Herkesin Afrin konusunu konuştuğu bir zamanda bende doğal olarak yerli ve yabancı basını takip edip Afrin konusunu yazacaktım.

Ancak bir vesile ile ziyaret ettiğim Davut Güler ağabeyimin bana hediye ettiği Çıra yayınlarında çıkan bir kitap fikrimi değiştirdi.

Kitabı ilk elime aldığımda ismi çok ilgimi çekmişti. ?Yöneticilerin hesap günü var mı?´ Prof. Dr. Nihat İnanç imzasını taşıyan kitap, 368 sayfadan oluşuyordu.

Nihat İnanç hoca, Van YYÜ Mühendislik Mimarlık Fakültesinde Profesör olarak çalışmakta iken dönemin Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül tarafında 09.09.2008 tarihinde, Muş Alparslan Üniversitesi Kurucu Rektörlüğüne atandı.

İki dönem rektör olarak görev yapan Nihat hocanın başarısını çekemeyen FETÖ´cülere, PKK´lılara karşı verdiği mücadele her türlü takdirin üzerindedir.

Kitabı okumaya başlayınca, geçmişte yaşanmış hadiselerin sayfaların o sesiz dünyası içinde, hala soluk almaya devam ettiğini hissettim.

Kitap, memleketine hizmet etmek isteyen temiz yürekli insanların, hangi ayak oyunlarıyla karşılaştığını çok sade ve sarsıcı bir üslupla ortaya koyuyor.

Aslında Nihat hocanın başında geçen hadiseler, Türkiye´nin başında geçen hadiselerle paraleldir.

Ülkesine hizmet aşkıyla verilen görevi, en güzel bir şekilde yerine getirmek isteyen bir rektörün kaleminden çıkan bu kitabın ana eksenini mücadele ve kararlılık oluşturuyor.

Haberlerde izlediğimiz bazı görüntülerin perde arkasını akıcı bir üslupla anlatan kitap, okurun zihnini hem felsefi hem de edebi bir boyuta taşıyor. Düşüncelerle gerçek yaşamın ayrıntılarını yazar, anılarıyla yan yana getirerek muhteşem metinlerin ortaya çıkmasını sağlıyor.

Fotoğraflarla desteklenmiş hatıralar, okurun zihninde netlik ve somutluk kazanmasına yardım ediyor böylece imgeler genişliyor, anlamlar derinleşiyor.

Yazar kitabın bazı bölümlerinde toplumu doğru gözlemleyen bir aydın, bazen iyiliğe engel olmak isteyen kötülere karşı mücadele eden bir dava adamıdır. Bazen ekibini iyi sevk ve idare edebilen bir lider, bazen devlet ricalinin en üst seviyedeki şahıslarla muhatap olabilen önemli bir bürokrattır. Her şeyden önemlisi, erdem ve fazileti asla elde bırakmayan katıksız inanmış bir kuldur.

Hoca, zaman zaman yakın çalışma arkadaşlarına okuduğu ?Yöneticilerin hesap günü var´ notları tam bir manifesto niteliğindedir.

Yalın bir dil, akıcı bir üslup, derin bir birikim, düşündüren tespitler, olaylar arasında sağlam bir mantık, pratik bir zekâ, samimi bir mücadeleyle birleşince, okura okumanın doyumsuz keyfini yaşatıyor. Böylece kitap, kendini okura okutuyor.

Kitapta anlatılan her hatıra o kadar güzel ki, yazarın içtenliği, gerçekliği, yorumların isabetli oluşu, okuru anıların derinliğine doğru çekiyor.

Kitabı okuduktan sonra, bu kitap hakkında düşüncelerimi yazmaya karar verince kitaptan bazı bölümleri paylaşmayı düşündüm. Ancak kitapla aramızda öyle duygusal bir bağ oluştu ki, bazı bölümlerini paylaşsam sanki diğer bölümleri kırılacakmış gibime geldi. Okumayı ve keşfetmeyi seven herkesin okuyup öğreneceği, hocanın değerli tecrübelerinden istifade edeceği çok şeyin bu kitapta olduğunu düşünüyorum.

Bu kitabı bize kazandıran Çıra yayınlarına, beni bu kitapla tanıştıran Davut Güler ağabeyime, kitabı yazan çok değerli akademisyen Prof. Dr. Nihat İnanç hocamıza çok teşekkür ediyorum.

Bu değerli esere ulaşmak için linke tıklayabilirsiniz: Çıra Yayınları