Davut GÜLER GÜLER

Tarih: 14.04.2018 11:08

ABD, İngiltere ve Fransa´nın Suriye´ye Hava Harekâtına Yönelik Değerlendirmemiz

Facebook Twitter Linked-in

Davut Güler yorumluyor...

ABD, İngiltere ve Fransa´nın Suriye´ye Hava Harekâtına Yönelik Değerlendirmemiz 

Esad rejiminin kendi halkına karşı kullandığı ?kimyasal saldırı? Batılı devletlerin İslam topraklarına zehirlerini kusmak için imkân verdi. Türkiye devleti Cumhurbaşkanının ?Biz artık Suriye ve Irak´ta oynan bu tiyatronun bir kenara bırakılmasını, yüzlerdeki maskelerin indirilmesini, herkesin gerçek niyeti ve çehresiyle sahada kendisini göstermesini istiyoruz. Bu tiyatro yüzünden dünya yakında tarihinin en büyük tehdidiyle karşı karşıyadır. Kimsenin Akdeniz´i ve Suriye topraklarını siyasi ve askeri güç mücadelelerinin ateşinde yakmaya hakkı yoktur. Kimyasal ve konvansiyonel silahlarla kendi vatandaşlarına saldıran rejimi korumak ne kadar yanlışsa, aynı şekilde terör örgütleri üzerinden Suriye´yi bölmeye çalışmakta o kadar yanlıştır. Biz bunların hepsine de karşıyız.? Sayın Erdoğan´ın saatler önce bu hain saldırılara yönelik seslenirken; ?Kimsenin Akdeniz´i ve Suriye topraklarını siyasi ve askeri güç mücadelelerinin ateşinde yakmaya hakkı yoktur.? Bunları demişti ve haklı bir hissiyatı dillendirmişti.

Batılı ülkeler sözde insan haklarına sahip çıkmak için bu riski alarak ?bir katili? cezalandırdıklarını kendi kamuoylarına anlatmaya çalışırlarken, bizim yöneticilerimiz kendilerini nasıl izah edecekler doğrusu merek ediyoruz.

Daha kaç gün önce; Suriye´deki çatışmaların sona erdirilmesi için üçlü bir zirve olmuştu hem de bizim ülkemizde. ?Astana barış sürecinin üç garantör ülkesinin liderleri olan Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Suriye konulu üçlü zirve için Ankara´da bir araya geldi. Görüşme sonrası ilk açıklama Ruhani´nin ofisinden geldi. Yapılan açıklamada, "3 ülke bölgedeki gerilimi azaltmak için ortak çalışmalarını sürdürecek ve sivillerin korunması için elinden geleni yapacaktır" ifadesi kullanılmıştı.

Birçok belirsizliklerin yaşandığı bu ?kimyasal saldırı? üçlü zirveyi yöneten ülkelerin misyonuna sıkılmış bir kurşundur. Bu ülkelerin ?kimyasal saldırı?yla ilgili; geçen zaman içerisinde elle tutulur bir gerekçe ortaya çıkaramamaları, Bermuda şeytan üçgeni olan bu ülkelere Suriye´ye saldırma fırsatı vermiştir.

Bu çeteler Suriye´nin mazlum halkını düşündükleri için bu saldırıyı yapmışlardır şeklinde bir açıklamayı kabullenmemiz tam bir saflık olur. Aslında bölge ülkeleri (Türkiye ve İran) yanlarına Rusya´yı da alarak bölge sorunlarına bölgenin kendi gerçekliğinden hareketle yavaş da olsa bir neşter atma sürecindeydiler. Suriye sorununun çözümü noktasında yapılan girişimler önemli adımlardı, bunu belki Yemen ve diğer sorunların çözümüne yönelik adımlar takip edeceğini düşünmek herhalde hayalcilik olarak değerlendirilemez.

Bermuda şeytan üçgeni olan Batının bu vampirlerinin saldırısını veya müdahalesini soğukkanlı olarak değerlendirip kamuoyumuzu bilinçlendirmemiz lazım.

Olay şudur; bu üçlü çete, bu saldırılarının faturasını peşin peşin Suudi ve diğer peyk Körfez ülkelerine fatura etmişlerdir. Buna imanımız gibi inanmamız lazım. Diğer devşirecekleri imkanlara gelince; bölge halklarının bu sözde yöneticileri varya onlara da şunu diyecekler, biz olmazsak siz bir hiçsiniz her şeyinizle bize borçlusunuz ve tam bir teslimiyet isteyecekler, zaten de öyledir.

Sonuç olarak şunu diyebiliriz; Türkiye ve İran bu saldırıyı imkana dönüştürmesi lazım diye düşünüyorum, ilişkilerini pekiştirmeye ve bölgenin gerçeklerini bölge dışı ülkelerden daha gerçekçi görmeleri ve ona göre projelerle bölgedeki muhataplarına gitmeleri gerekmektedir.

Bugün itibarıyla her ülke bu saldırıyı, kendine göre yorumlayacaktır. Elazığlı dostlarımız beni mazur görsünler, bir hikâye anlatılır; bir gakkoş yolu doldurarak gidiyormuş, bir araç gelmiş gakkoşa çarpmış, doğal olarak adam düşmüş, düşmesiyle de doğrulması bir olmuş ve araç sahibinin yanına gelmiş; ?gardaş bizde hasar yok, sizde bir şey var mı?? diye sormuş?

"Milyar dolarlar vererek aldığımız savunma sistemleri; S-300´ler, S-400´ler ne işe yaradı?" bunlar elbette tartışılacak onun için zaman çok, ilk etapta neler de denilecek bunlarında takipçisi olacağız.

Bu olayda hayatlarını kaybeden mazlumlara Allah rahmet etsin, ister zalim Esad´ın isterse de saldırgan ülkelerin askerlerini de zelil ve perişan etsin.

Selam ve dua ile..

 

 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —