Kürdistan Bölgesi’nin şirin Duhok şehrine bağlı olan ve önemli ticaret alanı olan Zaho kasabasının Perex tatil köyünde Roboski Katliamı niteliğinde bir katliam gerçekleşti. Bir turizm bölgesine bomba atılarak, 9 insan yaşamını kaybetti ve 23 kişi de yaralandı. Bunların hepsi de Arap bölgesinden gelen turistler. Zaho Kaymakamı Muşir Beşir yaptığı açıklamada da ölenlerin Arap olduğunu doğruladı.
Bölgede incelemelerde bulunan Kürt Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin, ilk planda saldırıda ve katliamdan Türk devletini sorumlu tuttu. Federal hükümet yetkilileri de olayla ilgili olarak, Ankara’dan resmi özür talebinde bulundu. Türk devletinin askeri güçlerini Irak topraklarında çekmesini istedi.
Kürdistan Bölgesi Başkanı ve Başbakanı da olayı şiddetle kınadılar ve derin üzüntülerini ifade ettiler. Kürdistan Bölgesi Başkanı Neçirvan Barzani cenaze törenlerine katıldı. Sorumlularının hukuki müeyyidelerle karşı karşıya bırakılmalarını istedi. Bu konuda kendilerine düşenleri zaman geçirmeden ve kararlılıkla yerine getireceklerini ifade etti.
OLAYIN ARAŞTIRILMASI İÇİN ORTAK KOMİSYON OLUŞUMU OLUMLUDUR
Bu katliama ilişkin, ulusal ve uluslararası planda tepkiler ve tartışmalar devam ediyor. Bu tepkiler hem olumlu ve hem de gerekli tepkilerdir. ABD ve Avrupa devletleri tepkilerini açık bir şekilde gösterdiler. Bu konuda araştırılma yapılmasını isteyenler de oldu.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri de Zaho katliamının araştırılması için “araştırma komisyonun” oluşturulmasını talep etti.
Türk devleti yetkilileri bu saldırının kendileri tarafından yapılmadığını, PKK tarafından yapıldığını; bundan dolayı da Irak devleti ve Kürdistan Bölgesi yetkileriyle birlikte olayı araştırma talebinde bulundular. Eğer bu araştırma çoğulcu, tüm taraflarca ve Birleşmiş Milletler yetkililerinin denetiminde uzmanlarca yapılacaksa, olumlu bir taleptir. Tarafların bundan kaçmamaları gerekir.
Kürdistan Demokrat Partisi Merkez Komite üyesi olan eski Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, federal hükümeti, Kürdistan Bölgesi ve Türk devlet yetkililerinin birlikte bir araştırma komisyonunu oluşturması talebi de yerindedir.
KANDAN BESLENEN İRAN DEVLETİ VE PKK ZAHO OLAYINI KULLANMAK İSTİYOR
Zaho katliamına karşı ulusal ve uluslararası planda gelişen tepkiler, oldukça haklı taleplerdir. Ama bu olayı kendi örgütsel ve devlet çıkarları için kullanmak isteyenlerin olduğu da açıktır. Bu konuda, PKK ve İran devleti en başta gelen güçler olarak, hem de koordineli olarak, bunu yürüttükleri çok açık bir şekilde görülmektedir. PKK ve İran devletinin derdi ölen ve yaralanan insanlar değil. Onlarınki parti-grup ve devlet çıkarlarıdır. PKK ve İran bu olayı kullanarak Kürdistan Bölgesi’ni kuşatmak ve Türk devleti ile ilişkilerini kesmesini sağlayarak, yalnızlaştırmak istemektedirler. En tehlikelisi de Kürdistan Bölgesi’nin dünyaya açılmasını engellemeye çalışmaktadırlar. Buna karşılık PKK, bir devletin aparatı olarak 50 yıldır Kürtleri yok etmek, Kürdistan milli hareketini ve Kürdistan örgütlerini tasfiye etmek, şimdilerde Kürdistan Bölgesi’nin yıkılması için çalışma yürütmektedir.
Bu aşamada da devletin sahibi ve kurucusu CHP ile çalışmayı gözlere batıracak şekilde göstermesi, devletin aparatı olmasının sonucudur.
PKK bu özelliğinden dolayı, Türk devletini değil AK Parti ve KDP’yi kendince ortak ve Zaho olayıyla ilgili sorumlu tutarak, manipülasyon ve yalanlara devam ediyor.
