Eğitim-Sen, okul öncesi öğretmenlerin koronavirüs pandemisinde yüz yüze eğitime devam etme kararını yargıya taşıdı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu işleminin iptali istemiyle Danıştay’da dava açan Eğitim-Sen, dilekçesinde, “Bakanlık işlemi okul öncesi eğitim kurumlarındaki öğrenci ve öğretmenlerin yaşamlarını riske atmaktır. Sendikamız bu işlemin iptalini ve savunma alınmaksızın yürütmesinin durdurulmasını talep etmektedir.” dedi.
Eğitim Sen, 4 bin 565 öğretmenin katılımıyla gerçekleştirdiği anketin sonuçlarını bir değerlendirme raporu ile paylaştı. Covid-19 salgını sonrasında, özelikle uzaktan eğitim sürecinde mesai kavramı tamamen ortadan kaldırıldığı, esnek çalışma uygulamalarının hiç olmadığı kadar arttırıldığını öne süren Eğitim Sen, anket sonuçlarının öğretmenlerin yaşadığı sorunlara işaret ettiğine değinerek “Öğretmenlerimiz sorunlarına gerçekçi çözüm üretilmesine ihtiyaç duymaktadır” değerlendirmesi yaptı.
Eğitim Sen anketinin sonuçları raporda şöyle sıralandı:
– Ankete katılan öğretmenlerin yüzde 60’a (2720 kişi) yakını “Aldığınız maaşın yaptığınız işin karşılığı olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna “Hiç karşılamıyor” yanıtı verdi. “Kısmen karşılıyor” yanıtı verenlerin (1748 kişi) oranı ise yüzde 38 oldu.
– “Ekonomik koşulları daha iyi olan bir iş teklifi alsanız, öğretmenlik mesleğini bırakmayı düşünür müydünüz?” sorusuna, öğretmenlerin yüzde 70’i “evet” yanıtı verdi.
– “İş yerinizde kendinizi değerli hissediyor musunuz?” sorusuna öğretmenlerin yüzde 56’sı (2.559 kişi) “Hayır” yanıtı verdi. İş yerinde kendisini değerli hissettiğini söyleyen öğretmenlerin (2006 kişi) oranı yüzde 44 oldu.
– “İş yerinde kendinizi güvende hissediyor musunuz?” sorusuna ankete katılan öğretmenlerin yüzde 70’i (3194 kişi) “Hayır” yanıtı vererek kendisini güvende hissetmediğini belirtti.
ÖĞRETMENLER MEB’İ GERÇEKÇİ BULMUYOR
– “Millli Eğitim Bakanlığı’nın sorunları çözmek için ürettiği politikaların gerçekçi olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 94,5’i (4315 kişi) “Hayır” yanıtı verdi.
– “Pandemi koşullarında yüz yüze eğitime başlanması için okulunuzda yeterli hijyen koşullarının sağlandığını düşünüyor musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 70’ten fazlası (3219 kişi) “Hayır” yanıtını vererek, okulların hijyen ve temizlik açısından gerekli koşullara sahip olmadığını belirtti.
– “Pandemi koşullarında yüz yüze eğitim yaparken üzerinizde idari baskı hissediyor musunuz?” sorusuna katılımcıların yüzde 69’u (3145 kişi) “Hayır” yanıtı verirken, idari baskı yaşadığını belirtenlerin (1420 kişi) oranı yüzde 31 oldu.
– “Pandemi koşullarında okullarda ‘maske, mesafe, temizlik’ şartlarının hayata geçirildiğini düşünüyor musunuz?” sorusuna katılımcıların yaklaşık yüzde 69’u (3134 kişi) “Hayır” yanıtı verdi. “Maske, mesafe ve temizlik” şartlarının hayata geçirildiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 31’te kaldı.
ÖĞRETMENLER MÜLAKAT UYGULAMASINI ADİL BULMUYOR
– “Mülakat ile öğretmen alımının eşit, adil, geçerli ve yansız bir yöntem olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna ise katılımcıların yüzde 91’i (4156 kişi) “Hayır” yanıtı vererek mülakat uygulamasına olan güvensizliği gösterdi.
– Yüzde 97,2’si, kadrolu öğretmenlik yaptığını beyan eden katılımcılara, “Ücretli/kadrolu/sözleşmeli şeklinde öğretmen istihdamının ayrıştırılmasının, öğretmenlik mesleğinin geleceği açısından bir tehdit olduğunu düşünüyor musunuz?” diye soruldu. 4379 kişi (yüzde 96), “Evet” yanıtı verdi.
– Ankette, “Sözleşmeli ve ücretli öğretmenlerin kadrolu öğretmenlerle eşit haklara sahip olduğunu düşünüyor musunuz?” sorusuna da yüzde 90’ın üzerinde “Hayır” yanıtı verildi.
– “Bir eğitimci olarak MEB ile çeşitli vakıf ve derneklerin yürüttüğü protokolleri doğru buluyor musunuz?” sorusuna ise katılımcıların yüzde 88’i (4 bin 29 kişi) ‘doğru bulmuyorum’ yanıtını verdi. Yüzde 9,5 oranında katılımcı ise uygulamaları doğru bulduğunu beyan etti.
