Çağdaş tefsir çalışmaları ile ilgili yapılan birçok araştırma söz konusudur. Lakin çağdaş kadın müfessirlerin yazmış olduğu tefsirler ile ilgili elimizde çok az malumat bulunmaktadır. Bunun birçok gerekçesi olması ile birlikte asıl gerekçe bu alanda yapılan çalışmaların çok az olmasından kaynaklanmaktadır. Yaptığımız araştırma sonucunda edindiğimiz bilgiler ile yakın tarihte tefsir yazmış olan kadın müfessirler Zeynep Gazali, Aişe Abdurrahman ve Semra Kürün Çekmegil hoca hanımlar olarak karşımıza çıktı.
Semra Kürün Çekmegil ve Okuyucu Tefsiri
Semra Kürün Çekmegil kendisi ile yapılan bir mülakatta kendisini şöyle tanıtıyor: ?1947´de Malatya´da dünyaya geldim. Ailemi, babaannemi, anneannemi hep kitap okurken hatırlarım. Anneannem o zamanlar Kur´an öğreticisi idi. Orada kaldığım zamanlar ellerinde alfabe, Kur´an´larıyla gelirlerdi ve herkes birini kontrol eder sonra hocanın önüne geçerlerdi. Tabi anlamı ile okumak ve okutmak düşünülmüyordu. Öyle bir uyarı da yok gibiydi. Babaannem Osmanlıca "Mızraklı İlmihal" ve hatırlayamadığım kitaplar okurdu ama babamla hep tartışırlardı. Babam; ?Ana gözüm bunlar hurafe derdi.? Babaannem ise ?sahabenin devleti işte burada yazıyor´ der ve okumasına devam ederdi.
Babam, istisnalar hariç hep sabah namazına kadar okuyup, araştıran, yazan; annem ise her işe kabiliyetli sanatkâr bir ruha sahipti. Meslek hocaları gelir, ondan elişi dersleri alırlardı. Şimdinin o fabrikasyon çiçekleri vesaire, herkesin kursa giderek yaptıklarını o evde bir şekilde yolunu bulup yapardı. Bizlere de, içerisine İslami değerler yerleştirilmiş masallar anlatırdı. Aile içerisinde bir araya gelindiğinde tartışmalı sohbetler yapılır; şiirler, ilahiler okunurdu. Böylesi bir ortamda büyüdüm ve ailemin dördüncü çocuğuyum. Dört çocuk annesiyim elhamdülillah. Malatya´da ikamet etmekteyim. Yetişmemde elbette bunların büyük rolü vardı.
Evlendikten bir süre sonra arkadaşlar ve yakınlarımla yapılan derslere katılarak dini, ilmihali bilgilerin yanında bazen kısa surelerden başlayıp daha ileriki zamanlarda ise iman ve cihad ayetlerini ele alarak, derslere mazeretsiz devam ediyorduk. Tabi bu arada bazı derslerden, şucuyum bucuyum demediğim ve ters gelen şeyleri sorguladığım için dışlandığım zamanlar da olmuyor değildi. Bir dönem, yeterli olmasa da Arapça dersi aldım. Malatya´da o zamanlar şubesi bulunan ?Bilgi Vakfı´ ve ?Akabe Vakfı´nda haftalık tefsir gibi dersler ve yerel radyo programları ile çalışmalarda bulunuyordum. Vahyi rehber alarak tevhidi çizgiye dikkat etmeye çalıştığımdan, bazen sabahlara kadar vicdanları harekete geçirecek, hayata ışık tutacak ayet ve hadisler arıyordum. Malum, Müslümanların din adına yaşadıklarının çoğu hurafe ve insanı şirke sokan bilgiler olduğundan işimiz zorlaşıyordu. Allah´a şükür, şimdilerde Kur´an´ı anlama şuuru kazanıldıkça hakikatleri, doğruları daha bir cesaretle söyleyebiliyoruz.? (Dünyabizim)
Okuyucu Tefsiri´nin müfessiri Semra Kürün Çekmegil´dir. Eserin 8 cildi neşredildi, henüz tamamlanmayan bir tefsir önümüzdeki süreçte diğer ciltlerin neşredileceği bir çalışma. Nida Dergisi yayınları tarafından neşredilmiştir. Tefsirin tanıtım bülteninden: Kari, okuyan, okuyucu anlamını ifade eden bir kelime seçilmişti. Bu isim de, Kur´an´ın ilk emri olan "Oku" fiilinden alınmıştı. Okuyanlara hitap eden güzel bir isim. Evet, bu tefsir, hem dirayet hem rivayet tefsirlerini cem eden, aralarında çok güzel bir uyum sağlayan, akıcı bir üslup ile kaleme alınmış, ilmi bir çalışmadır. Öncelikli olarak hanımlar, kızlar olmak üzere, bütün insanımızın yararlanacağı, Allah´ın Kitabı´ndan nur ve feyz alacağı çok önemli bir eserdir.
