Fetullahçı Terör Örgütü´nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında, aralarında Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip Olçok´un da bulunduğu 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü´ndeki olaylara ilişkin 135´i tutuklu 143 sanığın yargılandığı davanın 12. duruşması yapıldı.
İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi´nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi karşısında yer alan binadaki büyük salonda görülen duruşmada savunma yapan tutuklu sanık eski Uzman Çavuş Hüseyin Taşlıyol, 15 Temmuz´da tatbikat yapılacağının söylenildiğini ve hazırlanıldığını anlattı.
Eski Maltepe 2. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Özkan Aydoğdu´nun sivil şekilde kışlaya geldiğini ve hazırlıkları kontrol ettikten sonra gittiğini ifade eden Taşlıyol, kışlaya tank mühimmatı geldiğini, mühimmatların yüklendiğini, daha sonra zırhlı personel taşıyıcıya (ZPT) bindiğini ve dışarıya çıktıklarını söyledi.
Terör saldırısı olduğu için polise destek amacıyla dışarı çıktıklarının söylenildiğini iddia eden Taşlıyol, bir süre gittikten sonra aracın kapağını açıp dışarıya baktığında köprü üzerinde olduklarını gördüğünü ifade etti.
Köprüdeki insanların "asker kışlaya" diye bağırdığını dile getiren Taşlıyol, bu durumu terör olayı zannettiğini, öncesinde askeriyeden gelen mesajlarda kitlesel eylemlerden bahsedildiğini ifade etti. Sanık Taşlıyol, bir kadının kendilerine yaklaştığını, eski Binbaşı Ahmet Taştan´ın havaya ateş açma emri verdiğini, silahının ateş almadığını, diğer askerlerin havaya ateş açmasına rağmen kadının yaklaşmaya devam ettiğini kaydetti.
Ahmet Taştan´ın kadınla tartıştığını, omzuna doğru ateş ettiğini, kadının "Beni bununla mı korkutacaksın?" dediğini anlatan Taşlıyol, daha sonra Ahmet Taştan´ın kadının ayaklarına doğru ateş ettiğini aktardı.
Taşlıyol, "Halk üzerimize doğru koşmaya başlayınca tankın önünde dizili askerler Binbaşı Ahmet Taştan´ın emriyle ateş etmeye başladı. (Üsteğmen) Vedat Yıldız da tankın üzerindeki MG3 ile seri şekilde ateş ediyordu. Birçok kişi yere düştü. Ahmet Taştan yaralıları almaya gelenlere ateş ediyordu. ZPT´nin üst kapağından bunları görüyordum." dedi.
"Mesajda, ´Alarma, herkes gelsin.´ yazıyordu"
Tutuksuz sanık eski Uzman Çavuş Mustafa Bulut, 15 Temmuz akşamı mesaj geldiğini ve mesajda "Alarm, herkes gelsin." yazdığını söyledi. Tanka mühimmat yüklendiğini anlatan Bulut, bu sırada telefonla konuştuğu ağabeyinin kendisine, "Ankara´da hareketlilik var. Sakın kimseye güvenme, önünü görmeden gitme." dediğini kaydetti.
Bunun üzerine Vedat Yıldız ile konuştuğunu ve darbe, askeri hareketlilik, bomba olduğu yönünde haberler olduğunu söylediğini aktaran Bulut, Yıldız´ın ise cevap olarak "Bunlar asparagas haberler, inanma." dediğini anlattı.
Tankla daha sonra eğitim alanına gitmeyip dışarı çıktıklarını, ailesiyle görüştüğünü ve cep telefonuyla internetten haberleri okuduğunu anlatan Bulut, şöyle konuştu:
"Göztepe Köprüsü´ne geldiğimiz sırada sol tarafta polis arabası vardı. Tankı çaprazlama şekilde park edip polisleri el işareti ile yanıma çağırdım. Neler olduğunu sordum. Neler olduğunu bilmediklerini, kötü şeyler olduğunu söyledi. Tankın motorunu durdurduk, anahtarını polise verdim. ´Bizi buradan götürün.´ dedim. Tekrar başlığımı taktım. Arkadaki tanktaki Astsubay Mahmut Taşlı, telsizden ´Devam edin.´ dedi. Önümüzde araçların ve halkın olduğunu söyleyerek devam edemeyeceğimizi söyledim. Sonra, ´Tankı üzerilerine sür, canları tatlıdır, kaçarlar.´ dedi. Ben de bunu yapamayacağımızı söyledim. Sonrasında polise teslim oldum ve karakola gittik."
Duruşma diğer sanıkların savunmalarının alınması için yarına ertelendi.