Gerilimli, koca bir yılı geride bırakıyoruz. Klasiktir, yıl sonlarında toplu değerlendirmeler yapılır. Ekonomi, spor, sanat, dış politika, magazin, iç siyaset alanlarında... Yılın adamları seçilir...
Klasiğin dışına çıkacağım. 2018 yılında terörle mücadelenin değerlendirmesine yer vereceğim. Ancak, bu yıl için birilerine ödül verilmesi gerekiyorsa, kelimenin tam manasıyla onu tek bir yer hak ediyor. Kahraman güvenlik güçlerimiz. Üzerlerine kurulan onca kumpasa rağmen TSK ve kolluk kuvvetlerimiz her türlü terör örgütüne karşı çok başarılı ve etkin bir mücadele sergiledi. 2018 yılının istatistikleri de bunu belgeliyor.
21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü´nde görev yapan terörle mücadele ve psikolojik harekât alanlarında uzman isim emekli Albay Erol Başaran Bural, "Türkiye´nin 2018 Yılında Terörle Mücadelesi: Etkin İstihbarat, Önleyici Vuruş, Kaynağında Kurut" başlıklı bir makale kaleme aldı. 2018 yılında güvenlik güçlerimizin terörle mücadeledeki büyük başarısını verileri ile tek tek sıraladı. Erol Başaran Bural, bu veriler ışığında geleceğe yönelik dikkate alınması gereken önemli uyarılarda da bulundu. Bural´ın tespit ve önerilerinden bazı özet bölümler;
"Terör örgütü PKK´nın her ne kadar hareket kabiliyeti oldukça kısıtlanmış olsa da 2019 yılından itibaren değişen şartlara uygun şekilde yeni bir kapasite inşasına girişeceği, bir yandan yurt içinde terör eylemi arayışlarını sürdürürken diğer yandan Suriye´deki kazanımlarını artırmaya çalışacağı, Suriye kuzeyinde ABD askerlerinin çekilme kararının ardından kendisine yeni bir pozisyon arayacağı öngörülmektedir. Bu çerçevede PKK´nın;
* İHA benzeri hava araçları ile terör eylemi düzenleme kapasitesini artırmaya çalışabileceği,
* İHA ve SİHA´ların etkisini azaltmak için yeni yöntemler arayabileceği,
* Suriye´de elde ettiği gelişmiş silah sistemleri ile yurt içinde terör eylemleri düzenleyebileceği,
* EYP saldırılarına devam edebileceği, geliştirilmiş EYP hazırlığı için yöntemler arayabileceği değerlendirilmektedir.
Sonuç olarak; 2018 yılında teröristle mücadelenin oldukça etkin bir şekilde yürütüldüğü, TSK ve kolluk kuvvetlerinin birçok terör örgütüne karşı eş zamanlı olarak büyük başarılar elde ettiği değerlendirilmektedir. Sahada güvenlik alanında kazanılan başarılar terörizmle mücadelenin diğer boyutlarına da yansıtılmalı, 2019 yılından itibaren terörün psikolojik, sosyo-kültürel, ideolojik boyutlarıyla mücadele kapsamında daha fazla çalışma yapılmalı, yurt içinde PKK terör örgütüne desteğin azaldığı değerlendirilen bu dönemden istifade ile terör örgütünün sürekli arkasında bulmak isteyeceği halk desteğinin tamamen ortadan kaldırılmasına yönelik eylem planları hazırlanmalıdır.
TSK verileri kapsamında yapılan değerlendirme neticesinde, PKK terör örgütünün EYP saldırılarının büyük oranda önüne geçildiği, binlerce EYP´nin ele geçirilerek imha edildiği, EYP´lerle birlikte çok sayıda LPG tüpünün de PKK sığınak ve barınaklarında bulunduğu anlaşılmaktadır. Terör örgütünün EYP yapımında kullandığı amonyum nitrat içerikli gübrelerin dağıtımına/satışına getirilen kısıtlamalar ve kontroller LPG tüpleri için de alınmalı, LPG tüplerinin dağıtımı ve satışını kontrol altında bulunduracak bir düzenlemeye gidilmelidir.
Kararlılık Harekâtı ile sınır ötesinden önleyici tedbirler kapsamında Irak kuzeyine doğru sağlanan ilerleyiş, batıya doğru Çukurca ilçesinin karşısında, Irak topraklarında ele geçirilen bölgeye doğru genişletilerek Hakkâri ilimiz hudutları sınır ötesinden kontrol altına alınmalıdır.
İdlib´e özel dikkat
2017 yılından bu yana Türkiye´nin karşısında bir sorun yumağı olarak duran İdlib meselesi de 2019 yılında Türkiye´nin enerjisinin bir kısmını ayırması gerekecek bir husus olarak duruyor. Bütün silahlı grupların İdlib´de bulunması, TSK´ya ait gözlem noktalarımızın bölgede konuşlu olması, Soçi Mutabakatı kapsamında bölgede silahsızlandırılmış bölgelerin tesisi, M4 ve M5 kara yollarının terör örgütlerinden alınarak ulaşımın güvenli hale getirilmesi gibi hususlar bu bölgeyi önemli hale getiriyor.
Terörizmle mücadele çok boyutlu bir yaklaşımla ele alındığında lider kadrolara yönelik düzenlenen operasyonların bu yaklaşımın önemli bir parçası olduğu görülüyor.
Lider kadroya yönelik operasyonların başarının daha yukarılara taşınabilmesi için PKK terör örgütünün Kandil´de barınan sözde üst düzey sorumlularına da mutlaka operasyon düzenlenmesi gerektiği ortaya çıkmaktadır. PKK terör örgütünün üst düzey sözde yöneticilerinin etkisiz hale getirilmesi ya da yakalanması maksadıyla MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı ve Özel Kuvvetler Komutanlığı unsurları uzmanlarından kurulu bir yapılanmanın hayata geçirilmesinde fayda görülmektedir.
Değinilmesi gereken bir diğer husus da terörle mücadeleye ilişkin yapılan resmî açıklamalara ilişkindir. Terörle mücadele kanunlar gereği İçişleri Bakanlığı görev ve sorumluluğunda olmasına rağmen İçişleri Bakanlığı haricindeki devlet kurumları tarafından da aynı kapsamda ancak farklı içeriklere haiz açıklamalar yapılması, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve bu konuda tarih sayfalarının hatalı yazılmasına yol açabilecek önemi haizdir. Terörle mücadele konusundaki tüm bilgi ve belgelerin, mevcut arşivlerin İçişleri Bakanlığı bünyesinde kurulabilecek bir Terörle Mücadele Arşivine aktarılması; yurt içinde gerçekleştirilen cari olaylar ve terörle mücadeleyle ilgili olarak da sadece İçişleri Bakanlığı´nca açıklama yapılmasının uygun olacağı düşünülmektedir."