Yalan söyleyerek pişmanlık yasasını kullananlara sunulacak belgeler

Nurettin Veren- 15.05.2018

Yalan söyleyerek pişmanlık yasasını kullananlara sunulacak belgeler

15 Temmuz ülkeyi işgal etme hareketinden sonra, hâlâ daha pişmanlık yasasından faydalanarak veyahut da itirafçılık sebebiyle müebbetle yargılandığı halde, küçük bir ceza ile salınıverilen örgüt mensupları, FETÖ mücadelesinde bir sulandırma mı var? Ya da yargıda mı bir problem var? Düşüncesini hasıl ediyor!!! 

Bu kadar ceza farklılıkları, FETÖ mücadelesinde bilinçsizce tespitler yapıldığını veyahut da FETÖ teşkilatını iyice tanıyabilecek kriterlerinin olmadığını düşündürüyor. Bu örgütün felsefesini, topografyasını, fizibilitesini, stratejisini iyice bilmeden mücadele edilmeyeceğini tekrar tekrar yazmıştım. 

Bu esrarengiz yapının öncelikle tespiti yapılıp, kriterleri belirlenip, sonra yargı ve cezalandırma yoluna gidilmesi ve üst ihanet tabakasından başlanması gerekir. Bütün bu ortaya çıkan FETÖ ihanetleri soru çalmadan tutun, kamu kurumlarının tamamını devletin elinden almaya kadar, adam infaz etmelerden, suikastlara kadar yapmış olduğu açık ihanetler ile hâlâ daha FETÖ´yü temize çıkarmaya çalışan safderun insanlarımızı, tekrar düşündürmek için FETO´nun açık ve net haçlı ittifakını, yeniden ele alıp anlatmamız gerekiyor. (Uyuyan bir insanı uyandırmak kolaydır, fakat uyuyor numarası yapanları uyandırmak, imkânsızdır.)

İtirafçılık ve pişmanlık yasasından yararlananlardan, pek çoğundan alınan cevaplar şöyle: Ahir zamanda gelecek en büyük salih zat, Kutbul Aktap kainat imamı FETÖ´dür. Enes Kanter gibi (Hoca efendi cehenneme gir dese girerim) Cebrail (a.s) ve Peygamber Efendimiz (s.a.v) ile görüşmeden o bir iş yapmaz. F. Gülen´in darbe ile ilgisi yoktur, ona iftira atıyorlar. F. Gülen yaşlı biri, olanlardan haberi bile yoktur. Bu gibi ifadelerden anlaşıldığı gibi FETÖ´den kopmuş gibi görünseler bile, gönül bağları devam etmektedir, acınmaya layık kişiler değillerdir.

FETÖ´nün en açık ihanetini anlatan delillerden birisi, 1965 yılında henüz İzmir´e gelip, Kestane Pazarı Camii´nde Fethullah Hoca olarak ortaya çıkmadan bir yıl önce görev yapmış olduğu Edirne´de, Ermeni patriği Şinork Kalustyan´a yazmış olduğu 16 Mayıs 1965´de yazılan mektubun orijinalini, 4. kitabım olan ?1966´dan 2016´ya FETÖ?de orijinal haliyle 12. baskıdan itibaren vardır. 

Burada FETO aleni bir şekilde haçlı dünyasına ittifak yapmak üzere yanaşmak istediğini, daha o gün açıkça ifade etmiş, fakat biz bu hadiseyi bilmediğimiz ve bu mektubu bulamadığımız için, ancak kitabın basıldığı 2016 tarihindeki 12. baskımıza yetiştirebildik. Özetle mektubun en çarpıcı yeri söyle: 

?Hz. İsa´nın (a.s) bir mümessili sıfatıyla, bu makamda bulunmanız bana ve Müslüman alemine onur vermektedir. Çocukluk ve meslek hayatımda tanıdığım birçok Ermeni aile ve şahsiyet vardır. 1915 yılında Ermenilere yapılan büyük soykırımı lanetle yadetmeden geçemeyeceğim. Öldürülen, katledilen insanların içerisinde ne büyük insanların bulunduğunu derin bir hassasiyetle okuyor ve onları saygı ile anıyorum. Büyük Peygamberimiz Hz. İsa (a.s) çocuklarının Müslüman geçinen cahil insanlar tarafından katledilmesini, esefle kınıyorum. Kırklareli vaizi F. Gülen.?

