Türkiye´nin tüm ikazlarına rağmen Fırat´ın doğusuna çekilmeyip, Afrin ve Kobani kantonlarını birleştirmek suretiyle sınırlarımız boyunca oluşturulmak istenen toprak bütünlüğümüzü ve bekamızı açıkça tehdit eden terör koridoruna ilk hançeri 2016 yılında ?´Fırat Kalkanı´´ ile vurmuştuk. Fırat Kalkanı Harekatıyla PKK koridorunu kesen Türkiye´ye ABD´li yetkililer PKK´lı güçlerin Münbiç´ten çıkarılacağına dair söz vermişti. Ancak ABD düşmanca bir tavırla verdiği sözün aksine kendi eliyle Mümbiç´i terör örgütü PKK´nın Suriye´deki uzantısı PYD/YPG´ye teslim etmişti. PYD Suriye Demokratik Güçleri (SDG) örtüsü altında Mümbiç´te kontrolü sağlayınca gözler ABD´ye çevrildi. TSK ve Özgür Suriye Ordusunun El Bab´ı almasından sonra ?´Yeni hedefin Mümbiç olduğunun açıklamasından sonra bölgeye gelen ABD zırhlıları PKK/PYD´yi koruma altına almıştı´´
Suriye´de bir süre PYD´nin çekirdeğini oluşturduğuSuriye Demokratik Güçleri´nin sözcülüğünü yaptıktan sonra bölgeden kaçan Talal Silo, örgütün ?Akdeniz´e çıkış projesi?ne dikkati çekti. Silo, ABD´li bir istihbarat yöneticisinin kendilerine, ?kalıcı? olabilmek için karadan Akdeniz´e ulaşmak gerektiği telkininde bulunduğunu açıkladı. PYD/PKK, Suriye topraklarının dörtte birinden fazlasını işgal ediyor. Örgütün yayılma stratejisi, ülkenin doğusunda Irak sınırında başlayan hakimiyet alanını Türkiye sınırı hattından batıya doğru ilerletmek şeklinde gelişmişti. Gelecekte, dış dünyayla doğrudan bağlantı kurma ve destek alma imkanına kavuşabilmesi, örgütün karadan Akdeniz´e çıkacağı bir koridor açabilmesine bağlı. Türkiye´nin örgütün hedeflerine ilişkin uyarıları karşısında, ABD yönetimi gelişmelerin DAEŞ´e karşı mücadeleden ibaret olduğunu savunuyordu!
TÜRKİYE´NİN AFRİN HAREKAT´I PKK´YI NEDEN KORKUT TU?
Türk kuvvetleri (TSK ve ÖSO) Afrin´e müdahale ederse çok hızlı şekilde kenti ele geçirebilirlerdi. Aslında Afrin´deki durum örgütün dışarıya gösterdiği gibi değil. Bundan dolayı çok korkuyorlardı. Mesele sadece Afrin´in düşmesi değildi. Türk güçlerinin kuzey kırsalını kesmesi, tüm (Akdeniz´e çıkış) projelerinin başarısızlığa uğraması demekti. Çünkü Afrin´i projenin kalbi sayıyorlardı. Türkiye´nin müdahalesi, pazarladıkları rüyaların sonu olurdu. Afrin´de, Türk kuvvetlerinin olası müdahalesine karşı orada Rus varlığını istiyorlardı.
Suriye rejimi, Afrin´de Türklerle herhangi bir temas durumunda Suriye bayrağı çekilmesini istedi. Ama rejim bayrak asılan noktaların kendine devrini şart koştu. İşte bu talebi Kandil reddetti. Ama en nihayetinde sınır unsurları korkuyordu. ABD´nin Türkiye´ye Afrin´i ele geçirmemesi için baskı yapacağına inanıyorlardı. ABD ise şu ana kadar cevap vermedi. ABD başlangıçta kurtarılan bölgelere destek sağlayacağını söyledi ama Afrin´e destek vermeyeceğini başından beri ifade etti.
Korkunun ecele faydası yok atasözü sanki Afrin´deki PKK´nın Suriye kolu PYD/YPG terör örgütü mensupları için söylenmiş. Kandil´deki teröristlerin korktukları başlarına geldi. Türkiye bu kez çok doğru bir karar ile önce hava harekatı ve daha sonra 4 cepheden Afrin´e girdi. Zeytin dalı adı verilen harekat büyük bir kararlılık ve başarı ile yürütülüyor. Açıkça görülüyor ki Afrin harekatı´nda siyasal ve askeri olarak Türkiye´nin önüne çıkacak bir güç şimdilik görülmüyor. Zira, Amerika´nın Suriye´nin kuzeyinde ?Suriye Sınır Güvenliği Gücü ?kılıfı altında 30 bin kişilik terör ordusu kurma girişiminin Türkiye´nin bekası ve toprak bütünlüğünü açıkça tehdit ettiği aşikar. Türkiye bu gerekçeyle uluslar arası hukuk ve BM antlaşmasının 51 ve 52´nci maddeleri gereği ?´doğal ve önleyici meşru müdafaa haklarını´´ korumak için Afrin´e girdi. Burada tek bir terörist kalmayıncaya kadar terörle mücadelesini sürdürecek. Türkiye Suriye´nin toprak bütünlüğüne saygılı olduğunu, hedefinin ise PKK/PYD-YPG ve DEAŞ terör örgütleri olduğu en üst düzeydeki yetkililerce açıklandı. Suriye´deki Kürt kardeşlerimiz ve sivillerin bu operasyonda zarar görmemesi için tüm tedbirler alındı. Terör örgütleri tarafından veya teröre destek veren bazı Batı´lı ülkelerin kara propagandalarına prim verilmemesi konusu özellikle kamuoyundan talep edildi. Türkiye Afrin operasyonunda, Azez´den başlayıp kuzey batıya doğru, oradan tekrar güney batıya yönelen 130 kilometrelik, derinliği 20-30 kilometre olan güvenli bir koridor oluşturacak. Afrin harekatından sonra ikinci hedef Mümbiç sonrasında ise Fırat´ın doğusu olacak.
Bu bölgelerde diplomasi mi yoksa askeri harekatlar mı öne çıkacak bekleyip göreceğiz. Ancak Türkiye hemen güneyinde kurulmasına çalışılan terör(PKK) devletine asla müsaade etmez. Bunun için Mümbiç´te ve Fırat´ın doğusunda muhtemel gelişmeler karşısında devlet ve millet olarak birlik ve beraberlik içinde Yenikapı ve Çanakkale ruhuyla hareket etmemiz gerekir sanırım. Zira Fırat Kalkanı ve Afrin Yeni Türkiye´nin ilk diriliş harekâtlarıdır.