aklını, değerini, bilgisini ve birikimini faal hale getirmektir. İnsanı faal haline getirmeyen hiçbir faaliyet, sahici anlamda eğitim olarak nitelenmeyi hak etmemektedir.

Eğitimin zıddı cehalettir. Eğitim, insanın cehalet ve barbarlık durumundan kurtulması için gerekli olan bir çalışmadır. Eğitim adı altında cehaletin insana ve topluma hayat tarzı, değer, ahlak, inanç ve felsefe olarak dayatılması, insan için en büyük tehlikedir. Eğitim, her açıdan cehaletin bütün biçimlerini sorgulamayı ve aşmayı öğretmelidir. Eğitim, insana ve topluma tahakküm etmenin aracı olmamalıdır. Bir grubun topluma tahakküm etmesine yarayan bir eğitim sistemi inşa etmek, aslında eğitimi ve insanı ortadan kaldırmak demektir. Güce dayanılarak yapılan eğitim, aslında eğitimin gücünü kaybetmesine yol açmaktadır. Toplumlara cehaleti eğitim adı altında dayatmak, bireyin ve toplumun vahşiliğe, şiddete, düşmanlığa ve fanatizme mahkum olması demektir.

 

Eğitimin görevi, bir inanca, ideolojiye veya felsefeye göre insan imal etmek değildir. İnsanın kendi varoluşunu gerçekleştirmesi, kişinin kendi görevidir. Kişinin, kendisinin ne olacağına karar vermesi ve buna göre bir hayat tasarlaması, kendi sorumluluğudur. Eğitim, kişiyi kendine bırakmalıdır. Kişi, farklı eğitim imkanlarından yararlanarak kendisine uygun bilgiyi ve birikimi elde etmeye çalışmalıdır.

Eğitim, akla, bilime ve felsefeye dayalı bir faaliyettir. Hurafeler ve yanılsamalar ışığında bir eğitim olamaz. Hurafeler ve yanılsamalar, insanı bölmekte, kısırlaştırmakta, dondurmakta ve çürütmektedir. Daha önceki yüzyılların uygulamalarını ve değerlerini günümüz dünyasına ideal eğitim modeli olarak taşımak, insanı işlevsizleştirmekten, köreltmekten ve körleştirmekten başka bir işe yaramayacaktır. Eğitim, geçmişe değil, şu ana ve geleceğe bakan bir süreçtir.

Eğitim, bireyin ve toplumun taleplerine ve ihtiyaçlarına göre şekillenmeli ve değişmelidir. Birey ve toplumu görmezlikten gelerek gerçekleştirilen tepeden inmeci eğitim uygulamalarının, birey ve toplum hayatında bir karşılığı, değeri ve işlevi bulunmamaktadır. Ben bilirimci şeklindeki tepeden inmeci yaklaşımlar yerine herkesin bilgi ve birikimini değerli gören katılımcı, paylaşımcı, kapsayıcı ve eşitlikçi eğitim uygulamalarının gerçekleştirilmesine çok ihtiyaç vardır.

 

Kaynak: Milat Gazetesi


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —