Yeni Akit gazetesi, başörtüsünü çıkardığını açıklayan Karar gazetesi yazarı Elif Çakır'ı bu nedenle saldırdığı haberinde 'Kabataş yalanı'nı kabul etti. ‘Kabataş yalanı’nın provokasyon olduğunu ilk kez belirten Yeni Akit, Elif Çakır için 'başörtüsünün de yalan olduğu ortaya çıktı' ifadesini kullandı.
Yeni Akit, “Evrim geçirdi: Elif Çakır'ın Kabataş'tan sonra başörtüsü de yalan oldu!” başlıklı haberinde “Gezi kalkışması sırasında 'Kabataş'ta başörtülü genç kadına 70 üzeri çıplak magandanın saldırdığını hatta üzerine bevlettiğini' iddia ederek provokasyona girişen Karar yazarı Elif Çakır’ın haber sitesindeki yeni hali dikkat çekti. Kabataş olayının ardından Çakır’ın başörtüsünün de yalan olduğu ortaya çıktı" ifadesini kullandı.
Gezi Parkı eylemleri sırasında 1 Haziran 2013'te Kabataş'ta, "belden yukarıları çıplak, ellerinde deri eldivenler, başlarında siyah bandanalar bulunan 70-100 kişilik bir grubun, başörtülü bir kadını dövdüğü ve üzerine idrarlarını yaptığı" iddialarını savunan gazetelerden birisi de Yeni Akit'ti.
Kabataş yalanı neydi?
Gezi Parkı eylemleri sürecinde dönemin Bahçelievler Belediye Başkanı Osman Develioğlu’nun gelini olan Zehra Develioğlu’nun “Kabataş İskelesi’nin önünde belden yukarısı çıplak, elleri deri eldivenli, başları bandanalı onlarca erkek tarafından yerlerde sürüklendiği, üzerine idrar yapıldığı” iddiaları öne sürüldü. “Kabataş gelini” olarak da anılan Develioğlu’nun Haziran 2013’te öne sürdüğü iddiaları Star gazetesinde çalışırken haberleştiren Elif Çakır, daha sonra kamera görüntüleriyle yalanlanan bu iddialar nedeniyle ‘özür’ çağrılarına muhatap oldu.
“Kabataş saldırısı” iddiasını çürüten kamera görüntülerinin ardından saldırıya uğradığı öne sürülen Zehra Develioğlu ile röportajı gerçekleştiren Elif Çakır’a ağır eleştiriler yöneltildi ve özür dilemesi istendi. 6 Şubat 2014’te bir yazı kaleme alan Çakır, “Özür dileyecekmişim. Pardon ama kimden ve hangi sebepten dolayı özür dileyeceğim. Ben bir başarı gösterdim. O günlerde sosyal medyada efsane olarak anlatılan ‘iddia sahibi’ne ulaştım ve konuştum. Anlattıklarına hiçbir sansür uygulamadım, 'abartıyor', 'ya şunları makul hale getireyim daha inandırıcı olur' demedim, O’na saygı duydum ve ne anlattıysa yazdım” sözleriyle kendini savundu