Hz. Ömer ve Hz. Ebubekir’in Tebük Seferi dönüşünde Rasulullah’a (S) suikast düzenlediği iftirasını düzen Soner Yalçın’ın ağzının payını İlahiyatçı Doç. Dr. İbrahim Tüfekçi verdi. Böylece attığı küstah yalanın hükmü yatsıya kadar bile sürmeden Soner Yalçın rezil oldu.
"Erdoğan’ın sırları" başlıklı yazısında Soner Yalçın, her savaşta ve gazvede canını Rasulullah'ın (S)uğruna feda edecek kadar onu çok seven öncü sahabelerden Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer üzerinden alçak bir iftiraya girişti.
Müslümanları iktidar hırsıyla suçlayan Soner Yalçın, halife olabilmek için Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'in Peygamber Efendimiz'e (S) suikast düzenlediklerini söyleyecek kadar ileri gitti.
Dinleri Hakkında Hiçbir Müslümanın Bilmediğini Soner Yalçın Biliyor!
Kaynak olarak İbn Hazm'ın İslam hukuku “el Muhalla” kitabının 11. cildini gösteren ancak kurguladığı çirkin iftirasında kendi kendini yalanlayan Yalçın, Peygamberimiz'in o isimleri sadece Hz. Huzefye'ye söylediğini ve Hz Huzeyfe'nin de kimseye söylemeyip sır olarak kaldığını ifade etmesine rağmen, suikast girişimi üzerinden Hz. Ebubekir ve Hz. Ömer'i hedef aldı. Bu alçak fitnenin asıl amacı, "İslam'a çamur atmak" olarak değerlendirildi.
Tebük Seferi dönüşü Hz Peygaber'e saldırıldığını, saldıranları sadece Hz. Huzeyfe'ye söylediğini ve bu olayın faillerinin asırlardır sır olarak kaldığını yazan Soner Yalçın, "Hz. Muhammet suikastçilerin adını açıklamadı. Yorumcular bin yıldır, bin bir iddia ileri sürdü. (...) Hüzeyfe de açıklamadı isimleri." ifadesinde bulundu.
Delil Diye Sunduğu Kaynak Kendisini Yalanlıyor
Kahinliğe soyunan Soner Yalçın'ın aynı yazısında 'sır' olarak kaldığını söylediği suikastin failleri olarak iki büyük Halife'yi hedef göstermesi, "asıl derdi fitne çıkarmak" şeklinde yorumlandı.
İlahiyatçı Doç. Dr. İbrahim Tüfekçi, sosyal medya hesabından Soner Yalçın'ın iftirasını boşa çıkaran bir açıklamada bulundu.
Soner Yalçın'ın iftira operasyonunu deşifre eden Tüfekçi, "Sözcü'den Soner Yalçın ‘Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer, Tebük seferi dönüşünde Hz. Muhammed'e (sav) suikast girişiminde bulundu’ diyor ve kaynak olarak da İbn Hazm'ın el-Muhallâ isimli eserini gösteriyor. Eserin Arapçasına bakıyorum; Bu iddia külliyen yalandır diyor. (XII, 160)" dedi.