YEŞİLAY´DAN 11 MİLYON ÖĞRENCİYE BAĞIMLILIK EĞİTİMİ

Yeşilay Genel Müdürü Yılmaz, "Yeşilay´ın 2013´te hayata geçirdiği TBM eğitim programları kapsamında, bugüne kadar 11 milyon öğrenciye bilinç düzeylerini artırmalarına yönelik eğitim verdik." dedi.

YEŞİLAY´DAN 11 MİLYON ÖĞRENCİYE BAĞIMLILIK EĞİTİMİ

Yeşilay Genel Başkanı Prof. Dr. Mücahit Öztürk, "Uyuşturucu, sadece sizin ve çevrenizin ilişkili olmamasıyla açıklanabilecek bir olgu değil. Çünkü bu problem, bir adım sonrasında sizi, ailenizi, toplumsal huzurunuzu, devlet mekanizmasının işleyişini etkileyebilecek, hem sağlık hem güvenlik boyutu olan kapsamlı bir mesele. Yani yolda, sokakta sizin çok iyi yetiştirdiğiniz çocuğunuz pekala bu maddeye bağımlı biri veya birileri tarafından tehditten tutun da ölüme kadar bir dizi zararla karşılaşabilir" dedi.

Yeşilay Genel Başkanı, Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Prof. Dr. Öztürk, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Yeşilay´ın herkes için farklı anlam taşıdığını, ancak, mücadele ettiği alanlar itibarıyla çok önemli bir görevi olduğunu ifade etti.

Yeşilay´ın insan sağlığına hizmet etmek ve sağlıklı bireyler oluşturmak amacıyla çalıştığına dikkati çeken Öztürk, "Bizim beş ana başlıkta mücadelemiz var. Uyuşturucu maddeler, tütün, alkol ve buna daha sonradan eklenen teknoloji ve kumar. Bu beş maddeye bakarak Yeşilay için, insan beden ve ruh sağlığını bozan, insan aile ve sosyal yapısını deforme eden alışkanlıklar üzerine mücadele eden çok önemli bir halk sağlığı kuruluşudur diyebiliriz." ifadesini kullandı.

Yeşilay´ın temel hedefinin sağlıklı yaşam bilincini oluşturmak olduğunu belirterek, "İnsanın yaşadığı çevrenin değişmesi, doğanın değişmesi, yediklerimizin değişmesi ve benzeri gelişmeler bile bizi etkiliyorken, zararlı maddeler ve zararlı birtakım faaliyetlerle uğraşmak sağlık açısından çok büyük tehdit oluşturuyor. Biz de bu amaç ve vurguyla eğitimlerimizi planlıyoruz." dedi.??

"Yeşilay´ın amacı, sağlıklı yaşam bilincini oluşturmaktır"

Yeşilay´ın, sağlıklı yaşam bilincini toplum merkezine oturtmak amacında olduğunu anlatan Prof. Dr. Öztürk, şöyle devam etti:??

"İnsanın yaşadığı çevrenin değişmesi, doğanın değişmesi, yediklerimizin değişmesi ve benzeri gelişmeler bile bizi etkiliyorken, zararlı maddeler ve zararlı birtakım faaliyetlerle uğraşmak sağlık açısından çok büyük tehdit oluşturuyor. Biz de bu amaç ve vurguyla eğitimlerimizi planlıyoruz. Bu anlamda geniş çerçevede Yeşilaycılık dediğimizde, sağlıklı yaşamı öngören ve bunu isteyen geniş bir kitleden bahsediyoruz. Yeşilay, 1920 yılından bu yana bağımlılıkla mücadele eden bir sivil toplum kuruluşu. Yeşilay´ın diğer ülkelerde benzer amaçla kurulan sivil toplum kuruluşlarından önemli bir farkı var: Tüm bağımlılıklarla mücadele etmesi. Dünyanın birçok ülkesinde uyuşturucu, alkol ve tütünle mücadele eden sivil toplum kuruluşları var. Ama bunların hepsi ayrı ayrı kuruluşlar. Biz 1920´de alkol bağımlılığı mücadelesi ile başlayan süreçte bilinçlendirme amaçlı kurulmuş bir sivil toplum kuruluşuyduk. Ama giderek bu mücadele alanını genişlettik. Hangi görüş ve ideolojide olursa olsun sağlıklı yaşamak isteyen hiç kimse, Yeşilay´ın temel ilkelerine ´hayır´ diyemez."

?Öztürk, uyuşturucu bağımlılığına karşı korunma ve önleme için Türkiye´nin dört bir yanında bilgilendirme çalışmaları yaptıklarını, bunun yanı sıra bağımlılara ve ailelerine ücretsiz psikolojik danışmanlık ile rehabilitasyon desteği verdiklerini ifade etti.