Tefsirin yazılış amacı ile ilgili olarak müfessir Kürün şöyle diyor: "Hayatımıza yön verecek olan Kitap´ımızı anlamadan okumanın yanlışlığını, ilmi verilerle anlatarak; anlayarak okumaya teşvik etmekti derdimiz. Malum, ekser Müslüman´lar; bu Kitabı herkes anlayamaz, onu ancak Rasihunlar anlar ve anlatır siz de onlara uyarsınız; hatta sakın böyle bir şeye tevessül etmeyin, küfre düşersiniz" gibi telkinlerle, anlamadan Kur´an okumaya razı olmuşlardır. Kuranı anlayarak okumanın önüne aşılması zor engeller koyulmuştur. Bu anlayışın, Rabbin muradına aykırı bir görüş olduğunu, bilakis, Müslümanların müminliğe terfi etmeleri, ilahi mesajı anlayıp sorumluluklarını yerine getirmeleri için düşünerek okumanın bir vecibe olduğunu, anlama gayreti göstermeden okumanın ise vebal olacağını, vahyi verilerden anlıyoruz.
Sahih bir okuyuşa sahip olarak doğruyu anlamak, büyük bir ciddiyet ve sorumluluk gerektirir. Taraflı, takıntılı peşin kabullerle; grup, meşrep, mezhep ve tarikatçılık taassubuyla yapılan okumalar sağlıklı okumalar değildir. Bu nedenle orijinal Kitabımızın dışında bütün eserler tenkit ve tashih ibadeti içerisinde okunmalıdır ki verilen mesaj anlaşılsın. İnsanı konuşmaya da yazmaya da iten bu şuurla yanlışlarımın düzeltileceği, eksikliklerimin tamamlanacağının verdiği cesaretle ve samimi ilmi her gayretin mükâfatlandırılacağı umuduyla bu çalışmaya koyuldum.? (Özgün Duruş röportajı)
Bu tefsiri mevcut tefsirlerden ayıran en belirgin özellik olarak müfessir şöyle diyor: "Kıssaları günümüz olaylarıyla ele almaya, ilmin, cihadın önemine, cehaletin içerisine düşüreceği tefrika, hurafe, körü körüne atalara uyma ve dinde ruhbanlar edinmenin vahim sonuçlarını açıklamaya ağırlık verdim. Belki diğer tefsirlerden ayıran bir diğer özellikte; çalışmamda yelpazenin çok geniş olmasıdır. Ağırlıklı olarak Esed, Mevdudi, Seyyid Kutub ve Celal Yıldırım olmakla beraber otuza yakın tefsir, ansiklopedi, Kur´an Kelimelerinin Anahtarı (Mu´cem) ve birçok kitap ve dergilerden yararlanarak yazılmış olmasıdır da diyebilirim? ( Özgün Duruş röportajı)
Zeynep Gazali ve Kur´an´a Bakışlar Tefsiri
