Adı, Norman Darbyshire. İngiliz ajanı.
İngiltere dış istihbarat servisi MI6'nın Kıbrıs'taki İran istasyon şefiydi…
Yıllar sonra ortaya çıkan röportajında (röportajın yapılış tarihi 1985) bu İngiliz ajanı, İran'da seçimle başa gelen Başbakan Muhammed Musaddık'ı deviren ve Şah Muhammed Rıza Pehlevi'yi yeniden iktidara getiren 1953 Darbesi’nde İngiltere'nin rolünü ortaya koydu.
Granada TV'nin 1985 yapımı “İmparatorluğun Sonu: İran” belgeseli kapsamında yapılan ancak hiçbir zaman yayınlanmayan röportaj, deşifresinin bir araştırma esnasında bulunmasıyla yeniden açığa çıktı.
Röportaja göre, İngiliz istihbaratının ABD'yi darbeye katılmaya ikna etmesi yıllar sürdü. Bu arada MI6 ajanları, ajan devşirip, İran parlamentosu üyelerine bisküvi kutularına saklanan paralarla rüşvet verdi. Hatta MI6 ve CIA, Musaddık'ı devirmek için Şah Rıza Pehlevi'nin kız kardeşini bile ikna etti.
Darbyshire, röportajında, “Plan, Şah'a sadık olduğunu düşündüğümüz birimlerin, radyo istasyonu gibi şehirdeki kilit noktaları ele geçirmesini içeriyordu” dedi.
Nisan 1951'de iktidara gelen Musaddık'ın ilk icraatlarından biri, sonradan BP adını alacak Anglo-İran petrol şirketini millileştirmek oldu.
Ancak İngiliz ajanı Darbyshire, MI6'nın Musaddık'ı devirmek istemesinin ana nedeninin, İngiltere'nin, Musaddık'ın Sovyet etkisine gireceğinden korkması olduğunu söyledi.
İngiltere'nin ilk darbe girişimi kapsamında, 1951'de İngiliz Başbakan Yardımcısı Anthony Eden, üst düzey yetkililerine danışmadan, ajan Robert Zaehner'i Meclis üyelerine ve diğer önde gelen İranlılara rüşvet vermekle görevlendirdi.
Tamı tamına 1,5 milyon sterlinin üzerinde para rüşvet olarak dağıtıldı. Ama darbe planı yine de başarısız oldu. Bunun üzerine, ajan Darbyshire'dan şiddet de içerebilecek alternatif bir plan yapması istendi. Darbyshire, “Darbe, 700 bin sterline mal oldu. Biliyorum çünkü ben harcadım” dedi.
Darbyshire'ın darbe planı, Musaddık'ın İngiltere ile ilişkileri kesip, diplomatlarını ve casuslarını sınır dışı etmesiyle Ekim 1952'de sekteye uğradı!
***
Bisküvi kutuları açıldıkça, İngilizlerin daha kim bilir ne hinlikleri, hainlikleri, karanlık planları ortaya saçılacak! Kim bilir!
İNGİLİZ CASUS BURADA DURMADI, PES ETMEDİ!
İlla da darbe yapacak, başladığı işi bitirecekti! Bu kez İngiliz ajanı Darbyshire, Beyrut'taki CIA yetkililerinin kapısını çaldı, Musaddık’ı devirmek için iknaya çalıştı.
Darbeye soğuk bakan(!) ABD'nin tavrı, Dwight Eisenhower'ın Ocak 1953'te başkan olarak göreve gelmesiyle değişti. Bundan sonra iki ülkenin istihbaratları birlikte çalışmaya başladı.
Hatta bir noktada, Darbyshire ve CIA'deki mevkidaşı Stephen Meade, Şah'ın kız kardeşi Eşref'i Paris'te ziyaret ederek, ondan Tahran'a gidip kardeşini ikna etmesini istediler.
Darbyshire, Nisan 1953'te Musaddık'ın polis şefi General Mahmud Afşartus'un kaçırılmasını da organize etti.
Ve 19 Ağustos 1953'te Musaddık’a darbe yapıldı.
İŞTE ADIM ADIM O OPERASYON!
İngiliz ajanı Norman Darbyshire yıllar sonra bu açıklamaları yapmasaydı da gerçekler zaten gün gibi aşikârdı!
