Suudi Arabistan´ın öncülük ettiği koalisyon bünyesindeki ikinci büyük güç olan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ile Yemen´deki Müslüman Kardeşler Teşkilatı´nın (İhvan) siyasi kanadı olarak bilinen Islah Partisi arasında bir süredir devam eden gerginliğin ardından geçen hafta yaşanan sürpriz yakınlaşma bazı soru işaretleri doğurdu.
İhvan karşıtı tutumuyla bilinen BAE yönetimi ve medya üzerinden Abu Dabi karşıtlığı körüklenen Islah Partisi´nden yetkililer, BAE´de gerçekleştirdikleri görüşmeyle beklenmeyen bir yakınlaşma içine girdi.
Uzmanlar, kâr-zarar hesapları, yerel ve bölgesel güç dengelerinin yanı sıra ülkedeki iç savaşı sona erdirme konusunda koalisyona yapılan uluslararası baskıların, BAE ile Islah Partisi´nin ortak çıkarlarını gün yüzüne çıkardığını belirtiyor.
Bu çerçevede Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan, geçen hafta Islah Partisi Genel Başkanı Muhammed Abdullah el-Yedumi ve Genel Sekreteri Abdulvahhab Ahmed el-Ansi ile başkent Abu Dabi´de bir araya geldi.
BAE resmi ajansı WAM´da yer alan habere göre, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid söz konusu görüşmede, ülkesinin Yemen halkına yardım etme yönündeki tüm çabaları desteklediğini vurguladı.
Islah Partisi Genel Başkanı Yedumi ve Genel Sekreteri Ansi de BAE ile Suudi Arabistan´a, Husilere karşı tutumunun yanı sıra ülkede güvenlik ve istikrarın yeniden sağlanması yönündeki yardımlarından dolayı teşekkür etti.
Bu alışılmamış durumun, ülkede siyasi ittifakların yeniden şekillenmesinin bir göstergesi olarak değerlendirilmesi muhtemel. Hatta bazı gözlemcilerin, taraflar arasındaki karşılıklı suçlamalara ve medya savaşına varan gergin ilişkinin ardından bu görüşmeyi "2018´in en önemli siyasi olayı" olarak nitelendirmesi de ihtimal dahilinde.
Amerikan BuzzFeed haber sitesinin, geçen ay BAE´nin, Yemen´in geçici başkent Aden´de aralarında Islah Partisi´nden üst düzey yetkililerin de olduğu bazı kişilere suikast düzenlemek için yabancı paralı askerler tuttuğuna ilişkin hazırladığı özel haber, tarafların birbirlerine karşı düşmanlığını zirveye taşıdı.
Bu gerginliğin üzerinden bir ay geçmeden taraflar arasında Abu Dabi´de bir "dostluk görüşmesi" gerçekleştirilmesi dikkatleri çekti. Taraflar bu görüşmede söz konusu haberin oluşturduğu gerginliğin üzerini kapatarak ilk görüşmenin sonuçlarına odaklanma konusunda anlaştı.
BAE ile Islah Partisi yetkilileri, Yemen´de 2015´te başlayan iç savaş sırasında ilk kez Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman´ın da katılımıyla eski Cumhurbaşkanı Ali Abdullah Salih´in öldürülmesinin ardından Aralık 2017´de görüşmüştü.
BAE Dışişlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Enver Karkaş da yaptığı açıklamada, "Islah Partisi, yakın bir geçmişte İhvan´la olan bağını kopardığını duyurdu. Şimdi, niyetleri sınamak ve Yemen ile içinde bulunduğu çevrenin menfaatini öncelemek için önümüzde fırsat var. Esnek bir şekilde çalışıyoruz, hedefimiz bölgenin güvenlik ve istikrarı." ifadelerini kullanmıştı.
Abu Dabi yönetimi tarafından desteklendiği ileri sürülen Ayrılıkçı Güney Hareketi´ne bağlı "Siyasi Geçiş Konseyi" (SGK) silahlı güçlerinin, ocak ayı sonlarında hükümetin geçici başkent olarak kullandığı Aden´e yönelik saldırıları ve bu olaylarda Islah Partisi´nin hükümetin yanında yer alması ilişkilerin yeniden gerilemesine neden oldu.
Islah Partisi´ne yakın medya Sokotra Adası´na mayıs ayında askeri güç gönderen BAE´ye saldırı başlattı. Bunun ardından eylül ayında BAE´li bir yetkilinin adadaki çocukları parti aleyhine slogan atmaya teşvik eden videosu ortaya çıktı.
Islah Partisi Basın Dairesi Başkanı Adnan el-Adini, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Islah Partisi yöneticilerinin Abu Dabi ziyaretinin BAE´nin daveti üzerine gerçekleştiğine dikkati çekerek, bu davetin koalisyon güçlerinin bölgedeki zorluklarla başa çıkmak için güçlenme çabaları kapsamında geldiğini belirtti.
Adini, "Yemen´in meşruiyet konumunu güçlendirmek ve siyasi liderliğini desteklemek, bunu başarmanın en önemli adımıdır." dedi.
