15 Temmuz sonrası süreçte on binlere ulaşan FETÖ davalarında verilen örgüt üyeliği cezalarının hukuki temelden yoksun olduğu giderek netleşmekte. Anayasa Mahkemesinin çeşitli kararlarıyla birlikte Yargıtay 16. Ceza Dairesinin de soyut iddialarla illegal örgüte üyelik cezası kurulmayacağını ortaya koyan yeni bir kararı konuya ışık tutacak mahiyette.
Örgüt üyeliğinin net tanımının yapıldığı kararda, yasadışı amaçlarını bilerek bir örgüte katılmakla kamuoyunda olumlu çabalarıyla tanınan bir örgüte sempati duymak arasında fark olduğu, bundan ötürü insanların suçlanamayacağı ifade ediliyor. Silahlı örgüte üyelik suçlamasının örgütle organik bağı ve ayrıca süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gerektiren eylem ve faaliyetleri gerektirdiğinin altı çiziliyor. Örgüte sadece sempati duymanın veya örgütün amaçlarını, değerlerini, ideolojisini benimsemenin, buna ilişkin yayınları okumanın, bulundurmanın ya da örgüt liderine saygı duymanın örgüt üyeliği için yeterli olmadığı belirtiliyor.
16. Ceza Dairesinin 2019/2233 Esas ve 2019/4810 Karar dosyasında ayrıca “FETÖ/PDY terör örgütünün başlangıçta bir ahlak ve eğitim hareketi olarak ortaya çıkması ve toplumun her katmanının büyük bir kesimince de böyle algılanması, amaca ulaşmak için her yolu mübah gören fakat sözde meşruiyetini sivil alanda dinden, kamusal alanda ise hukuktan aldığı izlenimi vermek için yeterli güce ulaşıncaya kadar alenen kriminalize olmamaya özen göstermesi gerçeği nazara alındığında, örgütün sözde meşruiyet vitrini olarak kullanılan katlarla irtibatlı olduğu anlaşılan ve fakat örgütün nihai amacını bildiği, örgütle organik bir bağ kurarak hiyerarşisine dahil olduğu yönünde herhangi bir delil bulunmayan sanık hakkında” ceza verilemeyeceği vurgulanıyor.