Gülden, gül yağı çıkar.
Katrandan şeker olmaz.
Bülbülden bülbül yavrusu doğar.
Kargadan karga doğar...
Sağcı ve solcu aydınımızın sol ve sağ yumruklarını sıkarak karşı durdukları ama uygulamada ?Keşke biz de öyle olabilsek? dediği, demokrasisi, adaleti, parasının, askerinin gücü, teknolojide geldiği yer? gibi birçok konuda örnek gösterdikleri Amerika´da mutlu azınlığın hayatına bakarak iç çekmekteler.
The Guardian gazetesinde verilen bir habere göre Amerikalı Robert Baldvin isimli bir rahip, Uganda´da çamaşır suyunu kanser, HIV/AIDS, sıtma ve diğer hastalıkları iyileştiren ilaç olarak satmış.
?Ne var bunda, her kurumun içinde birkaç kişi yanlış yapabilir ve bir kişi, bir toplum temsil etmez? denebilir ve doğrudur.
Ancak bu papaz, emrindeki 1200 (Bin iki yüz papazla yapmışlar bunu.
Çin´den çamaşır suyunu ithal etmişler ve bin iki yüz papaza verdiği özel telefonlarla, gizli haberleşmelerle, dikkat çekmemek için bu ticari sahtekârlığı kilise üzerinden yapmışlar.
Dünyanın gözünü korkutan iki devlet, Amerika ile Çin, birlikte bu haftanın haberi oldular.
Gerçek Müslümanlar, korkularını Allah´ın sevgisini yitiririm korkusunda tükettiklerinden, dünyada hiçbir şeyden korkmama makamına eriştiklerinden, şu anda Çin, bir milyar beş yüz milyonluk nüfusuyla, zenginleri ve hazinesindeki parası, teknolojisi ve silahlarıyla her gün zarar verme, yok etme planları yapıp ve uyguladığı Doğu Türkistanlı 25 milyonluk Müslümanları yok ederek kendi korkularından kurtulmaya çalışıyorlar.
Saatte 24 yalan söyleyen başkanlarıyla, milyonlarca dolar alarak rüşvetle üniversitelerine kayıt yaptıran eğitim kurumlarıyla, silahları ve paralarıyla, yataklarında rahat uyuyamayan ve bütün asker ve silahlarını Ortadoğu´ya kaydıran ülkenin hali pür melalini siz hayal ediverin.
Geçen haftanın önemli haberlerinden biri de Amerika´da Stanford Üniversitesi, Yale, Los Angeles´teki California Üniversitesi UCLA ve Georgetown üniversitelerinde para karşılığında puanlarını yükselterek kayıt yaptıkları ve yaptıran, Felicity Huffman´ın yanında elli kadar Hollywood yıldızı Lori Loughlin ve moda tasarımcısı eşi Mossimo Giannulli ünlülerin haberlerini dinledik ve okuduk.
1200 papazıyla Afrika´da çamaşır suyunu Mucize İlaç diye satan kiliseleriyle,
Halkın yüzde elli birinin seçmesinden önce kendi partisinin onayını alan Başkan Trump için Amerikan basınının ?yalan makinesi? diye adlandırması ve saatte 24 yalan söylüyor diye haber yapılması, bir taraftan Amerika´nın, öbür taraftan Çin´in röntgenini sergiliyor.
Çin´de üç ay kadar kalan bir arkadaşım, ?Ağabey, ben sefaletin zırvasını Çin´de gördüm. Yüz milyonlarca insan, iki vardiya çalışmazsa evini geçindiremez? demişti.
Bir tarafta evini geçindirmek için iki vardiya çalışan yüz milyonlarca işçi, öbür tarafta 6,5 milyon (altı buçuk milyon) dolar verip başarısız çocuğunu en başarılı kabul edilen Amerikan üniversitesinde Yusi Zhao´yu okutan Çinli zengin.
Eğitim kurumlarında işlenen toplu katliamlar, o kadar ileri gitmiş ki, Florida Senatosu´nda 22´ye karşı 17 oyla kabul edilen yasaya göre, Temsilciler Meclisi´nde 65 e karşı 47 oyla kabul edilmiş.
Bu kanuna göre her öğretmen silahlanacak ve isteyen öğretmenlere de 144 saat silah kullanım eğitimi verilecek.
?Bunlara benzer olaylar, bizde de görülmeye başladı? denebilir.
Doğru. Onlara yaklaştığımız oranda bozulmalar çoğalıyor.
Bulaşıcı hastalığın mikrobu gibiler.
Ne kadar yaklaşırsan o kadar hastalanma oranın yükselir.
Ne kadar uzak durursan o kadar sağlıklı olursun.
Bu tür hastalıklı insanlara hayran hayran bakanlar hem kendilerine hem onların hastalığının artmasına sebep olurlar.
Onlara doktorun hastasına yaklaşımı nasılsa öyle yaklaşılacak.
Kendisini karantinaya almadan yaklaşmamaya dikkat edecek.
Bu günlerde Kur´an-ı Kerim´in okuması sayı olarak en yüksek rakamlarda.
Yüksek rakımlı makamlarda bile Kur´an-ı Kerim okumakta ama Kur´an ahkamından bahseden tek yetkili çıkmamakta.
Halbuki Rabbimiz, Kur´an-ı Kerim´i, bizi aydınlatan nur olarak indirdiğini (Maide Sûresi ayet 44), insanlık ailesini küfrün karanlıklarından aydınlığa çıkarmak için (İbrahim Sûresi ayet 1) insanlar arasında hükmetmesi için indirildiğini haber verir. (Nisa Sûresi ayet 105)
Hatta imanımızın ölçüsü olduğunu şöyle haber verir:
?Hayır, öyle değil. Rabbine yemin olsun ki, onlar aralarındaki çekişmede seni hakem tayin etmedikçe ve Senin verdiğin hükme yüreklerinde sıkıntı duymadan teslim olmadıkça iman etmiş olmazlar.? (Nisa Sûresi ayet 4/65)