Öfke, tıpkı diğer duygular gibi normal bir duyg uolmakla birlikte, onu olumsuz kılan, dışa kontrolsüz vuruluş şeklidir. Kontrolden çıkmadığı sürece gayet insani bir duygu olan öfke, kontrolden çıktığı zaman yıkıcı olup, iş, ev ve sosyal hayatta olumsuz etkilenmelere sebep olur. Maalesef ki öfke duygusunu dizginlemeyenlerin birçoğunu neredeyse her gün, bir haber bülteninde görmek mümkündür. Patlayacak bomba halinde gezip, saldırgan tavırları ile toplum huzurunu kaçırırlar. Fevri çıkışlarını harekete geçirmeleri için sudan bir bahane yeterlidir. “Göz korkutmak.” tabirini beden dillerine en gayri insani şekilde yansıtır ve böylece ortamda kafalarına göre hareket etme hakkını kendilerinde görürler.
Bunlar bazen, trafikte taşkınlık yapan bir sürücü, bazen çocuğunun arkadaşlarına zarar verdiği konusunda nazikçe uyarılmasına rağmen abartılı tepki veren bir ebeveyn, bazen de asabi bir komşu olarak karşımıza çıkabilir.
Bir çoğu iletişime kapalıdırlar. Sıkıntıya yol açtıkları en riskli alanlardan biri de trafiktir. Vatandaşın hayatını tehlikeye attıkları gibi polise de güçlük çıkartırlar. En büyük problemleri ise, bir şeyleri kırıp dökmeden duramayan, şiddete meyilliruh hallerinin olmasıdır. Bazen bir eşyaya bazen de bir insana zarar vermeye sebep olan bu kişiler, durumlarını kabullenip, çare yolu aramazsa bu sorun gittikçe büyüyüp çok tatsız hadislere yol açabilir. Sonuç itibari ile bu işin kendilerinin de zarar görmesine kadar gitmesi mümkündür.
Gün geçmiyor ki iletişime kapalı bir saldırganın, (saldırgan diyorum çünkü onları başka hangi kelime ile adlandıracağımı bilemedim.) aklını ya da kalbini kullanmayıp, direkt kaba kuvvete başvurarak can yaktığı, huzur bozduğu bir olay duymayalım ya da görmeyelim.
Öfkenin beyni ve kalbi ani şekilde ele geçirip düşünme ve hissetme yetisini ortadan kaldırmasının sebebi nedir? Bunun psikolojikveya da fizyolojik sebepleri olabilir ancak netice olarak kesin tedaviye ihtiyaç duyan bir durumdur. En çok duyduğumuz sebeplerden biri de çocukluk döneminde yaşanan travmatik bir hadisedir ancak bunun bir ömür boyu sürüp gitmemesi ve hem kendisi hem de başkaları için yaşam kalitesini düşürmemesi için psikolojik bir destek şarttır. Sebep ne olursa olsun, netice yıkıcı ve hatta bazen can yakıcı olduğundan, tedavinin aciliyeti olduğu unutulmasın.
Bu yazımı, André Gide’in şu sözü ile bitirmek istiyorum.“Öfke, aklın alevini söndüren büyük bir rüzgârdır”