Lokantaların kapısında ilk duyulan sestir o. Tezgah arkasında bekleyen ustanın gözleriyle yakaladığı müşteriyi içeri çekmek için tebessümlü bir çehreyle yaptığı ilk hamle: Buyrun Efendim!..
Birkaç kişilik grupsa şayet kapıda görünen karaltı, daha bir gür çıkar o ses, ardına kadar açılır kapı. Kepçe girer anında devreye, ufaktan karıştırmaya başlar, dumanı savrulur yemeklerin; buğulanır vitrin camları.
Bülbüllerin gülşende şakıdığı seher vakti başlar mesaileri, gece yarılarına kadar devam eder. Evlilik çağına erişmiş yetişkin kız babaları gibi her an gözleri kapıdadır. Ömür törpüsüdür; zor zanaattır beklemek. Sen ne hokkabaz misafirsin ey umut; girmediğin gönül yok.
Masalar doldukça, tepsiler boşaldıkça keyfe gelir lokanta esnafı. Masrafın çıktığını anladığında başlar kıkırdamaya. Sonra geçer müşterilerin oturduğu bir masaya, eliyle garsona işaret eder 'Oğlum acele buraya dört çay!'
Müşterilerle muhabbet en büyük sermayeleridir onların. Malûm Anadolu çocuğu, yokluktan gelmedir, zorlukla yoğrulmuştur hamurları. Firdevsî'nin Şehname'de anlattığı hikayelere benzer, öyle tek celseyle bitmez hatıraları.
Kalfalık döneminin başarılarıdır onları tezgah sahibi yapan. Dürüst ve güvenilir oldukları için açıktır alınları. Kadirşinastır; unutmaz bu yolda kendilerine omuz veren emmileri, dayıları, hacı babaları.
Alırken, satarken ve alacağını isterken kolaylık göstermenin ecir ve mükafatını en iyi onlar bilirler. Halden anlayan insanlardır vesselam. Boyun büken müşteriye ‘Olmaz!’ diye diretmenin esnaflığa yakışmadığını bellemişlerdir her şeyden önce.
Kazanmayı da öğrenmişlerdir harcamayı da. Gariplerin gözyaşını silecek mendil eksik olmaz ceplerinden. Yıllarca sokaklarda yaşamış biri anlatıyordu 'O kadar zaman parklarda bahçelerde yattım fakat hiç aç kalmadım' diyordu. Girdiği her lokantadan tok çıktığını söylüyordu.
Bizim insanımızdan başka ne beklenir. Aslı hu, nesli hu. Her şey aslına rücu' eder. Kök sağlam, maya temiz olunca meyvesi de tatlı olur. Çakıl taşları arasına gizlenmiş yakut misali, nerede olsa kendini belli eder.
Yakasında İGİAD rozeti taşıyan resimdeki arkadaş Musa Kaya. Her sabah dükkanını besmeleyle açan milyonlarca esnafımızdan sadece biri. Kastamonu Devrekanili. İkinci Matbaacılar Sitesi'nde hizmet veren Özlem Sütiş'in sahibi. Dördü erkek bir tanesi kız, beş evlat Babası. Ellibeş yaşında. Allah ömrüne ve kazancına bereket versin.