Modern dünyanın uluslararası alandaki mali yapılanması çağdaş savaşta yeni savaş alanını oluşturuyor. Neoliberal ekonomik düzenin yarattığı karşılıklı bağımlılık yaratan ekonomik sistemler birbirlerine bağlı olarak işliyor. Mali kuruluşlar dünya para piyasası ve mal piyasasında önemli bir rol oynuyor. Bu yeni tip savaşta askerler ve geliştirilmiş silah sistemlerine gerek yok. Bu savaşta siber savaşın bir tür kullanımı önemli bir yer tutuyor.
9 Eylül 2001´deki New York ve Pentagon´a yapılan saldırılardan sonra, Amerika ?terörizmi? önlemek için yeni bir denetim sistemine geçmiş bulunuyor. Bu yeni denetim sistemi hem teröristlerin hem de Amerika´nın karşısında gördüğü aşırı uçlardaki devletlere karşı uygulanıyor.
?Uluslararası düzeni bozan? devletlere karşı, Birleşmiş Milletler Statüsü´nün öngördüğü ekonomik yaptırımların yetersiz kalması, bu ekonomik yaptırımların bu sert veya başıboş olarak adlandırılan devletlerde yönetimin değil ancak halkın sefalet ve ıstıraba düşmesine yol açtığı için yeni tür bir mali savaş yöntemi ortaya konularak yönetimlerin cezalandırılması yoluna gidilmeye çalışılıyor.
Yeni mali savaş yönteminde Amerikan Hazine Bakanlığı´nın çok önemli bir rol oynadığı görülüyor. Amerikan yönetimi, Hazine Bakanlığı´nın yardımıyla El Kaide, Kuzey Kore, İran, Libya ve Saddam Hüseyin´in bütün parasal hareketlerini denetim altına almıştı. Amerikan yönetimi 2001´den başlayarak hedeflenen ülkelere mali baskı kurma konusunda tekel oluşturmuş bulunuyor. Böylece, Amerikan Hazine Bakanlığı kendisinin önemli bir güvenlik ajansı rolü oynayabileceğini ortaya koymuştur. Sert rejimlerin mali kaynaklarını hedef alma önemli bir baskı unsuru oluşturmuştur. Siber-güçlendirilmiş mali önlemler küresel mali yaptırımların bir parçası durumuna getirilmiştir. Bu yapının kalbinde, gelişmiş ülkelerin çok iyi bildiği ?Dünya Çapında Bankalar arası Mali Telekomünikasyon Topluluğu ?(SWİFT) yatmaktadır. Bu yapı uluslararası mali sistemin kan dolaşımını kolaylaştıran ve denetleyebilen bir sistem. Bu kurum bankaların, şirketlerin mali mesajlarını iletiyor.
Yapılan hesaplara göre SWİFT üzerinden bir günde geçen para miktarı 6 trilyon dolardan fazla. Dünyada 10500 kurumun ve 215 ülkenin paraları SWİFT üzerinden dönüyor.1990´ların başında Amerikan İstihbarat örgütü CIA bu kurumun hatlarına girmek istemesine karşın kurumun itibarı açısından bu duruma izin verilmemiş. Ancak, kurum 2001´den sonra CIA ile ortak çalışmaya başlamış.
Bu nedenle 2004 yılında Hazine Bakanlığı Terörizm ve Finans İstihbarat Ofisi kurulmuş, 2004 yılında Hazine Bakanlığına bağlı İstihbarat ve Analiz Ofisi oluşturulmuş. Bu kurumlar bütün mali hareketleri takip etmişler. Ayrıca, Maliye Bakanlığına bağlı ?Terörizm Mali Takip Programı ? oluşturulmuş. 2006 yılında durumu haber alan New York Times gazetesi Hazine Bakanlığının bu durumu açıklayan bir yazı yayınlayınca ortalık epeyi karışmış. Avrupa Birliğinin finansal faaliyetlerinin bu tür bir denetimin içinde olmasına itiraz etmiş.