Tarafların Abu Dabi´deki görüşmesine ilişkin ayrıntılı bilgi vermeyen Adini, "Ele alınan en önemli dosya, Yemen´deki meşru hükümeti destekleme konusudur." demekle yetindi.
Adini, Islah Partisi liderinin Abu Dabi Veliaht Prensi´yle görüştüğü gün "El-Arabiya el-Hades" kanalına yaptığı açıklamada, Katar´a Husileri destekleme suçlaması yöneltmişti. "Doha yönetimi Husilere destek vererek, Yemenlilerin iradesini karşısına alıyor" ifadesini kullanan Adini, söz konusu "desteği" kınadığını belirtmişti.
Katar´a bu suçlamayı yönelten parti, genelde karşıtları tarafından Doha yönetiminden destek almakla itham ediliyor.
Abu Dabi görüşmesinden bir gün sonra Yemen Dışişleri Bakanı Halid el-Yemani de BAE´ye gitti ve mevkidaşı Abdullah bin Zayid ile bir araya geldi.
BAE resmi ajansı WAM´ın haberine göre, BAE´li bakan söz konusu görüşmede ülkesinin koalisyon güçleri aracılığıyla Yemen´in yanında durduğunu ve Yemen´de istikrar için BM´nin sarf ettiği çabaları desteklediğini ifade etti.
Yemen´deki gelişmeleri yakından takip eden analistler, Husi karşıtı müttefikler arasındaki bu yakınlaşmanın iki taraf için de bir güç unsuru olduğunu belirtiyor. Islah Partisi, Husilere karşı Yemen ordusuyla birlikte savaşan Halk Direniş Güçleri safında önemli bir güce sahip. BAE ise Suudi Arabistan öncülüğündeki koalisyon içinde ikinci askeri güç olarak ön plana çıkıyor.
Yemenli gazeteci ve Sana´daki Arap Araştırma Forumu Başkanı Nebil el-Bekiri, "Islah Partisi liderlerine yönelik suikastlarla tırmanan gerginliğin ardından Abu Dabi görüşmesi önemli ve herkesin çıkarına olan olumlu bir gelişmeydi." ifadesini kullandı.
BAE´nin, "siyasi İslam´la alakası bulunan herkesi düşman ilan etme politikalarını" ve Yemen´de Müslüman Kardeşler Teşkilatı ile bağından ötürü Islah Partisi´ni "terörist" bir hareket olarak gördüğünü hatırlatan Bekiri, Abu Dabi görüşmesinin sonuçlarının gelecek günlerde daha net anlaşılacağını ifade etti.
Bekiri, "Bu olumlu bir adımdı ancak başarılı olması sahada ne olacağına bağlı. İleriki günler, BAE yetkililerinin niyetlerinin samimiyetine ilişkin bilgi verecektir." diye konuştu.
Sana Üniversitesi´nde iletişim alanında dersler veren Emin Sultan ise Islah Partisi´nin pragmatik eğilimleri olduğunu belirterek, "Abu Dabi görüşmesi iki taraf için de bir çeşit çözüm içeriyordu. Ancak taraflar arasındaki düşmanlık kolay bir şekilde dizginlenmeyecek." ifadelerini kullandı.
Sultan, BAE-Katar arasındaki anlaşmazlık ve Islah Partisi´yle Katar´ın ilişkisinin, iki taraf arasındaki ilişkinin karmaşıklığının bir parçası olduğunu kaydetti.
Islah Partisi´nin BAE ile ilişkisi konusunda karşı karşıya kalacağı sıkıntılara değinen Sultan, partinin BAE´yi düşman olarak gören takipçileri üzerinde kontrolü sağlayamayacağını, bunların arasında yurt dışında yaşayan gazeteci ve aktivistlerin de bulunduğunu, bunları ya susturmak ya da kaybetmek gibi iki seçenek arasında kalacağını, bunun da zor olacağını söyledi.
Abu Dabi görüşmesinin zamanlamasına da dikkati çeken Sultan, bu görüşmenin özellikle Cemal Kaşıkçı cinayeti ve Yemen´deki savaşın bitirilmesi için yapılan baskıların ardından gerçekleştiğini söyledi.
"Suudi Arabistan bölgedeki gerginliği hafifletmek istiyor." diyen Sultan, Islah Partisi´ni savaşın sona ermesiyle Yemen´de yaşanacak büyük değişimler için hazırlama amacı taşıdığını belirttiği söz konusu görüşmenin, Yemenli güçlerin yeniden konumlandırılması, siyasi ve askeri durumun yeniden yapılandırılması kapsamında olduğunu kaydetti.
Sultan bu analizine geldiği noktayı ise "Abu Dabi görüşmesinin, İngiltere Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt´ın BAE ziyaretiyle eş zamanlı gerçekleşmesi" şeklinde açıkladı.
Emin Sultan, İngiliz bakanın bölgeye yaptığı turu, tüm taraflardan Yemen´de savaşın bitmesi ve barışın gerçekleşmesi sözünü alarak tamamladığını aktardı.