Acaba herhangi bir peygamber yaşasaydı ya da aramızda olsaydı, sizce bayram eder miydi?
İnsan neden bayram eder biliyor musunuz?
Adalet hâkim olur, insanlık kurtuluşa erer, herhangi bir yer zulümden kurtarılır, zulme uğrayan olmaz, köleleri azad edilir v.s. Sonrasında bence bayramı hak eder insan.
Bayramda insanlar güler, kucaklaşır, tebessüm eder, kaynaşır.
Dert, keder, tasa nihayete erer ki insanlar o günü bayram eder.
Yardımlaşır, hal hatır sorar.
Birlik ve beraberlik içerisinde hareket edilir.
Üzülen insan hiç bayram eder mi?
Açlığa mahkûm edilen çocuklar, zulme uğrayan, dilim dilim doğranan insan hiç bayram eder mi?
Etse de bayram, bir anlamı olur mu?
Etse dahi buruk, sessiz ve sakince etmeli değil mi?
Bir vücudun azalarından biri acı çekerken başka bir aza rahat edebilir mi?
İnsanlık! İnsanlıktan çıkmış.
Dünya kirlendikçe kirleniyor...
Bölgemiz, etrafımız kan gölü.
Barbarizm had safhada.
Zulüm, öldürme, katliamlar öyle bir hal aldı ki açık ve aleni bir şeklide yapılmakta, hesabı ise sorulmamakta.
İnsan hiç insan öldürmekten, genç, yaşlı, kadın, çocuk, bebek katletmekten zevk alabilir mi?
Bir de kalkıp kanın gölgesinde bayramı sevinçle idrak edebilir mi?
Bugün hâlihazırda kandan medet uman, yakma, yıkma, talan üzerine kurulu düzenler ve öldürme peşinde koşan, kan ile beslenen toplumlarla yüz yüzeyiz.
Yüzyıllardır cebelleşip duruyoruz.
İnsanlık örneklikte iflasın eşiğinde.
Ne dünyayı imar ne de toplumları ıslah noktasında projelerimiz var.
Varsa da belli bir noktadan sonra vahşete evirilip infilak ediyor ya da başka amaçlar için kullanılıyor ve heba ediliyor.
Yaşanan bunca acıya yüreklerin dayanması zor bir hal aldı.
Bir şeylerin yapılması gerektiğini sorsanız herhalde vicdan ehli hiç kimsenin buna duyarsız kalacağını zannetmiyorum.
Ama gel gör ki menfaat çukurcuları, sersemit karakterli, bukalemun özellikleri ile dünyaya nam salmış, kendilerini dünyanın efendisi gören sefihler topluluğu yüzyıllardır ikiyüzlülüklerini kullanarak vahşet uyguluyor.
Halkları uyutmuşlar.
Toplumlar çok duyarsız ve kendilerinden bihaberler.
Acaba diyorum bunca zulümden sonra halkların uyanmasının zamanı gelmedi mi? Daha kaç milyon insan paramparça edilecek, insanlık neyi bekliyor?
Evet!
Zamanı geldi de geçiyor da.
Uyanış, silkeleniş, ayağa kalkma, öz kökleri üzerine dirilme.
Kendini yıkma ve yeniden inşa.
Benliğini, öz benliğini ise yıkama ve ayağa kalkma.
Mayalanma, toprağa ekilme, bol bol yağmur sonrası filizlenme.
Din adına, Allah veyahut tanrı adına hareket iddiasındaki simsarları tanımak onlardan hızlıca uzaklaşıp vahye, vicdana, merhamete sevgiye yönelmek.
Dünyayı kasıp kavuran barbarları iyi tanımak, birlikte yaşamı esas alan olgular çerçevesinde birleşmek.
Dünyayı yaşanmaz ve hırsızlığı meslek haline getirenlerden, ensesini kalınlaştırdıkça kalınlaştıranlardan hesap sormasının yol ve yöntemlerini bilmeli, kullanmalı ve harekete geçirmeliyiz. Bu bilincin yerleşmesi noktasında çaba sarf etmeliyiz.
Bütün bunları bilmeden, kurtuluşa ermeden, barbarizm düzenlerini yıkmadan bayram edilebilir mi?
Dünyadaki bütün çocukların, bütün kadınların, mazlumların sesi olmadan bayram eda edilebilir mi?
Çağdışı belam’lığın ve barbarlığın içimize sirayet ettiği bu son çağda bayramı kutlamak caiz mi?
Çocukları bombalarla paramparça etmek hangi vicdana sığar?
Çocuklar hiç katledilir mi?
Çünkü çocuklar bayramdır bayram!