Efendim, hayatın içindeki hakikatleri insanlara mütebessim bir çehre ve nükteli bir dil ile aktararak fıkralarında tebessümle tefekkürü meczeden hoca merhuma sormuşlar:
“Hocam, cenaze kabre götürülürken tabutun neresinde olalım? Sağında mı, solunda mı, önünde mi, arkasında mı?”
Nasreddin Hocamız her zaman olduğu gibi yine koymuş taşı gediğine. Soruyu soranlara şu cevabı vermiş:
“İçinde olmayın da neresinde olursanız olun”
Efendim, içinden geçtiğimiz ağır mübarek günler, rahmet ve bereket nehirleri olarak içimizden geçerken aklıma işte bu fıkra düştü. Hep Mersin’den mesaj verecek değiliz ya, bu defa da tersinden olsun mesajımız.
İşi düzeltmek için hocanın fıkrasını tersine çevirdim ve ‘’Ramazan-ı Şerifi nasıl ihya edelim?’’ diye soranlara cevap sadedinde şunları söyledim:
“Geceleri kaim, gündüzleri saim, salih ameller üzere daim olun. Kur’an’ın lafzının hamili, ahkâmının amili ve ahlakının kamili olun. Ömrünüz bir oruç, ölümünüz iftarınız olsun, iftarınız, itibarınız ve iftiharınız olsun. Kur’an’ın hafızı gücünüz yettiği kadar muhafızı, böylece irfan semamızın yıldızı olun. Her geceyi Kadir, her gördüğünüzü hızır. Bu ayın her anını tarifsiz bir huzur bilin. İrfan, ihsan ve ikram kapılarını sonuna kadar açın. Ramazan denizinde oruç gemisiyle kadir incileri arayın. Ahlarınız ve eyvahlarınızla günahlarınızı eritin. İki cihanda tutunacağınız bir oruç tutmaya çalışın. Tevhidi kalbinizden, tekbiri dilinizden, tespihi elinizden düşürmeyin. Yoksula yoldaş, fakire sırdaş, garibana arkadaş olun. Kur’an’ı anlamak, yaşamak ve yaşatmak için okuyun.
Oruçla dirilin, zekatla durulun, Kur’anla yoğrulun. Eliniz ile cebiniz, aklınız ile kalbiniz ve kavliniz ile fiiliniz arasındaki bütün engelleri kaldırın. Bütün kitapları tek bir kitabı daha iyi anlamak için okuyun.
ALLAH Teala’dan insanlık için hidayet, mü’minler için istikamet ve müslümanlar için vahdet isteyin. Eski ramazanların değil, eskimeyecek ramazanların peşinde koşturun. Hafızlarına mukabele ettiğiniz o kerim kitabın ahkamıyla muamele etmek için nefsinizle mücadele edin. Lisanıyla buluştuğunuz Kur’an’ın ahkamı, anlamı ve ahlakıyla da buluşmaya çalışın. Her anı bayram olan bu kutlu iklimin coşkusuyla hikmete, ra’m olarak hakikat menziline doğru yola revan olun. Orucu bozacak şeylerden uzak durduğunuz gibi insanı bozan şeylerden de uzak durun. Hayatınızdaki bu ramazan; hayalinizdeki o ramazan olsun. Günlerinizi ibadet, sofralarınızı bereket, kalplerinizi meveddet, yüreklerinizi muhabbet ve hanelerinizi de saadetle doldurun. Oruçlu iken en çok ağzınıza girenlere dikkat ettiğimiz kadar ağzınızdan çıkanlara da dikkat kesilin. Bu rahmet ikliminde günahlardan arınmaya, haramlardan sakınmaya ve rahmanı razı edecek tavırlar takınmaya çalışın.
Efendim, tavsiye listesi uzar da uzar. Yazı uzun olursa okurlar bize kızar. Biz az söyledik, siz çok anlayınız. Eksik kalan yerleri siz tamamlayınız. Hasılı kelam, demem o ki, Ey azizan; bu rahmet, bereket, mağfiret, ibadet, taat ve cennet iklimi, Şehr-i Ramazan’ın kıymet ve faziletinin feyiz ve bereketinin, rahmet ve nimetlerinin, ibadet ve taatlerinin dışında olmayın da neresinde olursanız olun.
Kaynak: yeni Söz Gazetesi