Yolların Ayrılış Noktasında AK Parti? ?Diriliş Nönemi´ Ne Ola ki?

Fehmi KORU - 24 10. 2018 Çarşamba

Yolların Ayrılış Noktasında AK Parti? ?Diriliş Nönemi´ Ne Ola ki?

24.10.2018 Çarşamba

MHP ile yol arkadaşlığı AK Parti´ye kazandırdı mı, yoksa kaybettirdi mi? Kâr-zarar hesabında durum nedir?

Dün, partilerinin grup toplantılarını vesile eden MHP lideri Devlet Bahçeli ile AK Parti lideri Tayyip Erdoğan?ın birbiri ardına çıkışları, her ne kadar ?Cumhur İttifakı devam ediyor?dense dahi, iki partinin yol ayrımına geldiğini gösteriyor. En azından, kritik geçeceği bilinen beş ay sonraki yerel seçime, bu iki parti, birbirlerine rakip olarak katılacaklar.

Ayrılmaz ikili görüntüsü bir kez bozulmaya görsün, yeniden bir araya gelebilmek ilk buluşmadan çok daha zordur.

Özellikle de bozuşmanın şartları oluşmuşsa?

Af ve andımız

İki partinin işbirliği yaparak gidebilecekleri bir seçime ayrı ayrı katılmalarını getiren bozuşmanın zeminini bilhassa iki konu oluşturmakta: MHP´nin?af´ konusunda ısrarı ile AK Parti´nin ?andımız´zorunluluğuna direnmesi?

AK Parti ?af´ istenmesinin başta uyuşturucu kaçakçıları olmak üzere toplumu zehirleyen bir kesimi cezaevlerinden çıkarma amacına hizmet etmeye yarayacağını ileri sürüyor; MHP ise, ?andımız yasağı´ konusunda ısrarı vatan sevgisinin azlığıyla ve ?Türk´ kimliğini hafife almakla eş değerde buluyor.

Benim yumuşatarak yukarıda özetini sunduğum tavırların, iki partinin sözcüleri ağzında hiç de yumuşak sayılmayacak sözcüklerle ifade edildiğini unutmayalım.

MHP ile AK Parti´nin birlikteliği her iki partiye de yaradı. AK Parti o sayede genel seçimde iktidardan uzaklaşmasına yol açabilecek kadar oy kaybettiği halde Meclis çoğunluğuna bugün hala hükmedebiliyor ve daha da önemlisi, sonuç alamayacağı düşüncesiyle vazgeçmek üzere olduğu sistem değişikliğini MHP´nin verdiği destekle gerçekleştirebildi de.

MHP ise, baraja takılma ihtimalini AK Parti ittifakı ile kolayca aşabildi. Ortaklık, MHP´li kadroların devlet içerisinde görev almalarını, MHP´ye yakın bilinen bürokratların kolay terfi edebilmelerini de sağladı.

Hiç kuşkusuz iki parti de birliktelikten yararlandı.

Ancak yine de özellikle AK Parti´nin şu aşamada ?kâr-zarar hesabı´ yapmasında ve daha çok da MHP ile birlikteliğin yol açtığı kayıplarını dikkatle gözden geçirmesinde yarar var.

Türkiye´den söz ederken lâf da sokuşturuluyor

Dün Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan?ı partisinin grup toplantısında dinleyenler, konuşmasının İstanbul´daki Suudi Arabistan başkonsolosluğunda cinayete kurban giden gazeteci Cemal Kaşıkçı?yla ilgili bölümündeki bir cümleye şaşırmış, hatta o cümleyi yadırgamış olabilirler.

En başından başlayarak cinayet üzerinde titizlikle durduğu halde, yabancı basında Türkiye aleyhine yayınlar yapıldığını esefle ifade etti Cumhurbaşkanı Erdoğan.

Ne yalan söyleyeyim, yabancı basında çıkmakta olan Kaşıkçı olayı ile ilgili haber ve yazılara o gözle hiç bakmamıştım. Dönüp hem son 15 günlük değerlendirmelere hem de dün çıkan yorumlara baktım.

Rahatsız olunacak kadar var.

Türkiye ve özellikle de AK Parti iktidarı aleyhine lâf sokuşturmalarla dolu yayınlar?

AK Parti´nin ülkenin demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü iddialarını zedelediği, yargının bağımsızlığına halel getirdiği, gazetecilere cezaevleri yolunu gösterdiği, ülke aydınlarının kendilerini özgür hissetmediği gibi yakıştırmalar neredeyse her yorumda yer alıyor.

Çizilen bu eleştirel tablonun ne kadarı AK Parti´nin MHP ile birlikteliğinin sonucudur?

Üzerinde durulması gereken bir konu olarak görüyorum bu soruyu?

Dışarıdan yöneltilen eleştirilere iki farklı tepki vermek mümkün. Basiti, önyargılı olduğunu ileri sürüp eleştirilere kulak tıkamaktır. Akıllıcası ise, eleştirileri ciddiye alıp birkaç yerinde hamleyle ülkeyi eleştirilemez hale getirmektir.

Yeni bir tavırla AK Parti´nin içte ve dışta bugünkünden daha fazla beğenildiği dönemlerdeki ilkeleriyle buluşması mümkün olabilir ve bu da MHP ile ittifakının AK Parti´ye sağladığı olumlu katkılardan daha fazlasını getirebilir.

?Diriliş dönemi´nde af

Aynı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni bir dönemin başladığından ve bu dönemin adının ?Diriliş dönemi´ olacağından da söz etti.

Bununla kast ettiği, yol ayrımının zorladığı yenilenmenin AK Parti açısından kendi değerlerine yeniden sahip çıkmak olabilir mi?

Devlet Bahçeli liderliğindeki MHP´nin her çıkışının bir zamanlamayla ilgili olduğunu ve her seferinde köklü değişikliklerin amaçlandığını da unutmamalı AK Partililer. Daha önceki -2002´de erken seçimi zorlama, 2015 sonrasında iktidarı pekiştirip sistemi değiştirme gibi-çıkışlarından yararlandıkları MHP liderinin ittifakı çatlatan son çıkışının da bir amacı olmalı değil mi?

Sadece sorularım var ve doğrusunu söylemem gerekirse onların cevaplarını ben de bilmiyorum.

?Af olacaksa devlet kendisine karşı işlenen suçları affedebilir? tespitini hayata geçirmekle işe başlayabilir AK Parti.

Oyun kurma hassasiyetini bu arada kaybetmemişse tabii?