Ne demek mi istiyorum? Aşağıdaki satırlara dikkat;
* “Operasyonun şifresi AJAX idi. AJAX ortaklaşa bir operasyon olacak, İran Şahı, Winston, Churchill, Anthony Eden ve öteki İngiliz temsilcileri, Başkan Eisenhower, John Foster Dulles ve Merkezi Haberalma Teşkilatı, müttefik olarak çalışacaktı. İttifakın hedefi, İran Başbakanı Dr. Musaddık’ı devirip, yerine bir başkasını getirmekti.”
* “Dr. Musaddık da zaten Şah’ı yerinden edip onun yerine kendisi oturmayı planlayarak Sovyetler Birliği ile bir ittifaka girmişti. 71 ile 80 yaşları arasında olduğu konusunda değişik tahminlerin ileri sürüldüğü hırslı ihtiyarın düşüncesi, Rusya ile ittifakın kendi buluşu olduğuydu.”
* “Oysa pek çok kişiye göre durum oldukça farklıydı. Gerçek inisiyatif Ruslardan gelmişti. Pek çok Musaddık destekçisi de bunu fark etmişti. Bu yüzden son aylarda İran Komünist Partisi Tudeh, Musaddık Hükümeti üzerindeki kontrolünü artırmıştı.”
* “AJAX Operasyonu hakkında ilk teklif, İngiliz-İran Petrol Şirketi’ni (AIOC) millileştirmeye uğraşan Musaddık’ı; bu işten vazgeçirmek için her yolu deneyen ama başarısız kalan İngiliz İstihbarat Teşkilatı’ndan gelmişti. İngilizlerin tek isteği AIOC ile edinilen petrol imtiyazına tekrar kavuşmaktı…”
***
CIA Ortadoğu Şefi Kermit Roosevelt, 1953 yılında, İran Başbakanı Musaddık’ı devirmek için yaptıkları planı bu şekilde anlatmıştı, “Countercoup; Karşı Darbe” isimli kitabında.
Yıllar önce yayınlanan, iki kez okuduğum bu kitabın yeni baskısı var mıdır bilmiyorum ama kitap son derece ibretlik anılarla dolu. Mutlaka siz de okumalısınız…
Esasen çok “tanıdık ve bildik” geliyordu; ABD’nin üçüncü dünya ülkelerindeki çıkarlarını(!) korumak amacıyla sık sık ihtilallere, askeri darbelere ve gizli-açık operasyonlara başvurduğu sır değildi!
Türkiye’nin de zaman zaman karşı karşıya kaldığı kriz dönemlerinin de, Amerika’nın tezgâhladığı müdahaleler sonucu gerçekleştirildiği iddiaları çok taze!
İşte, daha birkaç gün önce; ABD başkan adayı Joe Biden’in anlattıklarının üzerinde henüz dumanlar yükselmekte!
İran’da ne mi oldu, peki? Musaddık devrildi, yerine Şah geçti. Şah’ın, CIA Ortadoğu Şefi Kermit Roosevelt’e söylediği şu sözler tarihe geçti: “Tahtımı, Tanrı’ya, halkıma, orduma ve tabii size (Amerika, İngiltere ve Kermit Roosevelt kastediliyor) borçluyum.”
KARANLIK GLOBAL GÜÇLER!
Türkiye, 15 Temmuz’da alçak, hain darbe ve işgal harekâtına maruz kaldı.
Hain saldırıdan hemen sonra, 29 Temmuz 2016’daki yazımda şunları kaydettim;
“Darbelerin hepsi gayr-i meşru. Ama 15 Temmuz darbe girişimi bunun da ötesinde hain ve alçak bir işgal harekâtı. Bakın dikkatlerinizi çekiyorum; ‘hareketi’ demiyorum bu bir ‘harekât’. Yani içinde birçok unsuru barındıran, çok yönlü ele alınmasını gerektiren ve zaruri kılan bir kalkışma!
İşte bu nedenle böylesi ‘karanlık global güçler’ tarafından tertiplenen bu harekât karşısında Türkiye Cumhuriyeti’nin de benzer bir karşı harekâta start vermesi elzem.”
***
Sözün özü;
* Askeri, sivil her türlü darbeye karşı durmak elzemdir!
* İktidarlar seçimle gelip seçimle gitmelidir.
* Darbeyle ele geçirilen iktidar gayrimeşrudur!