Yeni Partiden Beklenen Ne? (1) Vize Kuyruğu Devam Edecekse Yeni Partiye de Lüzum Yok !

Ocak Medya yazarı Veysi Dündar´ın önemli analizi...

Yeni Partiden Beklenen Ne? (1) Vize Kuyruğu Devam Edecekse Yeni Partiye de Lüzum Yok !

Dün gece Artı TV Genel Yayın Yönetmeni Serkut Bozkurt ile uzun uzun yeni parti senaryolarını bir kez daha masaya yatırdık. Merak edenler için youtube linkini de paylaştığım program artık iyiden iyiye kendini açık eden bu planların benim penceremden yansımalarını içeriyor. Tabii ki konuyu benden daha detaylı ve daha iyi bilenler de vardir.

Açıkçası zembereği boşalan sistemin yarattığı hareket herkesi fazlasıyla ilgilendirir hale geldi. Daha önce de ifade ettiğim üzere iktidarın anahtarı ekonomidir.
İktidar ayakta kalmak için ekonomi alanındaki başarılarını feda etmekten kaçınmadı. Adeta bir satranç masasında gibi vezir feda edip oyunu kurtarmaya çalıştı. Şu anda olan iktidarın en önemli kozu yani veziri olan ekonominin durduğu bir yapıda farklı taşları kullanarak oyunu sürdürme telaşından başkası değil?

Bizim gibi konuyu dışarıdan gözleyenlerin yapmaya çalıştığı dengeleri tartmak. Peki Türkiye uzun erimli bir senaryoda nereden nereye geldi ve buradan nereye gidecek? Sorulması gereken asıl soru bu.

Sputnik haber ajansının genel yayın yönetmeni son uygulamalarını ?rusofobiklerin? eleştirdiğini ifade etmişti. Ben de eleştiren olarak bu kategoriye girdim. Kendisi ise ?rusofil? oluyor buna göre. Neredeyse son 4 yılda herkesin bağrına bastığı RSFM´in yarattığı onca ?Rusofili? bir anda ?Rusofobike? dönüştüren kendileri değil gibi.

RSFM´de olanların bize hatırlattığı senaryo Mahir beyin dediği gibi korkutucu idi. Ama Ruslardan değil. Biz zaten Putin Rusyasının demokrasiye basın özgürlüğüne kendi ülkesinde nasıl baktığını biliyorduk. Bizi korkutan havuz basınının bizi hiç çalışmadığımız yerden vurması oldu. Biz kendi havuz basınımızla zaten yeterince dertli idik. Bir de üzerine Rus havuzunu mu dert edinecektik? Takipten çıkarıp silip gittik. Bizim için daha da kıymeti harbiyesi kalmadı bu işin. (*)

SETA denilen yarı(dan fazla) devlet kurumunun gazetecileri işaretlediği raporunu afişe etmesinden çok kısa bir süre sonra bu konunun ortaya çıkması aslında taşları yerine oturtmuştu. Türkiye´nin aleni biçimde müdahale edilemeyen tüm basın kuruluşları SETA ve benzeri kurumların yerlilik kıstasından geçemeyenlerdi.

RSFM´in başına gelenler aslında en çok bu nedenle bizi tedirgin etti. Rusofobik değil baskıfobik idik. Hatta bu iş paranoya düzeyine geldi bizim için. İşte AKP´nin çözülme sürecinde yeni parti senaryolarında tam da bu noktada Türkiye için doğru gelecek planlarına ihtiyacımız var. Sorduğumuz sorunun cevabı tam da burada gizli.

Türkiye için bazı devletleri sevmek sevmemek üzerine kurulu değil seçenekler. Ülkeler birbirlerine aşık olan ümitsiz ergenler değildir. Ülkeler halkının çıkarlarını koruyan yetişkin ve makul yapılardır. Bu noktada Türkiye´nin AB le yaşadığı krizin daha fazla
derinleşmeden çözüme evrilmesine ihtiyacı vardır. AB ile zaten vatandaşını vize kuyruklarında yalnız bırakmaya devam ederek ufacık bir yumuşamayı bile teşkil edemeyen mevcut siyasi iktidarın ortağının gözden geçirilmesini önerdiği ilişkilerin hali ortadadır. 

Türkiye milyonlarca vatandaşının da barındığı AB ile kuramadığı ortak yaşamı kuracak bir siyasi seçeneği benimsemek, buna yatırım yapmak zorundadır. Vatandaşlarının sadece bayramlarda tatil için ülkelerine geçici gelerek tercihleri açıktır. Ayrıca Avrupa´da her zaman sol ve sosyal demokrat partilere oy vermeleri de bu perspektifte önemli bir nirengidir. Türk sağının beceremediği AB ile sonuca eren bir ilişki düzenini kurmak yeni parti ya da partiler için en başta gelen hedef olmak zorundadır.

AB´nin çoğulcu yapısı ve Türk dış politikasindaki geleneksel ittifaklardaki rolü tartışılmaz olan başlıca üyeleri ile ilişkileri feda ederek yapılan siyaset sadece ekonomiyi değil ama öncelikle onu onarılmaz dertlere düşürdü.

Sadece turizm sektöründe son 4 yıldır bu nedenle kaybedilen kaynakların hesabı tutulsa dahi 2023 hedeflerini yarıya düşürmeye gerek olmayacağı anlaşılırdı. 

O vakit her zaman olduğu gibi basit sorup basit yanıtlayalım.
Yeni partiden beklenen nedir ?
Öncelikle ve ivedilikle AB ile zedelenen bağları tesis etmektir. Vize serbestisinden başlayıp üyelik vizyonunu ateşlemeye varan bir spektrumda her ne yapılacaksa yapılmalı ve Türkiye AB çizgisine yeniden konumlanmalıdır.

(*) Kendi adıma Sputnik´in ôzel bir yeri var. Ocak Medya siber saldırıya uğramadan önce her Pazar hazırladığım Ocakbaşı karmasında haberlerin hemen tamamını oradan almıştım. Açıkçası yaşananlar bu yönüyle de benim için onulmaz bir hayal kırıklığı oldu.
Ocakbaşını ise yeni bir formatta tekrar planladığımı da bu vesile ile (varsa) meraklılarına duyurmuş olayım. Hakeza Cumartesi portreler de saldırı sonrası sona erdi. Onun üzerinde de kafa yormaktayım.
Meraklısına duyurulur.