Merak, özenti, kendini ispat etme, aile sevgisinden yoksun olma ve boşlukta olmanın maalesef gençleri uyuşturucuya itebildiğini aktaran Öztürk, "Uyuşturucu kullanmak, özgürlüğün sonudur. Ailelerimizden isteğimiz, çocuklarıyla ilgilensinler, onlarla konuşsunlar. Bağımlılık hakkında bilgi sahibi olsunlar, tedavi olması gereken çocuklarına bir suçlu gözüyle değil, iyileşmesi gereken bir hasta gibi baksınlar ve tedavide asla yalnız bırakmasınlar." ifadelerini kullandı.

Uyuşturucunun ekonomik ve siyasi etkilerinin, birçok güç odağının bu sektörde boy göstermesine sebep olduğuna dikkati çeken Öztürk, şöyle devam etti:

"Uyuşturucu, uluslararası boyutuyla yıllardır çok önemli bir sorun. Ortada dönen rantın büyüklüğü ve uluslararası ayağı, çok güçlü yapılarla mücadeleyi gerektiriyor. Uyuşturucu, sadece sizin ve çevrenizin ilişkili olmamasıyla açıklanabilecek bir olgu değil. Çünkü bu problem, bir adım sonrasında sizi, ailenizi, toplumsal huzurunuzu, devlet mekanizmasının işleyişini etkileyebilecek, hem sağlık hem güvenlik boyutu olan çetrefilli bir mesele. Yani yolda, sokakta sizin çok iyi yetiştirdiğiniz çocuğunuz pekala bu maddeye bağımlı biri veya birileri tarafından tehditten tutun da ölüme kadar bir dizi zararla karşılaşabilir. Bu nedenle gençlerden ve ailelerden başlayarak, devletlerin ilgili kuruluşlarına kadar herkese uyuşturucuyla mücadelede önemli görevler düşüyor."

Yeşilay´dan 11 milyon öğrenciye bağımlılık eğitimi

Yeşilay Genel Müdürü Savaş Yılmaz ise bağımlılıkları önleme çalışmalarındaki eksikliklerden yola çıkarak, toplumun tüm katmanlarını bu konuda eğitmek, okul ve aileyi bir araya getirip toplum tabanlı mücadele başlatmak amacıyla Türkiye Bağımlılıklarla Mücadele (TBM) eğitim programının hayata geçirildiğini ifade etti.

Yeşilay´ın 97 yıllık tarihi boyunca hep bu faaliyetleriyle öne çıktığına, bağımlılıkla ilgili eğitim ve iletişim çalışması yaptığına değinen Yılmaz, "Yeşilay´ın 2013´te hayata geçirdiği TBM eğitim programları kapsamında, bugüne kadar 11 milyon öğrenciye bilinç düzeylerini artırmalarına yönelik eğitim verdik. Dünyanın en büyük eğitim programını geliştirmek için 2013´te yola çıktık ve şu anda bu amacımızı gerçekleştirdik. Program, hem içerik hem ulaştığı kitle olarak şu anda alanında dünyanın en geniş kapsamlı eğitim programıdır. Amacımız, 20 milyon öğrenciye ulaşmak" dedi.

?TBM´nin, hem içerik hem de ulaştığı kitle olarak alanında dünyanın en geniş kapsamlı eğitim programı olduğunu dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:

??"İçeriğinde alkol, tütün, teknoloji ve uyuşturucu madde bağımlılığı yer alıyor. Sağlıklı yaşama dair delilleri de içeriyor. Burada en önemli farklılığımız, bugüne kadar yapılmamış olan bir eğitim programını hayata geçirmektir. Anaokulunda çocukların anlayabileceği pedagojik formasyonlar geliştirdik, ilkokul, ortaokul ve liseler için ayrı, yetişkinler için ayrı içerikler oluşturduk. Anaokulundaki çocuğa ilk önce sağlıklı yaşamı öğretiyoruz. Dünyadaki literatür şunu söylüyor; ´Bir insanda sağlıklı yaşama becerisini geliştirirseniz, bu kişi bağımlı olmaz.´ Dolayısıyla kişiye ilk başta sağlıklı yaşamı anlatmak gerekiyor. Biz bunu anaokulunda öğretiyoruz. İlkokula geçtiğimizde teknoloji bağımlılığı ve sağlıklı yaşam eğitimi var. Ortaokulda bu eğitimlere bir de tütün bağımlılığını ekliyoruz. Lise öğrencilerine de artık alkol ve uyuşturucu madde eğitimi veriyoruz."

Türkiye´de bağımlılıkla mücadele konusunda yetişkin eğitimini de iyi bir sistem altında topladıklarını anlatan Yılmaz, "Eğitim sektöründe hayat boyu öğrenme kavramı var. O kavramın altında da halk eğitim merkezleri var aslında. Burada biçki dikişten kuaförlüğe kadar çeşitli kurslar var. Bağımlılık eğitiminin kursunu yaptık halk eğitim merkezlerinde. Her vatandaş bu kursu rahatlıkla alabiliyor. Böylece halk eğitim merkezinin mantığını da biraz değiştirdik." diye konuştu.