Hazine Bakanlığı´nın gücü Vatanserverlik Yasasının 311 no´lu kesimine dayanıyor. Bu yasaya göre Hazine Bakanlığı dünyadaki herhangi bir bankayı ?öncelikli para aklama ile ilgili´ olarak ilan ediyor ve bu banka herhangi bir Amerikan bankasıyla işbirliği yapamıyor. Bugünkü finans dünyasında her banka diğer banka ile iş yapmak istiyor. Bu konuda New York ve Amerikan doları çok büyük önem taşıyor. 311 sayılı seksiyon hükümlerine maruz kalan bir banka bir gece sefalete düşebiliyor. Bu hususta verilebilecek en önemli örnek Kuzey Kore ile işbirliği yapan Macua´daki Banco Delta Asya, İran´la ve El Kadie ile ilgili bankalar da var.
Bir gecede bölgedeki bütün bankalar, hatta Çin bankaları dahil olmak üzere Kuzey Kore ile iş yapmayı bırakmışlardı. Kuzey Kore bir gecede dünya finans sisteminden dışlanınca, Koreliler kendilerine neyin vurduğunu bir müddet anlamamışlar, Kuzey Kore panikleyerek ertesi Pasifiğe füzeler göndermiş, ne olduğunu birden anlayamayan Amerikan Dışişleri Bakanlığı, Hazine Bakanlığına müracaat ederek neler olduğunu sormak durumunda kalmıştı. Hazine Bakanlığından bir görevli, Kuzey Kore hükümetiyle temas kurarak Amerika´ya başvurup 311 no´lu seksiyon meselesini halletmelerini önermiş. Amerikan Dışişleri Bakanlığı´nın baskısıyla pazarlıklar Çin´in başkenti Beijin´de başlamış ve Çin bankası Macau´da dondurulmuş bulunan 25 milyon dolarlık Kuzey Kore parasını ödenmesini üstüne almıştı. Çin bankası bu işlemi iptal ettirerek yakın müttefikine karşı Amerika´nın izlediği baskıya ses çıkarmamış. Bazı yazarlara göre Çin´in bu davranışının altında Amerika´nın hala dünya pazarlarında oynadığı başrol yatmakta. Sonunda, Çin´in değil fakat Amerikan Dışişleri bakanlığının Hazineye yaptığı baskıyla finansal ambargo kaldırılmıştı.
SWİFT, İran´ın küresel finans sistemine ulaşıma kabiliyetini önemli bir biçimde kısıtlamış durumda. Öte yandan, Enerji Bakanlığı, Enerji Denetim Yönetimi de İran´ın petrol ihracatını denetim altına almış durumda. İran´ın Rusya ile yapmasına izin verilen ?petrol için gıda ve ilaç´ alım sistemi de denetim altına alınmış. Rusya ve İran SWİFT sisteminden kaçmak için finansal akışları internet üzerinden yapmaları onlara epeyi pahalıya patlamış. Petrol satışları ise yabancı gemiler kullanılarak gemiden gemiye yapılmış, yabancı tankerlere yüklenen petroller Asya pazarlarında alıcı bulmuştu. Anlaşılan hedef alınan ülkeler çok yakından takip edilmiş.
Mali savaşın içinde Amerika´nın bir çok başka kuruluşu da var. Mali takipler Sibercom gibi NSA´ya (Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı) ve Pentagona bağlı ?Siber Savaş Komutanlığınca´ da ayrıca takip ediliyor. Amerika´nın en nefret ettiği ve düşmanca gördüğü finansal olaylardan biri ülkelerin ticaretlerini kendi paraları ile ve takas yoluyla yapmaları.
ABD, ordusunun yanında parasının da en büyük gücü ve (dolayısıyla zaafı ve açığı) olduğunun farkında.
MÜCERRET