EĞİTİM SEN: LİYAKATIN YERİNİ MÜLAKATIN ALMASI EĞİTİMİN NİTELİĞİNİ BOZDU
Sonuçları değerlendiren Eğitim Sen Genel Merkezi, raporun sonuç bölümünde şu değerlendirmeye yer verdi:
“Her öğretmen, eğitimin her türlü yapısal sorununa rağmen eşitlikten, barıştan, laiklikten, özgürlükten, insandan ve emekten yana aydınlık nesillerin yetişmesinde katkısının olduğunu bilmektedir. Ancak siyasi iktidar, mesleğini hakkıyla yerine getirmeye çalışan öğretmenlerin yıllardır yaşadığı sorunlara kalıcı çözümler üretmemektedir. Liyakat ilkesinin yerini mülakatın aldığı bir eğitim sisteminde öğrencilerin, velilerin ve eğitim emekçilerinin çıkarları değil, siyasi iktidarın hedef, amaç ve beklentilerinin belirleyici olması, eğitimin niteliğinin giderek bozulmasına neden olmuştur.”
24 Kasım’ın, Mustafa Kemal Atatürk’ün Başöğretmenliği kabul ettiği gün olması açısından önemine vurgu yapan Eğitim Sen raporunda, 24 Kasım’ın 12 Eylül Askeri Darbesi’nin ardından Öğretmenler Günü olarak kabul ettiği hatırlatıldı. UNESCO tarafından ‘Öğretmenlerin Statüsüne İlişkin Tavsiye Kararı’nın alındığı 5 Ekim’i ‘Uluslararası Öğretmenler Günü’ olarak kutladıklarını belirten Eğitim Sen, 24 Kasım için “bu yönüyle 12 Eylül zihniyetinin ve günümüzdeki temsilcilerinin oluşturmak istediği itaatkâr öğretmen profili ile simgeleşen bir gün” değerlendirmesi yaptı.
Türk Eğitim- Sen de 24 Kasım Öğretmenler Günü öncesinden 15 bin 811 öğretmenle yaptığı anketin sonucunu sendika genel merkezinde düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı. 9-16 Kasım 2020 tarihleri arasında gerçekleştirilen anket sonucuna göre pandemi döneminde öğretmenlerin yüzde 52’si işi bırakmayı düşündü. Yine öğretmenlerin yüzde 54,2’si de okullarında koronavirüs vakası görüldüğünü bildirirken, yüzde 65,7’si vaka tespitine rağmen eğitime ara verilmediğinin altını çizdi. Öğretmenlerin yüzde 30’u vaka görülen sınıfın tatil edildiğini ve öğrencilerin karantinaya alındığını; yüzde 3,2’si öğrencinin evde karantinaya alındığını; yüzde 0,9’u öğretmenlerin karantinaya alındığını ve yüzde 0,2’si ise bu konuda bilgilerinin olmadığını belirtti.
‘OKULLARIN AÇILMASINDAN TEDİRGİN OLDULAR’
Ankete katılan öğretmenlerin verdiği yanıtlardan bazıları şöyle:
– Öğretmenlerin yüzde 55,6’sı okulların açılmasından tedirgin. Yüzde 15,6’sı Vefa Destek Grupları, Filyasyon Ekipleri, Mahalle Denetleme Ekiplerinde gönüllü çalıştı.
– Öğretmenlerin yüzde 71,7’si aldıkları maaşın yaptıkları işi karşılamadığını, yüzde 22,7’si kısmen karşıladığını düşünüyor. Yüzde 52’si daha iyi iş bulursa mesleği bırakacağını söylüyor. Öğretmenlerin yüzde 42’si salgın döneminde kredi çektiğini bilgisini paylaştı.
– Öğretmenlerin yüzde 62’si salgın döneminde kendilerini değersiz hissettiğini belirtirken, yüzde 69,8’i de mesleğin toplum tarafından saygın bir meslek olarak görülmediğini bildirdi.
– Katılımcıların yüzde 90,3’ü salgın döneminde öğretmenlik mesleğinin itibarını zedeleyen ilk üç nedenden biri olarak “Öğretmenler çalışmadan ücret alıyor” algısını söylerken, yüzde 46,5’i liyakatsizliği, yüzde 11,5’i ise sendikal ayrımcılığı mesleğin itibarını zedeleyen nedenler arasında gösterdi.
ÖĞRETMENLER EMEKLİ OLMAK İÇİN 3600 EK GÖSTERGE BEKLİYOR
– Emeklilik koşullarını sağlayan öğretmenlerin yüzde 61,7’si emekli olmayı istediğini ancak geçinememekten çekindiğini açıklarken, yüzde 48,7’si 3600 ek göstergeyi beklediğini söyledi.
Anket sonucunu değerlendiren Türk Eğitim- Sen Genel Başkanı Talip Geylan, “Eğitimin taşıyıcı kolonu öğretmendir. Diğer tüm değişkenler öğretmenden sonra gelir. Öğretmeni huzurlu kılmadan, öğretmenlerimizin beklentilerini karşılamadan, öğretmen eksikliğini gidermeden eğitimde başarı elde etmek mümkün değildir” dedi.