Suriye’de Heyet Tahrir Şam (HTŞ) öncülüğündeki cihatçı grupların başkent Şam’ın kontrolünü ele geçirmesiyle Beşar Esad yönetiminin yıkılmasının üzerinden bir ayı aşkın zaman geçti. Şam’daki geçici yönetim ve atacağı adımlar yavaş yavaş şekillenmeye başlarken, bu süreçte ABD’den Almanya ve Fransa’ya Batılı ülkelerden heyetler de HTŞ lideri Muhammed el Colani (Ahmed el Şara) ile görüşmek üzere Şam’a gitti. Şam’a giden ilk isimlerden biri ise Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın olmuş, onu Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın Colani ile görüşmesi izlemişti. ABD’nin The Wall Street Journal (WSJ) gazetesi de bölge ülkelerinin Suriye’ye yönelik yaklaşım ve politikalarını “Arap devletleri yeni Suriye’de nüfuz için Türkiye ile yarışıyor” başlıklı bir analizde ele aldı.
Benoit Faucon ve Summer Said imzalı yazıda, Suudi Arabistan ve diğer Arap devletlerinin Suriye’deki yönetim üzerinde nüfuz sahibi olmak için çaba gösterdiği, bunu yaparken de rakiplerine karşı avantaj kazanmayı umduğu ifade edildi. Haberde, Suudi Arabistan’ın Ürdün ve Katar ile birlikte Suriye’ye insani yardım ve enerji yardımı göndermeye ‘koştuğuna’ dikkat çekildi. Buna göre, söz konusu Arap devletlerinin buradaki amacı, hem dar hem stratejik hedeflerdi. Gazete, bu hedefleri şöyle açıkladı: Suriye sınırlarındaki uyuşturucu ve radikal savaşçı akışını kesmek ve Türkiye ve İran gibi rakiplerin nüfuzuna karşı koymak.
‘ANKARA, AVANTAJLI BİR BAŞLANGIÇ YAPTI’
Fransa’daki Lyon 2 Üniversitesi’nden Suriye uzmanı ve profesör Fabrice Balanche, “Bölgedeki hükümetler, yeni yöneticilerin İslamcı geçmişleri konusunda endişeli; ama aynı zamanda popülerliklerinin kendi toplumları arasında da bulaşıcı olmasından endişe duyuyorlar. Yeni Suriye’de bir yerlerinin olmasını da istiyorlar” değerlendirmesinde bulundu.
Aralarında Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin (BAE) de olduğu pek çok Arap devletinin El Kaide, Müslüman Kardeşler ve IŞİD’in gibi İslamcı grupların Orta Doğu’da yeniden yükselişe geçmesinden korktuğuna işaret edilen haberde, Suriye’deki geçici hükümetin Dışişleri Bakanı olarak atanan Esaad Hasan Şeybani’nin ilk yurtdışı ziyaretini Suudi Arabistan’a yaptığı, ardından beraberindeki küçük bir heyetle birlikte Katar, BAE ve Ürdün’e gittiği hatırlatıldı. Haberde, ayrıca ‘Türkiye’nin HTŞ ve Esad karşıtı diğer gruplarla var olan bağlarının bulunduğu, bunun ise Ankara’ya müzmin rakibi Suudi Arabistan karşısında Suriye’nin yeni hükümeti konusunda avantajlı bir başlangıç sağladığı’ belirtildi. WSJ, Suriye Demokratik Güçleri’ne (SDG) de işaret ederek, “Türkiye, Suriye’de karşı çıktığı Kürt milislere baskı uygulamak için de şu anda daha iyi bir konumda; bölgede gücünü yansıtmak için de genişlemiş bir platforma sahip” ifadelerine yer verdi.
‘TÜM ARAP ÜLKELERİ KUCAKLAMAK İÇİN ACELE ETMİYOR’
WSJ’nin analizine göre, Saddam Hüseyin sonrası Irak’ta nüfuz sağlama yarışını İran’a kaybeden Suudi Arabistan, şimdi de kısmen Ankara’nın hamlelerine karşı koymanın bir yolu olarak yardımları kullanmaya çalışıyor. Suudi Arabistan’ın Türkiye ile olan rekabetinin Osmanlı dönemine dayandığına işaret edilen haberde görüşlerine yer verilen London School of Economics’ten Uluslararası İlişkiler Profesörü Fawaz Gerges, Suudi Arabistan’ın hedefinin ‘Türkiye’nin yeni Suriye’deki önemli rolünü dengelemek’ olduğunu söyledi. Gerges, Riyad yönetiminin bir diğer hedefinin ise Suriye’de yeniden bölgesel istikrarı tehdit edecek şekilde şiddet ve toplumsal kargaşanın yaşanmaması olduğunu belirtti.
Katar’ın da ülkenin yeni yönetimi ile enerji ve mali yardım konularında görüşmeler yaptığına işaret edilen haberde, tüm Arap ülkelerinin HTŞ liderliğindeki yeni yönetimi ‘kucaklamak için acele etmediği’ belirtildi. Buna göre, BAE, bu hafta Suriye’den gelen heyeti ağırlamış olsa da henüz kamuoyuna açık bir şekilde ekonomik yardım açıklamış değil.