İngiliz yazar Lauren Booth, İslam dinini ihtida ettikten sonra yazdığı "Barış Yoluna Doğru" adlı kitabını okuyucularına tanıttı
İngiliz gazeteci, yazar ve oyuncu Lauren Booth'un Müslümanlığa geçiş hikayesini anlattığı "Barış Yoluna Doğru" isimli kitabın tanıtımı, İstanbul Taksim'de yapıldı.
Taksim Camii Külliyesi'ndeki Taksim Kitabevi'nde düzenlenen etkinlikte Booth, kitabında yer alan hatıraların yanı sıra Müslümanlığa geçişini sağlayan anılarını anlattı.
Booth, bu kitabın kendi hayat hikayesinden bahsettiğini belirterek "Kitabımda iki ana tema işledim. Yazdıklarım, ruhumu ateşten kurtaran Allah'a yazılmış bir aşk mektubudur. Aynı zamanda Filistinlilere yazılmış bir aşk mektubudur. Kısaca bir Batılı'nın maddeci hayat tarzından Allah'a yönelme hikayesini, ikinci olarak da Filistin davasının sesi olma sürecimi anlatıyorum." dedi.
Hristiyan ve dindar olmayan bir aileden geldiğini aktaran Booth, "Müslüman olduktan sonra ailem, ilk tepki olarak benim aşırıya kaydığımı düşündü. Özellikle annem, benim zaten acayip bir çocuk olduğumu ve hep tuhaf meraklarım olduğunu söyleyerek tepki gösterdi." ifadelerini kullandı.
"Tony Blair'ın başbakan olması hayatımın ilk dönüm noktası"
Booth, eniştesi Tony Blair'ın İngiltere Başbakanı olduğu dönemin, hayatındaki ilk dönüm noktası olduğuna dikkati çekerek "Tiyatro eğitimi almıştım ve o yıllarda film yıldızı olmak istiyordum. Tony Blair'in başbakan olması, benim bir anda şöhretimi fırlatan bir hadiseydi. Hayatım adeta birçok hediyeyle dolu hız treni gibiydi." diye konuştu.
Daha sonra lüks ve şatafatlı hayatın kendisine anlamsız geldiğini anlatan Booth, "Gösterişten uzaklaşıp insanlara yardımcı olmak istiyordum fakat bunu başaramamıştım. Yine de bunu yapmak istiyordum. Bu esnada ilk doğumumu yapınca hayatımdaki diğer dönüm noktasına girdim. O kadar etkili bir dönüşüm anıydı ki o, bambaşka bir insan olmuştum." dedi.
“Filistinlilere karşı ırk ayrımcılığını gözlerimle gördüm"
Booth, İslam'ı ve Müslümanları tanımaya Filistin'de gazetecilik yaparken başladığını söyledi ve şöyle devam etti:
"İlk çocuğum olduktan yaklaşık 5 yıl sonra kendimi Batı Şeria’da buldum. Muhabirlik yapıyordum ve tek amacım gerçeği bulmaktı. O vakitler Hristiyan'dım. Yine de gerçeğin peşine düşmüştüm. Mukaddes topraklarda bu amacıma ulaşmaya çalışıyordum. Bir gün Cemal adında bir taksiciyle Tel Aviv Havalimanı'ndan Ramallah’a gidiyorduk. Güzergahımızda birçok kontrol noktası vardı. Bir de boş yol vardı. Neden oradan gitmediğimizi sordum. Cemal bana baktı, siz gerçekten gazeteci misiniz diye sordu. O yolun sadece Yahudi yerleşimcilere özel olduğunu ve bir Filistinli olarak oradan giderse 3 dakika sonra İsrail askerlerinin ateş etmeye başlayacağını söyledi. 10 günlük seyahat için gitmiştik buraya fakat ben 3 gün içinde Filistinlilere karşı yapılan ırk ayrımcılığını gözlerimle gördüm."
2008'de Kudüs'e gittiğinde İngilizce Kur'an satın almak için alışveriş yaparken yaşadıklarını anlatan Booth, "Yoldan geçen birine İngilizce Kur'an aradığımı söyleyince bana bütün dükkanları dolaştırdı. Her gittiğim yerden bir hediye aldım ve alışverişin sonunda elim poşetlerle doldu. En son İngilizce Kur'an'ı bana getirdiler. Borcum ne kadar diye sordum, hiçbir dükkan sahibi benden para istemedi. Sadece bu Kur'an'ı okumamı rica ettiler." diye konuştu.
Booth, Müslüman olma yolundaki son dönemecin, İngiltere'de yayın yapan Islam Channel'da çalışmaya başladığı an olduğunu ifade etti.
"Muhammed Ali garsona elini kaldırdı ve benim için bir şarap istedi"
Kanalın yöneticilerinden Muhammed Ali adlı biriyle yaşadığı hatırayı aktaran Booth, "Onu ilk gördüğümde karşımda sakallı ve çok ciddi bir kişilik vardı. Biraz irkilmiştim. İş görüşmesi için bir restoranda oturduk. Muhammed Ali garsona elini kaldırdı ve benim için bir şarap getirmesini istedi. Daha sonra ben şarabımı bitirene kadar beni dışarıda bekledi. Onun kibarlığı karşısında çok şaşırmış ve birçok şeyi sorgulamaya başlamıştım." ifadelerini kullandı.
Booth, kanalda çalıştığı sırada Müslümanlara daha yakın olduğunu ve İslam'a dair detayları daha fazla öğrenme fırsatı bulduğunu belirterek nihayet 2010'da Müslümanlığın en iyi din olduğunu anlayıp şehadet getirme kararı aldığını söyledi.
Okuyucuların sorularını da yanıtlayan Booth, Müslüman olduktan sonra çocuklarının da kendisi gibi İslam'a yönelip yönelmediği sorusuna, "Müslüman olmadan önce kızlarım bana, İslam’ı seçtikten sonra içki içmeye devam edip etmeyeceğimi sordular. Benim babam da annem de alkolikti, onların anne babası da alkolikti. Müslüman olduktan sonra asla içki içmeyeceğimi söyleyince buna çok sevindiler ve onlar da Müslüman olmaya karar verdiler." şeklinde cevap verdi.
İngiliz yazar, etkinliğin ardından okurlarına kitabını imzaladı.
Kaynak: hertaraf.com