TÜRK DEVLETİNİN KÜRDİSTAN BÖLGESİ’NDEKİ OPERASYONLARININ SEBEBİ PKK’DIR
PKK, Kürdistan Bölgesi’nde bulunduğu için Türk devleti on yıllardır operasyonlar yapıyor. Bu operasyonlar sonucu köyler boşaltılıyor, sivil kardeşlerimiz ölüyor. Ayrıca PKK, Kürdistan’da yüzlerce köyü işgal ederek, köylülerin üretim yapmasını engelliyor. Köylülerden haraç alıyor, köy çocuklarını kaçırıp asker yapıyor; öldürtüyor ve öldürüyor. Kürdistan Bölgesi yönetimini, hükümetini, kurumlarını meşru görmüyor. Kürdistan siyasi partilerini meşru kabul etmiyor, onları tasfiye etmek için çeşitli yöntemler kullanıyor. Kürdistan Bölgesi’ni ortadan kaldırmak istiyor.
Açıkçası PKK Kürdistan’da olup bitenlerden sorumludur. Son Zaho katliamından da doğrudan sorumludur. Ama manipülasyon ve yalanla katliamı kendisinden uzak tutmaya çalışarak, sorumluktan kurtulmaya çalışıyor. KDP ve Kürdistan Bölgesi yönetimin sorumlu tutuyor. Ahlâk dışı ve yıkıcı saldırılar yapıyor. Beyni yıkanmış, kendisine aydın diyen Kürtler de her zaman olduğu gibi PKK’nın yalanlarına destek çıkıyor.
Bütün bu gerçeklerin görülmesi, PKK’nın, Kürdistan Bölgesi hakkında tasarruflarda bulunmaması gerekir. Eğer Kürtlere ve Kürdistan Bölgesine iyilik yapma iddiasında ise, vakit geçirmeden Kürdistan Bölgesi’ni terk etsin. Kürdistan Bölgesi’nde Türk devletinin operasyon yapması için olanaklar tanımasın. Yalanlara başvurmasın, gerçekleri çarpıtmasın. Kürdistan Bölges’ine ve KDP’ye düşmanlık etmesin. Tabir caizse, “Kürdistan Bölgesi’ne gölge etmesin. Ondan başka bir şey istenmez.”
TÜRK DEVLETİ DE ZAHO KATLİAMIYLA İLGİLİ İDDİALARINI İSPAT EDECEK DELİLLERİ KÜRDİSTAN KAMUOYUNA VE DÜNYAYA AÇIKLASIN
Türk devleti, Zaho katliamını yapmadıklarını, PKK’nın bu katliamı yaptığını ileri sürüyor. Böyle bir katliamı yapmalarından faydası değil, zararı olduğu açık. Olayın tezahür ettiği andan itibaren de aleyhine olan bir gelişme olduğu kesinlik kazandı. Eğer planlı bir provokasyon ve PKK eylemi sonrası bu katliam yapılmışsa, bu konuyla ilgili veri ve delillerini dünya ve Kürdistan kamuoyuna sunması gerekir. Eğer iddialarını ispatlamazsa, katliamla ilgili sorumluluğu devam edecektir.
IRAK VE KÜRDİSTAN BÖLGESİ HÜKÜMETLERİ KENDİSİNE DÜŞEN SORUMLULUĞU YERİNE GETİRMELİ
Türk devletinin PKK nedeniyle Irak’ta ve Kürdistan Bölgesi’nde operasyon yapmaması, işgal alanları yaratmaması, güvenlik bölgesi oluşturmaması için Irak ve Kürdistan hükümetlerinin de kendilerine düşen sorumlulukları var. O sorumluluk da PKK’nın Irak ve Kürdistan Bölgesi’ndeki varlığına son vermeleridir. Bugüne kadar da PKK varlığına son vermediler.
Bugünden sonra da Irak ve Kürdistan hükümetlerinin PKK’nın varlığına son vermemeleri halinde, Türk devletine söyleyecekleri bir şeyleri olamaz. Bir şeyler söyleseler de ciddiye alınmazlar, sözleri önemsenmez, havada kalır. Bugüne kadar olan da budur.
Irak ve Kürdistan Bölgesi Hükümeti, PKK’nın varlığına son vermeleri halinde, Türk devletinin operasyon yapma koşulları ortadan kalkar. Tersi durumda Türk devleti operasyon yaparsa, işgalci konuma düşer. Bunu da uluslararası hukuk ve bölge hukuku açısından kaldırması olanaklı olmayacaktır.
Kaynak: K24Türkçe