Hepimizin bildiği gibi 15 Temmuz 2016'da ülkemizde kanlı bir darbe kalkışmasına muhatap olduk.
40 yıla yakın bir zamandır ülkemizde devlet kadroları ve sivil hayatta kadrolaşan paralel yapı FETÖ ülkemizde silahlı bir darbe ile yönetimi ele geçirme teşebbüsünde bulunmuştu. Örgüt aslında bugüne kadar darbe dönemleri dahil olmak üzere iktidarı elinde bulunduranlar tarafından hep kollanmıştı ama kökü dışarıda örgüt, elde ettiği imkanları yetersiz görmesi ve dışarıdaki ağa babalarının talimatıyla tamamen iktidarın sahibi olmak için devlet içindeki silahlı kadrolarının da desteğiyle darbeye kalkışmıştı.
Yüzyıla yaklaşan Cumhuriyet döneminde hep darbecilere teslim olan ve bundan büyük zararlar gören milletimiz, ilk defa bu darbe kalkışmasında seçtiği cumhurbaşkanı ve hükümet başkanının talebiyle meydanlara indi ve kendi iktidarına sahip çıkmak için darbecilerin silahlarına göğsünü süper etti. Bu şanlı mücadelede 251 şehit verdi, 1293 vatan evladı da yaralandı, gazi oldu.
15 Temmuz 2016’daki darbe kalkışmasının püskürtülmesinden sonra hafızalarımızı yoklarsak bu millet tüm ülkede şehir meydanlarında bir ay boyunca millet iradesine sahip çıkmak için kadını ile erkeğiyle yaşlısı ile genci ile Milli İrade Nöbeti tutmuştu.
Daha sonra darbecilere ve darbeye destek veren kadroları yargılama süreci başlamış ve bugüne kadar yüzbinlercesi yargılanmış mahkum edilmiş, yüz binlercesi de yurt dışına giderek ülkeyi terk etmek durumunda kalmışlardı. Halen yargılaması devam edenler yurt dışına çıkmış olanların sığındıkları ülkelerden iade talepleri de devam etmektedir.
2016'da bir ay boyunca yapılan Milli İrade Nöbetlerinin sonuncusu sanırım İstanbul Yenikapı Meydanı'nda yapılmış ve 1 milyona yakın İstanbullu mitinge destek vermişti. Final niteliğindeki mitinge ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu dahil toplumun tüm kesimleri katılarak destek vermiş, tam bir milli mutabakat olayı gerçekleşmiş ve milletimizden büyük destek almıştı.
Zaman içinde siyasetçilerimizin birbirine karşı milletin tasvip etmediği cepheleştirici, kuşatıcılıktan uzak davranışlar 15 Temmuz Milli İrade kutlamalarının yıl dönümü münasebetiyle yapılan programlara da yansımaya başladı. Tek kutuplu olup iktidarın dışındaki siyasi parti ve sivil kurumların etkinliklere davet edilmediği, davet edilse de katılmadığı tek kutuplu programlar haline gelmeye başladı. Bu da ülkemizde 15 Temmuz milli irade mutabakatının zaafa uğradığı millet mutabakatının kaybolmaya yüz tuttuğu izlenimini vermeye başladı.
Bu yıl Cumhurbaşkanlığı kabinesinin aldığı kararla 15 Temmuz kutlamaları her ilde Milli İrade Yürüyüşü yapılmak suretiyle sabah saat 04.00'e kadar şehir meydanlarında Milli İrade Nöbeti tutuldu.
Kayseri'de yapılan törenler Kartal Şehitliğinde sivil toplum kurumlarının toplanması, şehitler için okunan Kur'an-ı Kerim, saygı duruşu ve okunan hatimlerin duası ile başladı. Atlı birliklerin, bisiklet konvoyunun ardından vali, iktidar partisini milletvekilleri, belediye başkanları ve sivil toplum kurumlarının temsilcileri ve halkın katılımı ile Cumhuriyet Meydanı'na kadar Milli İrade Yürüyüşü yapıldı.
Cumhuriyet Meydanında yapılan saygı duruşu, İstiklal Marşı ve protokol konuşmalarının ardından sanatçıların sahne alması ve sivil toplum kurumlarının sabah 04.00'e kadar devam eden Milli İrade Nöbeti ile kutlamalar devam etti.
Kayseri Valisi, Büyükşehir Belediye Başkanı, ilçe belediye başkanları, sanayi, ticaret ve meslek kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de katılarak destek verdiği kutlamalarda dikkat çeken husus muhalefetin kutlamalarda yer almaması, kahramanlık türküleri ve marşlar yerine günün anlamına uygun olmayan farklı müzik türlerinin icra edilmesi idi.
Millet ve toplum birliği açısından eksiklerin olduğu ve yetkililerin çare bulmak durumunda olduğu etkinliklerdi doğrusu.
Beklentimiz odur ki millet olarak topyekün meydanlara inerek engellediğimiz kanlı hain darbe kalkışmasının kutlamalarını da hep birlikte kutlamayı başarabiliriz.