Değerli okurlar, son günlerde özellikle yüksek elektrik faturaları ile ilgili çok sayıda şikayet alıyorum. Fiyat değişimini görmeniz için bir vatandaşımızın üç faturasını sizlerle paylaşacağım.
Söz konusu faturalar bir eve ait ve tüketim miktarı üç faturada da neredeyse aynı?
9. ayda, bu vatandaşımızdan dağıtım bedeli adıyla 18 lira 15 kuruş, vergi ve fonlar için 13 lira 30 kuruş, KDV için 10 lira 37 kuruş olmak üzere, tüketim bedeli ile birlikte toplam 67 lira 97 kuruş tahsil edilmiş.
10. ayda, dağıtım bedeli 28 lira 90 kuruş, vergi ve fonlar 23 lira 96 kuruş ve KDV18 lira 51 kuruşa yükselmiş ve tüketim bedeli ile birlikte vatandaş adına 121.36 TL´lik fatura düzenlenmiş.
11. ayda fiyatlar büsbütün artmış?
Dağıtım bedeli 29 lira 30 kuruşa çıkmış mesela. Vergi ve fonlar 25 lira 76 kuruşa, KDV ise tam 19 lira 76 kuruşa çıkmış. Vatandaş, 129,56 fatura ödemiş.
Birbirine çok yakın tüketim miktarına karşılık son 3 ay içinde fiyatlarda %100 değişim yaşanmış. Hem de ?2019´a kadar zam yapılmayacak? dendiği halde?
Sorun sadece fiyat artışı da değil. Hizmetin veriliş tarzında da sorun olduğu söyleniyor, gelen şikayetlerde. Boş katlara gelen yüksek faturalar, kimi yerlerde bildirimsiz elektrik kesmeler, yapılan itirazlarda muhatap bulamamalar ve kimi yerlerde ?sistem kullanımı? adı altında ekstra para alınmasından dahi bahsediliyor. Bu arada bir de, ?ek bedel? iddiası var ortada. Buna göre, Dağıtım şirketleri belli bir tüketim bedeli üzerinden anlaşma yaptıklarından dolayı, bu tüketim gerçekleşmediğinde aradaki farkın vatandaştan tahsil edilebildiği söyleniyor?
Önlem alınmazsa, fiyat artışlarının ve hizmet kalitesindeki sorunların vatandaş açısından giderek büyüyen bir soruna dönüşmesi muhtemel görünüyor. Zaten çarşı pazardaki zamlarla baş etmek zorunda olan vatandaş, böyle temel bir kalemde üst üste zam yapılmasıyla iyice güç durumda kalacaktır. Ayrıca bu durumun, enerji politikalarıyla ilgili çizilen pozitif tabloyla da örtüşmediğini söyleyelim.
O İŞ NE OLDU?
Bu yıl çok hayati meseleler konuştuk. Fakat çoğu, gündemin arasında kaynayıp gitti. Mesela?
Şubat 2018´de, çocuklara yönelik cinsel taciz vakalarıyla ilgili beş bakanlıktan bir komisyon oluşturulacak, bu komisyon yasa taslağı hazırlayacak, taslak meclise getirilecek ve vakit kaybetmeden yasal düzenleme yapılacaktı. Böyle söylenmişti?
O iş ne oldu?
Hayvanlara yönelik artan şiddet vakalarını önlemek amacıyla ağır cezai düzenlemeler ?hızlıca? yapılacaktı.
O iş ne oldu?
Ömür boyu nafaka gibi akla, mantığa, vicdana ve evrensel hukuka ters bir uygulama kaldırılacak ve nafaka sistemi adilane bir şekilde yeniden düzenlenecekti.
O iş ne oldu?
Enflasyonla mücadele edilecek, dış kaynaklı saldırılar savuşturulacak, fahiş fiyat uygulayanlara karşı önlemler alınacak ve spekülatif fiyat uygulamalarına son verilerek vatandaş ekonomik olarak rahatlatılacaktı.
O iş ne oldu?
