Babası hastalanan çocuğuna sorar: “Oğlum hayatın anlamı nedir?” Bu öylesine bir soruydu. Ancak çocuğun cevabı gerçeğe tanıklık ediyordu. Baba: “Hayat iki nefes arası imtihandır. Doğarken aldığın nefesle başlar ölürken verdiğin nefesle biter.” Baba bir yıl geçmeden vefat eden çocuğunun Rabbine dönüşüne şahitlik eder. On altı yaşında hayata tanıklığını tamamlayan çocuğuna bakarak, yaşlı gözler ve hüzünlü kalp ile anladım der.
İnsanın yaşamını yönlendiren gördüklerinden, duyduklarından ve bildiklerinden ne anladığıdır. Her düşünce ve duygu muhataplardan olumlu veya olumsuz etkilenir. Kimilerine korkunç gelen durumlar, kimileri için sevimli olabilir. Ölen mazlum için yasta olanlarla, mazlumu öldürmenin sevincini yaşayan zalim, aynı olaya ayrı anlamlar yükleyebilir. İnsanlığın kadim kavgası birazda anlam çatışması yüzündendir. Her anlama, önceki anlamlandırmaların gölgesinde yeşerir veya kurur. Ezeli küfrün vahye karşı ortak sesi olan ‘biz atalarımızdan böyle gördük’ itirazı da böyledir.
Aynı dinin mensuplarının inanca yüklediği anlam farklılıkları yüzünden çıkardıkları kavgalar tarihimizin hazin olaylarıdır. Kendini İslam’a nispet eden nice milletlerin, toplulukların dağınıklığının ve kavgalarının sebebi inanca yükledikleri anlam farklılıklarıdır. Aynı sokakta, belki aynı evde fiziki veya fikri çatışmaların sebebi de anlama problemidir. Bu yazıyı yazarken yanlış imlaların altını çizip uyaran yapay zekâya güvenildiği kadar, yanlış anlamı düzelten doğrulara da güvenilmelidir.
Anlamlı yaşam için, öncelikle kişinin belli bir amacının olması gerekir. Her anlam amaç olmasa da her amacın bir anlamı vardır. Amaca, anlamlı araçlar ile ulaşılır. Hayatta herkes için ortak anlam ifade eden değerler çok önemlidir. Aynı Allah'a, aynı Kitaba, aynı Resule, aynı akıbete inanmak gibi. İçinde yüzlerce daire bulunduran sitenin ortak kapısını bilmek gibi. Ortak nokta, bayrakta vatanı görmek, ezanda çağrıyı bilmektir. Görüntüleri ve cinsleri ayrı olsa da nesep için çocukların DNA’sına güvenmektir. Bireysel ve toplumsal bütüncül hareketler ve düşünceler ortak anlamlar üzerinden yürür. Ortak anlamları olanların ortak amaçları da olur. Tali konularda faklı anlayışlar toplumun dinamikliğini sağlar. Herkes aynı rengi beğenmek zorunda değildir. Aynı şehri, aynı kitabı, hatta aynı insanı aynı şekilde değerlendirmek zorunda değildir. Hatta hayatı değerlendirmesinde de aynı olmak zorunda değildir.
Ortak noktadan kaymadan üretilen anlamlar, gelişmenin de öncüsüdür. Düşün, emrini kullarına daima hatırlatan Allah'tır. Hayatı anlamak üzere doğan insana, okumayı emreden Rahman’dır. Farklılıklar yaşamın kaçınılmazıdır. Hiçbirimiz dünümüzdeki gibi değiliz. Ancak dününde, bugününde ve yarınında sahibi aynıdır. Aynı suda, aynı toprakta rengiyle, cinsiyle, tadıyla farklılıklar aynı anlamı destekler. Hepsi yaratıcısının Allah olduğunu bilir. Her birine yüklenen anlam, onu yaratanından bağımsız olmamalıdır.
Doğru anlam oluşturmak çok önemlidir. Kişi, zaman içinde anlamlı gördüğü birçok şeyi terk edebilir, anladıklarını güncelleyebilir. Yeni anlamlara ihtiyaç duyabilir. Hayata anlam vermede en önemli etken inançlardır. İster batıl olsun ister hak olsun -ki doğrusu hak olandır- inançların etkisi bireyde ve toplumda baskındır. Bu durumu fırsata çeviren nice akıllar ve akımlar olmuştur.
Müslüman için anlamlı yaşamak nedir?
