ABD’NİN ELLERİ KURUSUN
Bismillahirrahmânirrahîm.
Ebu Leheb'in iki eli kurusun! Kurudu da. Malı ve kazandıkları ona fayda vermedi. O, alevli bir ateşte yanacak. Odun taşıyıcı olarak karısı da (ateşe girecek). Ve boynunda hurma lifinden bükülmüş bir ip olduğu halde. (111/Temmet, 1-5)
Tebbet suresi adını, "kurusun" anlamına gelen ‘tebbet’ kelimesinden almaktadır. Peygamberimizin amcası Ebu Lehep ve hanımından bahsetmektedir. Ebu Leheb, ne kadar zalimlik yaptı ki Kur’an-ı Kerim’e konu oldu. Muhtemelen zulmü Arap Yarımadası'yla veya Mekke ile sınırlıydı. Buna rağmen Rabbimizin gazabından kurtulamadı.
Ebu Leheb’in zalimliklerine taş çıkartan ABD zalimliği, insanlığı felakete sürüklemektedir. Dünyanın bütün ülkelerinde piyonları eliyle zalimliğine devam eden ABD, dünya için artık bir güvenlik sorunu olmuştur. ABD örneğinde olduğu üzere, dünyanın bütün zalimlerini yola getirecek yegâne yöntem, elde etmiş oldukları her türlü teknolojik gelişmede onları geçmek, daha fazlasını üretmek olacaktır. Zalimliğin kol gezdiği dünyada var olmak için haklı olmak yetmiyor; haklılığını korumak ve geliştirmek için de çok güçlü olman gerekmektedir. Dünyanın geldiği son reel politik durum bunu gerektirmektedir. Bunu ıskaladığımız takdirde her şeyi ıskalamaya başlarız. ABD ve zalimlikte ortaklarının anladığı dil, güç ve gereklerini yerine getirmektir.
İnsanlığın düşmanı olan ABD, yine insanlığın düşmanlarına sahip çıkmaya devam ediyor. Dünyanın hiçbir yerinde, tarihin hiçbir kaydında, kurulduğundan bu yana insanlığın başına musallat olmuş bir devlete rastlanmamıştır. Haçlı seferlerinden daha berbat bir hal, Moğol istilalarından daha beter bir durum Gazze’de yaşatılmaktadır. Oysa dünya ne zulümler ne katiller ne Firavunlar ne Nemrutlar gördü; maalesef ABD gibi bir Firavun zihniyetinin 21. yüzyılda var olacağını biz de gördük. Her türlü kötülüğün ve sapkınlığın mümessili olan ABD, çağımızın Deccal’idir. Kurulduğu 1776’dan bu yana Amerika kıtasında canını yakmadığı bir millet bırakmamış, özellikle de Kızılderililere soykırım uygulamıştır. Daha sonraları Kuzey-Güney Savaşları'nda Siyahiler’e katliamlar uygulamıştır. Eyalet sözleşmelerini imzaladığı 1788 tarihinden itibaren bulunduğu kıtayı aşmış, nerede bir insan topluluğu varsa oraya musallat olmuş, insanlığı canından bezdirir hale getirmiştir. Afrika’da yaşattıkları, Asya’da yaşattıkları, daha dün diyebileceğimiz yakın zamanda Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de yaptıkları katliamlar ortadadır. ABD, insanlığın iyiliğine olabilecek hiçbir işin yanında olmamış, olmamaya da yemin etmiş bir katil devlettir. Her milletin hainini aziz dost bilmiş, onların eliyle ülkelerin içini istediği gibi karıştırmıştır. İstediklerini iş başına getirmiş, istemediklerini darbelerle görevden uzaklaştırmıştır.
Dünyanın tescilli katil devleti ABD, kendisi gibi insanlığın başına bela olan İsrail’i himayesine almış, Ortadoğu’yu ateş çemberine çevirmek ve Türkiye’yi dize getirmek için elinden geleni ardına koymamaktadır. NATO müttefiki hikayeleriyle bizi avutmaya çalışırken, İsrail sopası ile Filistin’i döverek bize ayar çekmekten de geri durmamaktadır. ABD ve NATO, öncelikle insanlığın ve dize getiremediği her milletin ve her devletin düşmanıdır. En büyük düşmanlığı da Türkiye’yedir.
