Canlı yayında milyonlarca izleyicinin önünde cinayetin nasıl gerçekleştirildiği tarif ediliyor, ahlaksız ilişkiler açık açık anlatılıyor, dahası bir vatandaş, çocuklarının kendisine ait olup olmadığını bile programda açıklanan DNA raporlarından öğreniyor. Toplumsal ahlak ve gelişime adeta darbe vuran söz konusu programlarla alakalı hiçbir adım atılmazken yetkililer bu rezaleti seyretmekle yetiniyor. Uzman Klinik Psikolog/Aile Danışmanı İrem Oturaklıoğlu ile Toplumsal Gelişim ve İletişim Uzmanı Gurbet Altay, gazetemize konuşarak, bu programlarla yanlışların normalleştirildiği görüşünde birleşti.
“DOĞRU BULMUYORUM”
Uzman Klinik Psikolog/Aile Danışmanı İrem Oturaklıoğlu, “Gündüz kuşağı programlarında aldatmalar, yalanlar, sahtekârlıklar, suçlamalar çok fazla yayınlanmakla birlikte ailelerin birbiriyle konuşma tarzı, birbirlerine ifade ediş şekli, yanlış örnek teşkil etmekle. Burada da yanlış örnekler normalleşip toplum tarafından kabul görmekte. İşte bu kısım esas bizi endişelendiren kısım. Bir klinik psikolog olarak yetişkin ve çift seanslarımda çok farklı hayatlara tanık oluyorum. ‘Dizide, adam eşine ne güzel bir sürpriz yapmıştı. Eşim bana falanca dizideki gibi bakmıyor’ gibi şikâyetlere çok denk geliyorum. Medyanın insan psikolojisinde kurgu olduğunu bildiği sahneleri izlerkenki etkisi büyükken, gündüz kuşağı programlarında gerçek yaşamdan kesitlerin tüm detaylarıyla yansıtılmasını doğru bulmuyorum” dedi.
“KiŞi EN ÇOK KENDiSiNDEN KAYBEDiYOR”
Toplumsal bozuklukların ancak eğitimle düzelebileceğini söyleyen Oturaklıoğlu, “Tek eğitim yeri okul değildir. Aile bir eğitim yeridir, medya bir eğitim yeridir. Aile yaşantısında çocuğa değerler eğitimi ne kadar veriliyor, boş vakitlerini nasıl değerlendirmesi gerektiğini ne kadar biliyor? Eğer biz çocuğun merakı noktasında çocuğu yönlendirebilirsek, çocuğun hayata dair hedefler listesini oluşturabilirsek çocuk programlardan beynini uyuşturmayacaktır. Yine aynı şekilde aileler, kendilerine ait hayat gayeleri nedir, yaptığı işlerin, takip ettiği yayınların onlara ne gibi bir kazancı var, bunun peşine düşüp ona göre hareket etmeliler. Aslında bu programlarla sadece zaman kaybı içine girilmiyor, kişi en çok kendisinden kaybediyor. Bu sebeple biz uzmanlar olarak ne kendinizden, ne ailenizden ne de yaşamınızdan kayıp olmaması gerektiğini öneriyoruz” açıklamalarında bulundu.