Zalımın Kızı

Mehmet Şeker, “Zalımın Kızı” başlıklı yazısında, Merkel’in olumsuz ifadeleri sonucu AB hayalimizin bittiğini gayet ironik bir dille izah ediyor; “Çok istedim vermediler… Sen Türksün, Müslümansın dediler.”

Zalımın Kızı

Eyvah eyvah…

Mevzu, büyük sanatçı Ata Demirer’in filmi değil.

Bu, Merkel’in dizisi.

Otuz iki kısımlık.

Şöyle buyurdu Şansölye:

“Türkiye’yi Avrupa Birliği’ne almayacağız.”

***

Eyvah eyvah diye feryadımız o yüzden.

Kıbrıs hamlemize çok kızmış.

Maraş’ın açılması üzerine küplere binmiş.

Gene iyi... Merkel, en azından Maraş’ın nerede olduğunu biliyor.

Aklına ‘dondurma’ gelmiyor.

Yıllardır kapalı tutulan şehrin açılmasının ne anlama geldiğinin gayet farkında.

O dükkânın patronu olarak, AB kapısını çat diye yüzümüze kapattı.

Hani az daha yakın duruyor olsaydık, burnumuz kırılırdı.

***

Ah be Merkel…

Zalımın gızı.

Ne yaptın öyle?

Birden bire söylenir mi?

Bari alıştıra alıştıra söyleseydin.

Çok üzdün bizi çok.

Bildiğin gibi değil.

Millet üzüntüden kahroldu.

Yediden yetmişe herkes saçını başını yoluyor.

Ne yapacağız şimdi?

Güvendiğimiz dağlara kar yağdı.

Umutlarımız suya düştü.

O sular da zaten dağlarda aniden eriyen karların suyuydu.

***

Hayallerimiz yıkıldı.

Ufkumuz tıkandı tek cümlen yüzünden.

Perişan olmamıza az kaldı.

Hiç hatırımız yokmuş demek.

Bunca yıl, o hayran bakışların, o güzel cümlelerin bir anlamı bulunmuyormuş.

Geç de olsa anladık.

***

Artık, AB kapısı önünde beklemek de anlamsız hâle geldi bizim için.

Altmış küsur senemizi büyük hayallerle geçirdik, sonunda vardığımız noktaya bakın.

Dere tepe düz gittik, döndük baktık ki ne görelim?

Ancak, bir arpa boyu imiş aldığımız yol.

***

Madem öyle…

Boşuna beklemeyelim.

Pılıyı pırtıyı toplayıp, boynu bükük vaziyette ayrılalım o kapıdan.

Viyana önlerinden hüzünle döner gibi.

Bir kere daha…

Dönerken arka tampona da bir yazı yazdıralım.

“Çok istedim vermediler… Sen Türksün,

Müslümansın dediler.”