Katiller hiçbir zaman yalnız değildir. Bu manada İsrail’i hiçbir zaman yalnız bırakmamaktadır. Son olarak, 24 Temmuz 2024’te katil Netanyahu’yu ülkesinde ağırlamaktan ve Kongresinde konuşturmaktan çekinmemiş, dünya ile dalga geçercesine katiller sürüsü, kankaları olan bir başka katili ayakta alkışlayarak karşılamıştır. Konuşması boyunca da sürekli olarak alkışlamışlardır. Yıllardır medeniyetin beşiği olarak gösterilen Batılı devletlerin katiller topluluğu olduğu ortaya çıkmıştır. Yöneticilerinin tüm alçaklıklarına rağmen, bu yöneticilerin halkları mazlum ve mağdur Gazzelilerin yanında olduklarını yaptıkları gösterilerle tüm dünyaya göstermişlerdir. Rabbimizden niyazım odur ki bu insanlar, Gazzeli şehitlerin şehadetleriyle İslam nimetiyle buluşturulsun. Batılı yöneticilerin alçaklıklarını gördükçe rahmetli Aliya’nın muhteşem tespiti aklıma gelir: “Bunu hiç unutma evlat. Batı hiçbir zaman medeni olmamıştır ve bugünkü refahı, devam edegelen sömürgeciliği; döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.”
İnsanlık tarihi ne zalimler ne Firavunlar ve ne de Nemrutlar gördü. Yukarıda sen, aşağıda ben hükümdarım diyen tiranlar gördü. Hepsi geldi, geçti. Hepsinin düzeni yerle yeksan oldu. Allah’tan başka hiçbir varlık veya oluşum ila nihai/ sonsuza kadar var olmayacaktır. Hepsinin bir sonu gelecektir. Kimileri rahmetle anılırken zalimler topluluğu lanetle anılmaya devam edecektir. Zalimlerin hakkından gelecek olan Rabbimiz buyuruyor ki: “Zulmedenler ise, nasıl bir inkılâpla devrilip gideceklerini yakında görecekler.” (26/ Şu’ara, 227)
İsrailli alçak bakanın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı tehditleri konuşulurken 31 Temmuz 2024 Çarşamba günü sabahı Hamas lideri İsmail Haniye’nin şehadet haberi geldi. Filistin Davası’nın yılmaz savunucu, verdiği mücadele ile adeta yaşayan şehit dediğimiz İsmail Haniye, Tahran’da düzenlenen bir suikastla şehit edildi ve şehitler kervanına katıldı. Hamas’ın kurucularından Ahmet Yasin’in 22 Mart 2004’te sabah namazından dönerken şehit edilmesinin ardından nöbeti 17 Nisan 2004'te şehid edilen Hamas'ın kurucularından ve liderlerinden Dr. Abdulaziz Rantisi'nin şehadetinin ardından bayrağı İsmail Heniye devralmış ve bugüne kadar getirmiştir.
İsmail Haniye Arap coğrafyasında Türkiye sevdalısı bir lider olarak tanınmıştır. Filistin davasına aile fertlerini, torunlarına varıncaya kadar şehit veren İsmail Heniye, sadece Filistin Davası’nın değil, İslam davasının şehididir.
Aziz şehidimiz!
Yaşarken korkuttuğun zalimler vardı, şehadetinle de korkuttuğun zalimler ve onların yerli işbirlikçisi liderler var.
Aziz Şehidimiz!
Rabbimiz şehadetini kabul buyursun.
Şehitlerin efendisi Hz. Hamza’ya komşu oldun. Komşuluğunuz da mübarek olsun.
Senin şahsında İslam davasının aziz şehitlerine selam olsun, rahmet olsun.
“Allah yolunda öldürülenlere sakın “ölüler” demeyin. Çünkü onlar diridir, fakat siz farkında değilsiniz.” (2/Bakara, 154)
“Deki: Ey kafirler, yenileceksiniz ve toplanıp cehenneme sürüleceksiniz.” (3/Ali İmran, 12)
“Deki: Ey kafirler, yenileceksiniz ve toplanıp cehenneme sürüleceksiniz.” (3/Ali İmran, 12)