Zaho’da ne oldu, neden oldu, kime yaradı?

Gazeteci yazar Kemal Öztürk, Haber Türk’te bir yazı yayınladı.

Zaho’da ne oldu, neden oldu, kime yaradı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İran’ın dini lideri Hameney ile görüşmesinden henüz çıkıp, üçlü zirvenin yapılacağı yere doğru gidiyordu.

Bu esnada Hameney’in resmi Twitter hesabından, Türkiye hakkında peş peşe açıklamalar gelmeye başladı.

Görüşmeden çok kısa süre sonra, hem de Farsça, Türkçe, İngilizce, Arapça olarak.

Açıklamalarda Erdoğan’la görüşmede dile getirilen konular son derece eleştirel bir dille ifade ediliyordu.

Ermenistan-İran sınırındaki Zengezur geçidi, Türkiye’nin Suriye’ye yapacağı operasyon, İsrail-Türkiye yakınlaşması Hameney’in eleştirdiği konulardı.

Zirve görüşmesine giderken açıklamalar Erdoğan’a gösterildi. Bu, diplomasi nezaketine çok da uymayan bir hızda, tek taraflı yapılan açıklamalar Türkiye tarafını ve Erdoğan’ı rahatsız etti doğal olarak.

Zirve esnasında Reisi de Suriye’ye yapılacak operasyondan duydukları rahatsızlığı dile getirdi. Putin’in de sıcak bakmadığı operasyon bir anlamda üçlü zirvenin gerilim maddelerinden biriydi ama ipleri kopartacak kadar da büyümedi.

Ancak ertesi günü İran basını, “Türkiye’ye uyarı” şeklinde gördü bu açıklamaları.

ZİRVE DÖNÜŞÜ ZAHO’DA SALDIRI

Zirve’nin bitmesi ve Erdoğan’ın Türkiye’ye dönmesinin üzerinden 24 saat geçmemişti ki, Irak basınında büyük infial halinde bir haber dolaşmaya başladı.

Irak Kürdistan bölgesinde, Duhok ili, Zaho ilçesine bağlı Pereg (Perex) köyüne top mermileri düşmüştü ve çok sayıda ölü ve yaralının olduğu bildiriliyordu.

Olayın daha Türkiye’de duyulmadığı esnada, ölü sayısının 8, yaralı sayısının 20’yi geçtiği ve saldırıyı Türk Silahlı Kuvvetlerinin yaptığını iddia etti Iraklı yetkililer.

Pereg köyü daha çok Necef, Basra bölgesinden gelen Şii Arapların tercih ettiği bir tatil beldesiydi.

Köy, Türkiye’nin PKK terör örgütüne yönelik yapılan Pençe operasyonlarının olduğu dağlara yakındı. Ancak PKK unsurlarının olduğu bir yer değildi.

IRAK MEDYASINDA İLGİNÇ HABERLER

Bu bölgenin PKK’dan temizlendiği, turistlerin yoğun olarak ilgi gösterdiği Bağdat merkezli Irak basınında yer almıştı aslında.

1 Temmuz 2022 tarihli Şafak News Gazetesi bol fotoğrafla verdiği haberde, bir anlamda halkı bölgeyi gezmeye teşvik ediyordu.

Saldırıdan 2 gün önce de Irak ulusal TV kanallarında Zaho ve Pereg’den bol videolu görüntüler eşliğinde, Zaho bölgesinin nasıl terörden arındığı, turistlerin nasıl akın ettiği anlatıyordu.

İşte bu haberlerden birkaç gün sonra köy bombalanmış, aralarında çocukların da olduğu 8 kişi hayatını kaybetmiş, 20’den fazla insan da yaralanmıştı.

ŞAŞIRTICI HIZDA TEPKİLER

Daha önce birkaç defa gittiğim, Türkiye sınırından seslenildiğinde duyulacak kadar yakın olan Zaho’ya nasıl bomba düşer diye şaşkınlık içinde kaynaklarımı aramaya başladım.

Tahran, Erbil, Bağdat, Ankara’daki resmi ve yerel kaynaklarla saatlerce görüşmeler yaptım. Sonuç şaşırtıcıydı…

Türkiye’de olay medyada duyulmamıştı. Yetkililer ise ne olduğunu anlamak için yoğun çaba içindeydi.

Kimse olan bitene anlam veremiyordu.

Erbil, Bağdat, Tahran irtibatlarımı aradığımda ise olayın çok canlı, sıcak ve gündemin tek maddesi olduğunu gördüm.

Resmi açıklamalar yağmur gibi yağıyor, Türkiye’nin Bağdat, Necef’te bulunan temsilciliklerinin önünde protesto gösterileri bile yapılıyordu.

Tüm açıklamalar Türkiye’yi suçluyor ve ölümlerden sorumlu tutuyordu.

Irak Cumhurbaşkanı, Dışişleri Bakanı, Şiir Lider Mukteda Sadr, Irak Kürdistan Bölgesi Başkanı Mesut Barzani, Neçirvan Barzani ve Başbakan Mesrur Barzani adeta açıklama yarışına girdiler. Tüm bunlar birkaç saat içinde oldu.

Sonraki saatlerde buna ABD ve İngiltere Dışişleri Bakanlıkları da eklendi.

