Reklam Görüntülerine Tıklayarak Kitap Siparişi Verebilirsiniz


MEHMET CÖMERT


İsrail’i Zeval Korkusu Sardı

Mehmet Cömert'in yeni yazısı


Aksa Tufanı hakikaten tam bir laboratuvar oldu. Dünyadaki bütün kurumların, devletlerin ve her türden yapıların gerçek hüviyetlerini ortaya çıkarması bakımından çok büyük bir hayrın anahtarı oldu. Dördüncü ayına giren bir süreden beri devam eden cehennemi bir katliam ve yıkım devam ediyor ve ama dünyanın kılı bile kıpırdamıyor. Kimi son hızla yardımına koşuyor zalimin, kimi de cebine girecek üç beş paracığının hesabını yapıyor ve seyirci duruyor. İnsanlık daha önce böyle bir ahlâki, insani facia hiç yaşamadı.

    Şu hakikatin altını kesinlikle çizelim ki, şayet ABD ve Avrupa’nın desteği olmasaydı İsrail ordusu diye bir şey ortada olmayacaktı şimdi. Ve tabii ki yapılan hunharca katliam ve yıkımın baş sorumlusu da ABD ve İngiltere’dir. En büyük utanç ve hıyanet ise Müslüman ülke yönetimlerine aittir. Tarih böylesi bir hıyanete hiçbir dönemde şahit olmamıştır.

   Hamdolsun ki İsrail ile beraber destekçisi olan emperyalist ülkelerin sihri kaybolup gitti. O dillere destan teknoloji ve askeri güçleri hani nerede? Savaşın dördüncü ayında bu ceberut güçler hangi hedeflerine ulaşabildiler? Hiç! Yaptıkları tek şey yıkım, tahrip  ve masum sivillerin katliamı.. Askeri olarak meydanda hiçbir başarıları yok, tam aksine büyük kayıplar yaşıyorlar. Tabir caiz ise Gazze vurulmuş tank ve askeri araçların mezbahanesine dönmüş. Kahraman mücahitler katliamcılara göz açtırmıyor. Onca askeri eğitim ve akademilere sahip bir yapının askerleri kendi gölgelerinden bile korkuyorlar. Bu aptal şaşkınlar ordusu defalardır kendi birlik ve arkadaşlarını vuruyor. Bu askerler savaşmak istemiyor ve ruhsal bunalım halindeler. Siyasi iradelerinin de aynı durumda olduğu bir gerçek. Mevcut Siyonist iktidarın hali hem içeride hem dışarıda hiç iyi değil. 

   Bu dökülmüş, perişan hâli görünce insan sormadan edemiyor: “Yahu bu şapşal ordu 1967’ savaşındaki Arap-İsrail savaşında üç önemli Arap devletinin ordularını nasıl yenmişti?” Hatırlayalım ki, üçüncü Arap-İsrail Savaşı, Altı Gün Savaşı veya Haziran Savaşı, 5 Haziran 1967 Pazartesi, İsrail ile Arap komşuları Mısır, Ürdün ve Suriye arasında başlamıştı. Savaş 6 gün sürdüğü için bu ad ile de anılır. Savaşta Arap İttifakı'na Irak, Suudi Arabistan, Sudan, Tunus, Fas ve Cezayir de asker ve silah yardımıyla katılmışlardı. Hal böyle iken altı gün içinde üç devlet pes etmişti. Bugün ise dördüncü ayına giren savaşa bir bakalım. O bir avuç mümin insanın direnişi düşmanı perişan ediyor. Sıfır noktadan yapılan atışlar o dünyanın en modern cihazlarıyla donatılmış tanklarını havaya uçuruyor. Şayet bu kahraman mücahitlerin elinde yeterli silah ve imkânlar olsaydı o zaman nelerin olacağını görecektik. 

  Evet, Siyonist ordu havadaki üstünlüğü sayesindeki onca ceberutluğuna rağmen hiçbir hedefine ulaşamamıştır. Tek becerdiği şey yüz bin ton bombayı sivillerin başına atıp on binlerce kadın ve çocuğu hunharca katletmek. Bu bir savaş değil, soykırımdır ancak.

   Başta Siyonist işgalci rejim ve onu destekleyen ABD ve Avrupa ne yapacaklarını bilemez duruma düşmüşler ve İsrail’in zevali korkusu herkesi sarmış durumda. Hamas’a karşı duran Arap devletleri de çok kötü durumda. Gazze olayını unutturmak için yapay gündemler oluşturma peşindeler. 

  Evet, İsrail’i de, onu destekleyenleri de büyük bir korku sarmış durumda. Siyonist Netenyahu Arap dostlarına bakın ne dedi:  “Şayet İsrail yıkılırsa sıra size gelecek” Katliamcının bu sözü Siyonist devletin Gazze’de ne duruma düştüğünü net olarak ortaya koyuyor. 

Dileriz ki en kısa zamanda korktukları şey başlarına gelsin de dünya ve bölgemiz bu kanserli yapıdan kurtulsun inşallah. 

Uyarı! Yapmış olduğunuz yorumlar incelendikten sonra onaylanacaktır onaylandıktan sonra gözükecektir


Resimlere Tıklayarak Kitap Satın Alabilirsiniz

YAZARLAR