Gelişen robotik teknolojiler ve yapay zeka alanındaki gelişmeler, gelecekte bilinen mesleklerin birçoğunu ortada kaldırarak yeni üretim biçimleriyle yeni bir küresel ekonomik dengenin kurulmasına neden olabilir.
Dünyanın en büyük şirketleri arasında yer alan Amazon, kasa ödemesi gerektirmeyen, sadece "al ve çık" usulü olarak perakende terminolojisine giren ilk mağazasını bu hafta başında Seattle´da açtı.
Seattle´daki mağaza, yakın gelecekte tüm mağazaların gideceği istikameti göstermesi açısından son derece önemli... Yeni sisteme göre. mağazanın tavanına yerleştirilen kameralar sayesinde müşterilerin hareketleri, hangi ürünleri seçtiği takip ediliyor, mağaza çıkışında ise hiçbir şekilde kasa ödemesi gerekmiyor. Alınan ürünler, daha sonra müşterinin banka kartına yansıtılıyor.
Söz konusu örnek bile dikkate alındığında, yakın gelecekte milyonlarca insanın mesleklerinden olacağını söylemek mümkün.
Batılı ülkeler de bu sistemlerin geliştirilmesinde başı çekmekle kalmayıp istihdam piyasasını şimdiden buna göre şekillendirmenin yollarını arıyor.
Yönetim danışmanlık şirketi McKinsey & Company´nin tahminlerine göre, 2030 yılına kadar küresel tüketimin yaklaşık 23 trilyon dolar artış kaydetmesi beklenirken, tüketim talebinin büyük ölçüde gelişen ekonomilerden gelmesi öngörülüyor.
Yaşlı nüfus, Batılı gelişmiş ülkelerin kronik sorunlarından birini oluşturuyor. Bu ülkeler, robotik sistemler ve yapay zeka ile mal ve hizmetlerin üretimini, lojistiğini ve ticaretini sağlamaya devam edebilecek. Böylece yaşlı nüfuslarına karşın üretim ve ticaret pastasındaki paylarını koruyabilecek, hatta arttırabilecek.
Gelişen ekonomilerin nispeten düşük teknolojiye sahip genç nüfusunun ise tüketim talebi artmaya devam edecek.
Bu projeksiyonların gerçekleşmesi, bugünün endüstriyel üretim görünümünü baştan aşağıda değiştirmekle kalmayıp, bildiğimiz birçok mesleğin tamamen ortadan kalkmasına, küresel ekonomide kartların yeniden karılmasına neden olabilir.
İsviçre´nin Davos kasabasında düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu´nun (WEF) ana başlığı 2016´da 4. Sanayi devrimi olurken, bu yıl ise jeopolitik tartışmaların ardından zirvenin en önemli konusu yapay zeka olarak belirlendi.
Bilindiği üzere, ilk sanayi devrimi su ve buhar gücünü kullanarak mekanik üretim sistemlerinin oluşmasına imkan sağlarken, ikinci sanayi devrimi elektrik gücünün yardımıyla seri üretim sistemlerini oluşturdu. Üçüncü sanayi devriminde dijital sistemler, elektronik altyapılar ve bilgi teknolojilerinin kullanımı, üretimi daha da işlevsel hale getirdi.
Bugün 4. Sanayi devrimi olarak adlandırılan sistem; "nesnelerin interneti, hizmetlerin interneti ve siber-fiziksel sistemler" olarak sıralanan üç yapıdan oluşuyor. Söz konusu sistemde, akıllı fabrikalar kapsamında fiziksel işlemleri siber-fiziksel sistemlerle izlemek hedefleniyor. Bir anlamda, fiziksel dünyanın sanal bir kopyası oluşturulabilecek ve merkezi olmayan kararların verilmesi sağlanarak üretim başka bir seviyeye çıkarılacak.
Robotik sistemlerin, yapay zekanın üretimdeki payının giderek arttığı, hatta bizim adımıza karar verebildiği yeni bir döneme doğru ilerliyoruz.
McKinsey & Company´nin "Gelecekte İstihdam, Yetenekler ve Gelirler Nasıl Şekillenecek?" başlıklı raporuna göre, otomasyon sistemlerindeki değişim nedeniyle 2030 yılına kadar dünyada yaklaşık 400 milyon ila 800 milyon insan işini kaybedebilir. Rakamın, otomasyon sistemlerinin uygulanma hızına göre minimum 400 milyon, maksimum 800 milyon olması bekleniyor.
75 milyon ila 375 milyon arasında insan ise mevcut mesleklerini bir tarafa bırakıp yeni beceriler kazanarak yeni alanlarda çalışmak zorunda kalabilir. "Kariyer ortası geçişi (mid-career path)" olarak bilinen bu meslek değişim süreci, gelişmiş ekonomilerde halihazırda uygulanıyor.
2030 yılına kadar Çin´de yaklaşık 100 milyon insanın mevcut uzmanlıklarını bırakarak yeni meslekler edinmesi bekleniyor. ABD ve Almanya´da ise 2030 yılına kadar mevcut çalışan nüfusun 3´te biri, Japonya´da ise yaklaşık yarısının yeni meslekler edinmek zorunda kalacağı tahmin ediliyor.
Dublin Trinity College´ta imalat sektörü araştırma görevlisi Jeff Morgan, Dünya Ekonomik Forumu için kaleme aldığı makalede, "İdeal olarak 4. Sanayi devrimi insanların, tekrara dayalı görevlerden kurtularak, bu işleri robotik araçlara bırakarak, daha fazla şeyi başarmasını sağlayacak. Teoride bu durum, insanların iş geliştirmeye, yaratıcılık gerektiren alanlara, bilime odaklanmasını sağlayacak." ifadelerini kullandı.
Morgan, 4. Sanayi devriminin en önemli parçası olan robotik sistemlerin büyük ölçüde kendi kendine çalışabileceğini belirterek, "İmalat sanayinde önümüzdeki yıllarda daha fazla insanın işten çıkarıldığını görebiliriz. Devamında insan çalışanları, robot çalışanlara karşı korumayı hedefleyen politik hareketler görülebilir. Robotları vergilendirmek gibi..." değerlendirmesinde bulundu.
Bilim kurgu filmlerinde izlenilen türden, yapay zekanın sınırlarının ne olacağı daha şimdiden tartışılırken, insanların iş gücündeki payını koruyabilmesi için robotların vergilendirilmesinin mümkün olduğunu düşünen, yapay zekanın sınırlarının yasalarla çizilmesi gerektiğini söyleyen uzmanlar, bilim ve iş insanları, şimdiden çok farklı bir geleceğe işaret ediyor.