Arapçası 2 cilttir. Türkçe tercümesi 2 cilt olarak Uysal Yayınları tarafından neşredilmiştir. "İslam âleminin aktif ve seçkin hanım şahsiyetlerinden olan Zeynep Muhammed El-Gazali El-Cubeyli... Bu değerli şahsiyet 10 yaşına gelene kadar eğitimini Ezher âlimlerinden olan babasından aldı. Babasının vefat etmesinden sonra eğitimini medreseden almaya başlayan, Gazali´nin hocaları arasında Ezher´in önde gelen âlimleri de bulunuyordu. Liseyi bitirdikten sonra Hüda Şaravi´nin başkanlığındaki ´Kadınlar Birliği´ ile Fransa´ya gidecekken bir hadise üzerine bu kararından vazgeçti. Bununla birlikte Kadınlar Birliği ile çalışmalarına devam eden Gazali, bu teşkilatla, teşkilatın feminist ve Batı yanlısı tutumlarından dolayı ters düştü. Ezher âlimleri de Gazali´nin böyle bir teşkilata mensupken camilerde vaaz vermesine karşı çıktı. Bu ikilem arasında kalan Gazali, safını netleştirdi ve ´Müslüman Kadınlar Birliği´ni kurarak Mısır´da İslami ve siyasi alanlarda çalışmalara başladı. Zeynep Gazali bu teşkilatı kurduğunda henüz 20 yaşında bulunuyordu. Birlik gerçekleştirdiği eylemlerle kısa zamanda ülke siyasetinde etkili bir konuma geldi. Gazali 1948 yılında ´Müslüman Kardeşler (İhvan-ı Müslimin) Teşkilatı´na katılarak, bu Teşkilat´ın başında bulunan Hasan El-Benna´ya biat etti. Zeynep Muhammed El-Gazali El-Cubeyli, 1951?1958 yılları arasında ´Müslüman Hanımlar´ adlı bir dergi yayınlayarak, Müslüman kadınların problemleri üzerinde durdu. Eziyet ettiler, o pes etmedi. Müslüman Kardeşler´i dağıtarak tüm mallarına el koyan Mısır Devlet Başkanı Cemal Abdünnasır, Zeynep Gazali´nin evini ve özel eşyalarını da gasp etti. Zeynep Gazali, 1959 yılında ´Müslüman Kardeşler´in yeniden toparlanmasında büyük rol oynadı. Gazali 1965 yılında tutuklanarak türlü işkencelere maruz kaldı. Fakat Zeynep Gazali tüm eziyetlere rağmen imanlı bir neslin yeşermesi için büyük çabalar gösterdi. Bu değerli insan, bunca zulüm ve işkenceye katlanarak inandığı ´Yüce Dava´ içerisinde her zaman ön safta durdu. Hayatı hep çile dolu olarak geçen bu değerli insan ömür boyu hapse mahkûm oldu. Fakat 6 yıl ceza evinde kaldıktan sonra 1971 yılında serbest bırakıldı. Bu kadar sıkıntı çekmesine rağmen davasının üstün ve Hakk olduğun bilen Gazali, daha geniş bir coğrafyada hizmetlerini sürdürdü. Arabistan´dan Amerika´ya kadar birçok ülkede çalışmalarda bulundu. Kutlu yolun yolcusu Zeynep Gazali son yıllarda, Dava Adamı Şehit Seyyid Kutup´un kız kardeşi Emine Kutup ile birlikte genç bayanlara dönük ilmi çalışmalar yapıyordu. Zeynep Muhammed El-Gazali El-Cubeyli, genç bayanlara verdiği dersleri daha sonra kitaplaştırarak ´Nazarat Fi Kitabillah´ (Kur´an´a Bakışlar) ismini koydu. Böylece Zeynep Gazali hazırladığı bu tefsirle, çağdaş bayan müfessirler arasına girdi.? (Özgürder.org)