Acaba bu mektubu okuyanlar FETO hakkında onu nasıl aklamaya çalışmaya gideceklerdir. FETO´nun Papa´ya yazdığı mektupta, Ermeni soykırımının Türkler tarafından yapıldığını açıkça ifade edip kabullenmesini, ABD ve Avrupa ülkelerinden 30-40 sene önce FETÖ çoktan Ermeni soykırımını Türklerin yaptığı yalanını itiraf ediyor ve Müslümanları suçlu gösteriyor. FETO´nun bu ihanetini nasıl açıklayacaklar. Örgütün kâinat imamı ve beklenen salih insan olarak inandığı zombilerin, gözlerini açmak için bu belgeleri tekrar tekrar yayınlamaya devam edeceğiz. 

FETO´nun 1998 yılında, Katolik kilisesinin lideri Papa 2. Jean Paul ile Vatikan´da yapmış olduğu görüşmede, kendisine İpek bir Hereke halısı ile Gümüş´ten yapılmış altın yaldızlı bir vazo hediye etmişti. Papa da FETO´ya Pavlus ve Petrus´un altın kaplama heykellerini hediye etti. FETO kendi yazmış olduğu 9 maddelik mektubunu elden Papa´ya takdim etti. Burada sorgulanması gereken: Hangi sıfatla devlet yetkililerinin yapacağı bu organizasyonu gerçekleştirdi. Dinler Arası Diyalog´da kendisini yetkili görüp, Diyanet´in üstünde, İçişleri ve Dış İşleri Bakanlığının mani olmaması ile bu teklifleri yapabildi.

Mektup şu şekilde başlıyor: Pek muhterem Papa cenapları, kutsal misyonunuzu tam manası ile bilen Türk halkından sizi en içten selamları getirdik, yoğun gündeminizde bize zaman ayırarak sizinle müşerref olmayı bahşettiğiniz için zat-ı alilerinize en derin kalbi teşekkürlerimizi sunarız. Papa 6. Paul tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinler Arası Diyalog için Papalık Konseyi (PCID) misyonunun bir parçası olmak üzere, burada bulunuyoruz.

Bu misyonun tahakkuk edişini görmeyi arzu ediyoruz, en aciz bir şekilde hatta biraz cüret ile bu pek kıymetli hizmetinizi, icra etmek yolunda en mütevazı yardımlarımızı sunmak için size geldik. 

İslam yanlış anlaşılan bir din olmuştur, bunda en çok suçlanacak olan Müslümanlardır. Uygun bir yerdeki vakitli bir gayret, bu yanlış anlamanın büyük bir oranda azalmasına katkı sağlayabilir. Müslüman dünyası İslam´ın asırlarla ölçülen yanlış algılanmasını silip atacak bir diyalog imkânını, bağrına basacaktır. Yeni fikirlerimiz varmış iddiasında bulunmuyoruz. Yine müsamahanıza sığınarak, bu misyonun hedeflerine yakından hizmet etmek için üstlenmek istediğimiz, birkaç teklifte bulunmayı arzu ediyoruz.

Dünyada iki tip insan vardır: Bazıları topluma kendilerini adapte etmeye çalışır. 

Diğerleri ise; toplumu kendi değerlerine adapte etmek ister. Toplum bütün ilerlemeleri bu 2. tip insanlara borçludur. Onları yarattığı için Rabbe şükürler olsun. (Rabbin aciz kulu 09.02.1998) M. Fethullah Gülen. 

Bu görüşmeden sonra Gülen, ABD´ye gidip 2007 yılında Amerikan vatandaşı olması ve destek veren referansları da, açık kardinal olduğuna ve ihanetine delildir.  

Türkiye´deki bütün İslam alimleri ve akademisyenleri, kitabımda yazdığım mektubun tamamını okuyarak, Kur´an´a ve Sünnet´e aykırı olan zillet ve meskenet ifade eden cümleleri halkımıza açıklayabilirler.