Kamudaki on binlerce kiralık makam aracıyla ilgili tasarrufa gidilecek, keyfi uygulamalara son verilecekti.
O iş ne oldu?
ANADOLU MAYASI
Bazen öyle haberlere şahit oluyoruz ki?Üzerimizdeki kara bulutları bir süreliğine de olsa dağıtıyor bu haberler. Haber verilecekse, işte böyle şeylerin haberi verilmeli bence. Bu tür haberlerin tüm iletişim mecralarında, tüm televizyon kanallarında tekrar tekrar gösterilmesi lazım. Magazin haberlerinden daha fazla? Siyasetten daha fazla? Spordan daha fazla?
Buna çok ihtiyacımız var?
Neden mi?
Çünkü bu haberin içeriği magazinden, siyasetten, spordan çok daha üstün ve anlamlı?
Bu haber, biz kimsek ve neysek, onunla ilgili aslında? Mayamızla ilgili yani? Anadolu´yu kuran, bize yurt yapan, tek renkli Roma´dan sonra Anadolu´ya zengin rengini veren o mayayla ilgili. Yüzyıllarca, Anadolu´nun her yerinde cami minarelerinin yanında sinagog ve kilise kubbelerinin yükselmesini sağlayan Anadolu´nun İslam mayasıyla ilgili.
Haber Batman´dan?
****
Gerçüş´e bağlı Arıca köyünde, yaklaşık 100 yıl önce Müslümanlar ve Süryaniler tarafından inşa edilen caminin tekrar onarılması gerekiyor.
Köy muhtarı Mehmet Şerif Ekinci ile köy imamı Mehmet Beşir Kardaş kolları sıvıyorlar, bu iş için. Çalışmalara aynı köyde bulunan Mor Aho Manastırı rahibi, Edip Daniel Savcı´da katılıyor.
Muhtar, imam, rahip el birliği ile harcı karıyor ve caminin duvarlarını onarıyorlar. Muhtar ve İmam´ın memnuniyetlerine diyecek yok tabii.
Manastır rahibi de düşüncelerini şöyle açıklıyor: " İnsanlar arasında sevgi bağı oluşturan bir şeydir bu gibi durumlar. Gerektiğinde Müslümanlar da bize yardımcı oluyorlar. Bundan daha doğal ve güzel bir şey olamaz."
Manastırlarıyla alakalı köydeki Müslüman vatandaşlardan büyük destek gördüklerini söylüyor, Savcı. Evet bu dayanışma, anlayış dolu haberler her platformda verilmeli? Bu tür şeyleri ilk kez duyduğumuzdan değil, hayır. Bu güzellikleri bize unutturmaya çalıştıklarından? Bize kendimizi, kültürümüzü berbat bir şey gibi göstermeye çalıştıklarından, tekrar tekrar verilmeli? Yoksa? Ziyaretine gelen Necranlı Hristiyanlara Mescid-i Nebevi´de ibadet etme izni veren bir Peygamberin ümmeti olarak? Değil Osmanlı sınırları içinde, Papalık Vatikan´ında bulunan San Gioacchino in Prati Kilisesi´ne bile ayni ve nakdi yardım gönderen ecdadın torunları olarak elbette bu hayran bırakan kültürümüzü unutmadık. Ama unutulmaması için yeterince çaba sarf ettiğimizi söyleyemiyorum maalesef. Bizler de yeterli çabayı sarf etmiyoruz, STK´larımız da, Kültür Bakanlığımız da, Diyanetimiz de?
YEMEN´İ UNUTMAYALIM..
Değerli okurlar, Yemen´de durum her geçen gün insani bir felakete doğru gidiyor. Gücümüz yettiğince Yemen´e yardım elimizi uzatalım? Yardımlarınız için, aşağıdaki linkleri de kullanabilirsiniz?
https://www.ihh.org.tr/bagis/yemen
https://www.sadakatasi.org.tr/%E2%80%8Byemene-acil-yardim/
https://www.kizilay.org.tr/Bagis/BagisYap/42/yemene-insani-yardim