TÜRKİYE'NİN AÇIKLAMASI

Bu suçlama yağmuru altında tüm gözler Türkiye’deki yetkili makamlara çevrildi. Ancak saldırıdan uzun süre sonra, akşam 21.16’da Dışişleri Bakanlığı resmi Twitter hesabından bir açıklama yayınladı.

Saldırı 13.40 civarında olmuş, ilgili ilk haberler 16.00'da yayınlanmış, Irak resmi makamlarının açıklamaları da 16.00-18.00 saatleri arasında yapılmıştı.

Zaten sokak gösterileri ve bu hızlı tepkiler işin içinde garip bir şeylerin döndüğü yönündeki şüpheleri arttırmıştı.

Türkiye resmi makamları, sahayı tarama çalışmaları başlatmış, işin gerçeğini öğrenmeye çok vakit ayırmıştı.

Bu esnada ırak, Suriye, İran’da Türkiye aleyhine kamuoyu çoktan oluşmuştu.

SALDIRIYI KİM YAPTI?

33 haneli, yerli turistlerin geldiği bu küçük köy kim tarafından, neden hedef alındı?

Türkiye resmi açıklamasında PKK’yı işaret ederek, olayın aydınlatılması için her türlü iş birliğine hazır olduğunu açıkladı.

Ancak bu kimseyi tatmin etmedi.

Orada üç ihtimal konuşuluyordu:

1. Bombaları bölgeye yakın dağlarda operasyon yapan TSK atmış olabilir.

2. TSK operasyon esnasında yanlışlıkla burayı bombalamış olabilir.

3. PKK ya da illegal bir yapılanma provokasyon amacıyla bu saldırıyı yapmış olabilir.

TÜRKİYE NEDEN BÖYLE BİR ŞEY YAPSIN?

Türkiye-Irak ilişkilerinde son zamanlarda ciddi bir sorun yoktu. Sadece Irak’ta İran yanlısı siyasiler ve basın Türkiye’nin Irak içindeki nokta operasyonlarından ve sınır ötesi harekatından rahatsızlık duyuyordu. Ancak güvenlik anlaşmasına dayanılarak yapılan sınır ötesi operasyonlar uzun yıllardan beri vardı.

MİT’in nokta operasyonları ise PKK’yı köşe sıkıştırmış Duhok, Erbil, Sincar başta, bölgede tutunamayıp İran etkisindeki Süleymaniye bölgesine doğru çekilmesine neden olmuştu. Aslında bundan Irak içinde memnun olan çoktu.

Türkiye’nin yaptığı operasyonlar, yerel halkın tepkileri yüzünden her geçen gün daha fazla güç kaybediyordu.

Türkiye tüm bu gelişmelerde Barzani ve merkezi hükümetle ilişkilerini sıcak tutmaya çalışıyordu ve başarmıştı da.

İşte tam bu ortamda saldırı yapıldı.

Ve başta İran yanlısı siyasiler olmak üzere, herkes saldırı karşısında Türkiye karşıtı pozisyon almak için birleşti.

Tek şaşırdığım şey, Barzani yönetiminin bu suçlama furyasına alelacele katılmış olması.

Erbil’deki kaynaklarım bunun nedenini şöyle açıkladı:

“Türkiye’nin Irak’ta yaptığı sınır ötesi harekatlar ve nokta operasyonlarda Barzani hükümeti 'yardımcı oluyor' diye sürekli eleştiri alıyordu. Bu da bir baskı yaratıyordu üzerlerinde. Ortam, saldırı sonrası birden gerilince bu baskı nedeniyle böyle bir açıklama yapmış olabilirler. Ancak dikkat edin Neçirvan Barzani Türkiye’yi direk suçlamadı, buna karşın Mesut ve Mesrur Barzani Türkiye’yi suçlu gösterdi”.

Irak’ta nüfuz kaybeden İran ve güç kaybeden PKK, bu saldırı ile birlikte bir anda gündemden düştü.

TÜRKİYE DAHA HIZLI HAREKET ETMELİ

Sonuçlarından yola çıkarsak, saldırıdan en kârlı çıkan iki kesim var: İran, İran yanlısı guruplar ve PKK.

Türkiye ise şimdilik zararlı çıkmış durumda.

“Saldırıyı PKK’nın yaptığı kesin” diyen resmi yetkililer, bunu teknik olarak da ispatlamak durumunda.

Füze, havan topu gibi silahların hava izini tespit edip bunu Iraklı makamlara göstererek durumu netleştirecekler sanırım. Edindiğim bilgi, bu çerçevede çalışmaların olduğu yönünde.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TRT’de katıldığı programda saldırıyı askeri kaynaklara dayanarak kesin olarak reddederken, Iraklı makamlarla irtibat halinde olduğunu da söyledi.

Bağdat Büyükelçisi yoğun bir mesai içinde şu anda.

Irak’tan aldığım bilgilere göre, İran yanlısı gruplar ve siyasiler olayı büyütmek için var güçleriyle çalışıyorlar.

Olayın kısa sürede bitmesini beklemiyorum.

Bu arada Erdoğan’ın, “Suriye’den çıkmalı” dediği ABD de durumdan memnun olsa gerek.

Şimdi Türkiye’nin, biraz amatörce hazırlanmış bu provokatör eyleme karşı hızlı aksiyon alması gerek.

Çalışmaları takip edeceğiz.

 

Kaynak: Her Taraf