Müslümanın eşyaya bakışı vahyin penceresindendir. Anlamaya, “Yaratan bilmez mi?” (67/Mülk, 14) sorusuna, bilir diyen bilinç ile yaklaşır. Yaratılanı, yaratandan öğrenmek en doğrusudur. Sebepler perdesinin ardındaki gücü görmeden, sebeplere güç atfetmek yanlıştır. Sebepler değişir, anlam değişir ancak güç aynıdır. Dünün bilinmeyen nice sebeplerini de yaratan güç aynıdır. Asırlar sonra petrol kuyularında tanık olduğumuz yer altı kaynaklarını hazır kılan güç aynıdır. Yarınlarda anlam bulacak ne sebepler gizlidir, bilemeyiz. Çağımızın ulaştığı iletişim ağlarının bütün alt yapısını yaratan Allah, nice ayetlere kullarını tanık kılıyor. Nice ayetler, tanık olacak kulları bekliyor.
Anlamlı yaşamak için dünya nedir sorusunu doğru kaynaktan öğrenmek gerekir. Yaratanın bileceği şeylerin önüne, yaratılmışların düşünceleri geçmemelidir. Her varlığın görünen yüzünde ve manasında görünmeyen yüzü de vardır. Âlemlerin Rabbi Allah: “Dünya hayatının durumu, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, insanların ve hayvanların yiyeceklerinden olan yeryüzü bitkileri o su sayesinde gürleşip birbirine girer. Nihayet yeryüzü süsünü takınıp, süslendiği ve sahipleri de onun üzerinde kudret sahibi olduklarını sandıkları bir sırada, bir gece veya gündüz ona emrimiz gelir de onu sanki dün yerinde yokmuş gibi kökünden koparılarak biçilmiş bir hale getiririz. İşte iyi düşünecek kavimler için ayetlerimizi böyle açıklıyoruz.” (10/Yunus, 24) buyurarak dünyanın insanına, dünyayı tanıtır.
Bunun gibi bütün ayetler, anlam arayışına vahyin bilgisiyle ulaşmayı öğretir. Hayatı anlamlı kılmak, anlamak ile başlar. Anlam, Allah’ı bilmek ile başlar. Nice insan Allah’ı ve muradı olan Kura'n-ı Kerim’in anlam dünyasını bilmeden, âlemlere rahmet olan Rasulüllah (sav)’in örnekliğini ve önderliğini bilmeden, hayat yürüyüşünü sürdürmektedir. Müslüman beldelerin çocukları, yetişkinleri ve ihtiyarlarının anlam arayışlarında Allah'ın rehberliği, Rasulüllah (sav)’in örnekliği yeterince olmalıdır.
Dünyanın süsü olan mal ve evlatları, asıl olan kulluğa sebep kılmak gerekirken, süsü asıl kılan anlayış, yol üzerinde şeytanın ayak izlerini göremez. Dünya her biri ayet olan onca imkânıyla yolcularına refakat ederken, onların ikamet etmeğe heveslenmesi yanlış anlamadandır. Yanlış kire benzer, kiri suyla temizlersin. Batıl anlam zihin kiridir. Kirli düşünceler de hak bilgiyle temizlenir. Sapkınlık ise kirli anlamları temiz bilmektir.
Araçlara tutunup amacı unutan kişi, pazardan alışverişi unutup aracıyla eli boş dönen kişi gibidir. Anlamlı hayat amaca taşıyandır. Binilen uçak istenilen yere götürmüyorsa bilet bedava olsa da anlamsızdır. Her varlık amacıyla yaratılmıştır. İnsan hem amacını ziyan edebilen hem de amacını koruyabilen varlıktır. Hayatı yaşamanın bin bir türlü seçeneği vardır. Bu sınava giren öğrencilerin durumu gibidir. Ancak başarı doğru şıkkı işaretlemekle mümkündür. Doğru şık doğru anlamanın meyvesidir.
İslam dini insana, yaşadığı ve varacağı yerin anlamını örnekler ve öneriler üzerinden gösterir. “Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir.” (57/Hadid, 20) “Kim ahiret kazancını istiyorsa, onun kazancını arttırırız. Kim de dünya kârını istiyorsa ona da dünyadan bir şeyler veririz. Fakat onun ahirette bir nasibi olmaz.” (42/Şura, 20)
Hayat anlamlı veya anlamsız biriktirme yeridir. Kimileri eğlenerek biriktirir günahlarını, kimileri secdeyle çoğaltır sevaplarını. Hayat kimileri için mala makama sahip olmak, kimileri için malın makamın sahibini bilmektir. Hayatın anlamını Allah'ın çağrısında bulanlar, kulluklarının anlamına, ahirette sevinerek tanık olacaklardır. Hayat kısa takma kafana, ölüp de geri gelen mi var? Hayatın keyfini çıkar gibi sözleri idealleştirenler, hayatı sahipsiz sananlar, her şeyin sahibinin Allah olduğunu yakında bileceklerdir.