Viyana´da Avrupa Gençlik Derneği genel merkezi açıldı

AGD ve MGV Genel Başkanı Salih Turhan, Viyana´da Avrupa Gençlik Derneği Genel Merkezi´nin açılışında konuştu?

Viyana´da Avrupa Gençlik Derneği genel merkezi açıldı

Anadolu Gençlik Derneği ve Milli Gençlik Vakfı Genel Başkanı Salih Turhan, Avrupa Gençlik Derneği´nin Viyana´daki genel merkez açılışına katıldı. Açılışın ardından düzenlenen sempozyuma katılan Turhan, evrene karşı düşüncelerin referansının Kelam-ı Kadim olması gerektiğinin altını çizerek, ?Biz meselelerimizi pozitivist bilimlerin ya da modern felsefenin ortaya koyduğu tanımlamalarla değil; kaynağını âlemlerin Rabbinden alan ve vahye dayanan kavramlarla konuşuruz. İşte bu bağlamda bizim anlayışımıza ve inancımıza göre tarih, mağara adamının zamanla insanlaşma serüveni değildir. Bilakis ilk insan ve ilk peygamber Hazreti Âdem ile başlayıp kıyamete kadar devam edecek bir hak ve batıl mücadelesidir. Hakkı ve adaleti üstün tutan toplumlarla, kuvveti üstün tutup zulme dayanan toplumların mücadelesidir. Bizim gençliğe olan bakışımız elbette bu çerçevede şekillenecektir? dedi. 

 

 

 

HER ÇOCUK İSLAM FITRATI ÜZERİNE DOĞAR

Peygamber Efendimiz´in (SAV) ?Her çocuk İslam fıtratı üzere doğar. Sonra onu anne babası Yahudi, Hıristiyan ya da müşrik yapar´ hadis-i şerifini hatırlatan Turhan şöyle devam etti: ?Bu hadis gençlere nasıl yaklaşmamız gerektiği konusunda önemlidir. Hepsinin peygamberliğine şehadet ettiğimiz Allah´ın elçilerin her biri tebliğ ve davetle görevlendirildiklerinde sanılanın aksine gençtiler. Aynı şekilde Allah´ın bu genç elçilerine ilk icabet edenlerinde ekserisi gençler olmuştur. Yani tarih boyunca yaşanan süreçte hakkın tesis edilmesinde ve zulmün ortadan kaldırılmasında en büyük emek gençlerindir? diye konuştu.

GENÇLER TEBLİĞ KONUSUNDA DAHA DUYARLI OLMUŞLARDIR

?Peygamberlerin karşısına dikilenlerin genelde yaşlı din adamları olmuştur? diyerek gençlerin öneminin altını çizen Turhan şunları kaydetti: ?Öncülüğünü firavunların, nemrutların ya da Ebu Leheb´lerin yaptığı sömürü düzeninin en öndeki savunucularını ele aldığımızda karşımıza mevcut sistemin sömürü çarkından beslenen belamlar, hahamlar, rahipler ya da ruhbanlar çıkar. Burada hakka karşı direnmenin ardında yatan en büyük gerekçe çıkara dayalı kirli ilişkilerdir. Havralar, sinagoglar, kiliseler ya da öteki mabetler haksız kazançla toplumu iliklerine kadar sömüren düzenin teminatı olmuşlardır. Yıllarca zulme dayanan sistemin din adamı olma vasfıyla hurafelerden beslenen ihtiyar din adamları peygamberler karşısında mevcut düzeni muhafaza etmeyi kendileri için en büyük görev bilmişlerdir. Öteden beri kirli mülkiyet ilişkilerinin içerisinde yer almamış ve olup bitenleri her zaman için en çok sorgulama yeteneğine sahip olan gençler ise tebliğ karşısında daha bir duyarlı olmuşlardır. Yeryüzünün hangi noktasında, hangi inanç kültünün içerisinde yetişmiş olurlarsa olsunlar gençlerin kalpleri katılaşmamıştır ve dimağları yeni sözlere, yeni düşüncelere yaşlı kesime göre daha fazla açıktır.?