Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından ortaklaşa finanse edilen ve Millî Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen "Eğitimde Toplumsal Cinsiyet Eşitliğinin Geliştirilmesi" projesi kapsamında MEB´e bağlı okullarda uygulanacak eylem planları hazırlandığı belirtildi.
İLKHA´da yer alan habere göre projeye tepki gösteren Yazar Sema Maraşlı, söz konusu uygulamamanın fıtrata aykırı olduğunu, Allah-u Teâlâ´nın her cinse farklı görev ve sorumluluklar yüklediğini hatırlatarak, bu şekilde bir uygulamanın kişileri eşcinselliğe sürükleyebileceği uyarısında bulundu.
İnsan hakları bağlamında kadın ve erkeğin eşit olduğunu fakat cinsiyet rolleri bakımından eşit olmadığını belirten Maraşlı, "Kadın-erkek yaratılıştan gelen biyolojik farklılığın iki cinse de cinsiyet rolleri yüklemediğini, cinsiyet rollerinin toplum tarafından yüklendiğine inanmak boş bir sözden, bir safsatadan başka bir şey değildir. Hiçbir mantıklı ve bilimsel tarafı yok." dedi.
Uygulanması düşünülen projenin fıtrata aykırı olduğunu, kadın ile erkeğin her şeyde eşit olamayacağını dile getiren Maraşlı, "Nisa suresi 32´nci âyet-i kerimede Rabbimiz, kadın ve erkeği birbirinden farklı noktalarda üstün yarattığını bildiriyor ve ´birbirinize özenmeyin´ buyuruyor. Kadın ve erkek arasında hiçbir şeyde eşitlik mümkün değil. Biyolojik, psikolojik, fiziksel pek çok farklık var. Madem eşitlik var, kadınlar erkeklerin yapabildiği her şeyi yapabilir diye savunuyorlar o halde niye kadınlar askere gitmiyor? İşlerine gelince eşitlik diyorlar." dedi.
Maraşlı, şu ifadeleri kullandı:
"Cinsiyet eşitliği projesi fıtrata aykırı ve çok tehlikeli bir uygulama. Küçücük çocukların zihnini bozmak, cinsel kimliğini bozmak çocukların psikolojisini bozmaktır. Cinsiyet eşitliği uygulaması bundan sonraki nesli, toptan bozmak demektir. Bu uygulama Milli Eğitim´de yapılan pek çok hata gibi öyle üç beş sene sonra, ´hata yaptık dönelim, başka uygulamaya geçelim´ diyecek sınav sistemi gibi dönüşü mümkün olan bir hata değil. Yetkililer hatayı fark edip bunları söyleyene kadar çocukların davranışları eğitime göre dönüşmüş olur. Düşünce değiştiğinde davranış değişir. Davranışı bozulan, karşı cinse özenen ve karşı cins gibi davranan çocuklara gençlere ´Yanlış yapmışız, eski halinize, cinsiyet rollerinize dönün´ deyince dönüşü mümkün olan bir durum olmaz. Bu yüzden ´bırakalım yapsınlar, cinsiyet eşitliği uygulasınlar´ diyemeyiz. Ailelerin, STK´ların, inançlı medyanın ve sosyal medyada bireysel olarak hepimizin ciddi bir tepki göstermesi gerekiyor."
"Kadın haklarını koruyoruz" söylemleriyle toplumda ciddi bir erkek düşmanlığının yayıldığına dikkat çeken Maraşlı, "Cinsiyet eşitliği de eşcinselliğin kapısıdır. Toplumsal cinsiyet eşitliği diye okullarda yapılanlara bakıyoruz. Erkek çocuklara ´Siz de pembe, kırmızı giyin, bebeklerle oynayın!´, Kızlara, ´Erkeklerin yaptığı her şeyi yapabilirsiniz´ deyip bunlarla ilgili oyunlar oynatmak, resimler çizdirip, hikâyeler anlatmak iki tarafı da karşı cinse meylettirir. Batı toplumlarında cinsiyet eşitliği çalışmalarının sonunda eşcinsellik arttı. Hatta eşcinsel evlilikler normal karşılanmaya başladı, eşcinsellerin evlat edinmeleri gibi konuları konuşuyorlar. Eşcinsellik bütün dinlerde lanetlenmiştir ve toplumların helak sebebidir. Çocukları cinsel kimlikleri ile ilgili şüpheye düşürmek onları eşcinsel olmaya yönlendirir." uyarılarında bulundu.