Alper Görmüş yazdı;
"Kürtlerin yaşadığı hiçbir acı bu coğrafyanın diğer kesimleri tarafından maalesef içselleştirilmiyor. Bu sadece devlet ile açıklanabilecek bir şey değil.” (Resim yazının sonunda. Editör)
Avukat Eren Keskin, birkaç gün önce dile getirdiği bu haklı serzenişinin ardından, 28 Aralık 2011’deki Roboski katliamından sadece iki gün sonraki yılbaşı kutlamalarını hatırlatıyor:
“Roboski’nin iki gün sonrası insanların çok büyük bir bölümü yılbaşı kutlaması yaptı ve bunu devletin zoruyla yapmadılar.”
‘Ağlama Anne Güzel Yerdeyim’
Gerçekten de unutulmayacak bir yılbaşı kutlamasıydı o. Yüzlerce anne, baba, eş, çocuk iki gün önce kendi ülkelerinin uçakları tarafından bombalanan sevdiklerinin mezarları başında ağıtlar yakarken, Türk televizyonlarından kahkahalar, çığlıklar yükseliyordu.
O gece yaşananlar, ‘Kürtlerin manevi kopuşu’ denen şeyin devlet uygulamalarından çok, Türk kardeşlerinin onların acıları karşısındaki vurdumduymazlığıyla bağlantılı olduğunun somut nişanesi gibiydi.
Ümit Kıvanç, ‘Roboski için bir film’inin (Ağlama Anne Güzel Yerdeyim) -bence- en etkili bölümünde, 31 Aralık 2011 gecesi Türkiye televizyonlarından taşan neşe dolu, vurdumduymaz sesler ile sadece iki gün önce Roboski’de ölenlerin yasını tutanların görüntülerini üstü üste bindirmişti.
Ben de, 2012’nin yılbaşı yaklaşırken “31 Aralık 2011 gecesinin utancı” başlığı altında kaleme aldığım bir yazıda Kıvanç’ın belgeselinin bu bölümünü anlatmıştım.
Bugün, Roboski’nin 10. yılında ve yeni bir yılın arifesinde o geceyi o yazıyla bir kez daha hatırlatmak istedim:
Ümit Kıvanç, ‘Roboski için bir film’inin (Ağlama Anne Güzel Yerdeyim) -bence- en etkili bölümünde, 31 Aralık 2011 gecesi Türkiye televizyonlarından taşan neşe dolu, vurdumduymaz sesler ile sadece iki gün önce Roboski’de ölenlerin yasını tutanların görüntülerini üstü üste bindirmişti.
“Coşku devam ediyor, büyük coşku var, coşku doruğa çıktı…”
“Yeni yılın ilk dakikalarında lütfen yanımızdaki sevdiklerimize sarılalım, güzelce, gönlümüzden hangi dilekler geçiyorsa, onları duyuralım. (Bir mezar başı görüntüsü… Çocuğu ölen bir anne karlar içindeki mezarın başında ellerini açmış dua ediyor.) Ve çok hoş bir görüntü, bunu paylaşmak istiyoruz sizlerle, her yer ışıl ışıl, coşku ve eğlence bu noktada tam anlamıyla gerçekleşiyor. (Başka bir mezar… muhtemelen bir anne ve bir abla mezar toprağına yüz sürüyorlar… Başka mezarlar, başka ziyaretçiler… Kar yağıyor.)
“Evet… Ciddi atmosferiyle siyasetin kalbi olarak tanınan Ankara, bu gece yılbaşı coşkusuyla meydanlarda, bütün Ankaralı gençler sokaklarda. Şu anda bir üniversite radyosunun düzenlemiş olduğu yılbaşı partisindeyiz. (Bir ev içi görüntüsü… İnsan yok, kapalı bir televizyon var. Burası belli ki evin misafir odası… Tül perdelere özenilmiş, karşı duvarı boylu boyunca kaplayan bir sedir, üzerinde kırlentler… Tavanda sarfiyatsız bir çıplak ampul, bir de vantilatör.) Ateşler yakıldı, ateşin başında danslar ediliyor… Nasıl gidiyor eğlence? Bu gece için çok iyi hazırlanmıştık, çok çalıştık, çok uğraştık, bugün de umutluyuz gerçekten. Valla ben açıkçası, 2011’in biraz yorucu bir yıl olduğunu düşünüyorum, Türkiye’ye önce afetsiz, depremsiz, yangınsız bir yıl diliyorum… Gördüğünüz gibi başkent Ankara’da yılbaşı gecesinin coşkusu gittikçe artıyor saatler gece yarısına yaklaştıkça…
“İzmir’e gidelim, bir başka büyükşehrimize gidelim… 24:00’te büyükşehir belediye başkanlığının hazırladığı havaifişek gösterisi var, havai fişek gösterisinin ardından DJ performansları sabahın ilk ışıklarına kadar sürecek. (Çok daha yoksul bir ev içi… sedir yok, yer minderleri ve kırlentler… Tavanda sarfiyatsız bir ampul var, vantilatör yok. Köşede kapalı bir televizyon…) Gün boyunca Abant’taki tatilciler hem yeni yılın hem karın tadını çıkardılar diyebiliriz… Bir başka karla örtülü coğrafyaya gideceğiz, nasıl gidiyor Erzurum’da yılbaşı kutlamaları?.. Geliyorlar mı? Geliyorlar işte. Kameraman arkadaşım gösterecek, buradaki servisi böyle alevli yapacaklar. Burada hindi yok anladığım kadarıyla…”
“İyi seneleeeer sevgili seyirciler…”
“2012’ye binlerce kişi aynı anda büyük bir coşkuyla girdiler…
“Coşku devam ediyor, büyük coşku var, coşku doruğa çıktı, yağmur coşkuyu engelleyemedi, İstanbullular buraya akın etti, geriye doğru saydılar ve 2012’ye büyük bir coşkuyla girdiler…”