YEHOVA ŞAHİTLERİ TÜRKİYE´DE! BÜYÜK TEHLİKE: HEDEFİNDE 3,5 MİLYON SURİYELİ VAR

Gazeteci Yazar Fahrettin Dede, "Hedef Arap gençleri! Yehova Şahitleri Türkiye´de" başlıklı yazısıyla misyonerlerin Suriyelileri hedef aldığını yazdı.

YEHOVA ŞAHİTLERİ TÜRKİYE´DE! BÜYÜK TEHLİKE: HEDEFİNDE 3,5 MİLYON SURİYELİ VAR

Gazeteci Yazar Fahrettin Dede, Timetürk´teki köşesinden misyonerlerin faaliyetlerine dikkat çekti. Türkiye´de cirit atan misyoner grupların Suriyelileri hedef aldığını belirten Dede, devletin bu konuda adımlar atmasını talep etti.

İşte Fahrettin Dede´nin "Hedef Arap gençleri! Yehova Şahitleri Türkiye´de" başlıklı yazısı:

Dün akşam saatlerinde özel bir görüşme sebebiyle Fatih Ulubatlı tarafındaydım. Metro istikametine doğru yürüyordum ki; orta yaşlarda bir kadın ve 40´lı yaşlardaki bir erkek önümü keserek ??Arapça konuşabiliyor musunuz?´´ diye sordu. ?Evet´ cevabımın ardından nereli olduğumu sordular. ??Türküm, Türkiyeliyim´´ dedim ancak muhataplarımın Arap olmadıkları hem simalarından, hem de aksanlarından açıkça anlaşılıyordu. Almanya´dan, Münih´ten geliyorlarmış.

??Ehlen ve sehlen, merhaba, Türkiye çok güzel´´ fasıllarından sonra Türkiye´ye 3´üncü gelişleri olduğunu öğrendim. 3 aydır da Şişli´de yaşıyorlarmış. Belli ki, özellikle bir Arap ile muhatap olmaya çalışıyorlardı. Malumunuz, Türkiye´de 3,5 milyon Suriyeli, yüz bine yakın Iraklı, on bini aşkın Mısırlı ve binlerce Yemenli, Tunuslu, Faslı ve Libyalı var.

KİTAB-I MUKADDES GERÇEK ÇIKMIŞ!

Hoşbeş faslının ardından muhatabım, bir yandan çantasındaki tableti çıkartırken diğer taraftan da ??Bir takım sorulardan oluşan anket tarzı bir çalışma yapıyoruz. Bakmak ister misin´´ diye sordu. ??Gayet tabii´´ dedim. ??Burada gördüğün 10 madde, Allah´ın ayetlerindeki hakikatlerden bugün nelerin gerçekleşip gerçekleşmediğini gösteriyor. Kitab-ı Mukaddes´ten (İncil) Herhangi bir maddeyi seçtiğinde bugün hayatımızdaki yansımalarını görmüş olacağız´´ dedi. Gayet özenle hazırlanmış çalışmadan rastgele bir maddeyi seçtim ve o bölümde ??Nefsine uyan insanların dünyayı büyük kötülüğe dönüştürdüğü´´ mealine gelen bir cümle yazıyordu. Alman muhatabım ??Nasıl, bugün aynısını yaşıyoruz? Değil mi?´´ dedi. Beklentisi ´´evet´´ cevabını vermemdi? Ardından kendilerinin Yehova Şahitleri´nden olduklarını ve herhangi bir kiliseye bağlı olmadıklarını söyledi.

Daha sonra yeniden irtibata geçmek için numaramı istediler, vermedim. Benim fotoğraf çekinme talebimi ise onlar kabul etmedi.

BAŞÖRTÜLÜ DEİSTLER, SAKALLI ATEİSTLER VE MİSYONERLER!

Bizzat yaşadığım olayda hiçbir mübalağaya girmedim. Onlar ??Hristiyan olursan 100 dolar veririz´´ demediler. Ama ben Hristiyanlığa geçmek karşılığında 100 dolar istesem ne derlerdi, onu da bilmiyorum.

Türkiye, 90´lı ve 2000´li yıllardaki yoğun misyoner haberlerinden yoruldu belki? İslami yaklaşımları benimsemiş bir hükümetin yönetimi altında; onca İmam-Hatip okuluna, onca İlahiyat Fakültesi´ne rağmen bugün başörtülü deistleri, sakallı ateistleri ve Hristiyanlığı tartışıyoruz.

MİLYONLARCA SURİYELİ MİSYONERLERİN HEDEFİNDE!

Ama bugün misyonerlik tehlikesinin Türkleri tehdit eden boyutundan daha ilginç ve tehlikeli olan boyutu Türkiye´deki Araplara yönelik yaşanıyor. Manzara gayet açık; ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye´ye sığınan ve Türkiye´de de geçim sıkıntısından toplumsal ayrımcılığa kadar pek çok alanda sorun yaşayan milyonlarca Suriyeli misyonerliğin hedefinde! Görünen o ki, Hristiyan mezheplere kıyasla bir avuç inanıcısı olan Yehova Şahitleri bile Türkiye´deki Arapları hedef seçmiş ve Arapça konuşan misyonerlerini Türkiye´ye gönderiyor.

Yehova Şahitleri´nin bile misyonerlik faaliyetinde bulunduğu Türkiye´de kim bilir ana akım Hristiyan mezhepleri Protestanlar ve Katolikler neler yapıyor?

KİM BİLİR; ANTEP´TE, KİLİS´TE NASIL AT KOŞTURUYORLAR?

Sosyolojik olarak görece farklı bir toplumda yaşayan, psikolojik pek çok sıkıntı yaşamış bir Suriyeli ??Dertlerinin çaresi İncil´de´´ dendiğinde ne tepki verir bilmiyorum; ama en iyisi Suriyelileri bu durumla yüz yüze bırakmadan, Türkiye Cumhuriyeti´nin bu duruma bir önlem almasıdır.

Yani Türkiye, bir yandan hem kendi güvenliğini, hem de Suriyelilerin güvenliğini sağlamak adına Er-Rai´de, Cerablus´ta, Afrin´de Mehmetçikleriyle operasyon yaparken, İstanbul´daki, Bursa´daki, Gaziantep ve Kilis´teki Arapları ihmal etmemeli?

Hristiyan misyonerleri, Fatih gibi İslam´ın ve hatta İslamcılığın kalesi bu ilçede misyonerlik faaliyeti yapabiliyor.

Kim bilir; Gaziantep, Kilis ve Şanlıurfa´da gibi Suriyelilerin yoğun yaşadığı kentlerde nasıl at koşturuyorlardır?