2001 bankacılık krizinden sadece 1 yıl sonra iktidara gelen AKP’nin, bu tarihten beri devam eden iktidarında övünç vesilesi olan konulardan biri de batan bankaların yarattığı vakumu yönetmek olmuştur.
Bu sürecin mimarı Kemal Derviş olsa da, uygulamada Erdoğan Başbakanlığında Ali Babacan & Mehmet Şimşek tandemi gayet iyi bir yönetim göstermiş ve bu ağır krizin etkileri aşılmıştır.
2001 krizinden sadece 5 sene sonra Türkiye tarihinde ilk defa 10 yıl vadeli gerçek konut kredisi yani Frenkçesi “mortgage” TL üzerinden verilmeye başlanmıştır.
AKP’nin 17 yıllık uzun iktidarının trajik neticesi kaçınılmaz olarak her gün baklava yemenin sonuçlarını verdi.
Nasıl her gün baklava yenmezse 17 yıl da aynı iktidar olmaz.
Aslında 2015’te yitirilen iktidarı sürdürmek için yapılan manevralar olmasa bu süreci belki hiç yaşamayacaktık.
AKP önce iktidarının ilk 10 küsur yılındaki ekonomik kazanımlarını kaybetti. Sonrasında bu kazanımlarda payı olan kadrolarını. Ali Babacan ve Mehmet Şimşek olay yerini terke zorlandılar.
Dün itibariyle de Sn. Erdoğan, Babacan ve Şimşek’e, Davutoğlu’nu da ekleyerek iktidarının başarılı yıllarının üzerine kapattığı tabuta son çiviyi de çaktı.
Erdoğan’ın bu 3 ismi bereber zikretmesinin bu 3’lüde beraber hareket etme motivasyonu doğurup doğurmayacağına dair fikir jimnastiğini bir kenara bırakalım ve eş zamanlı olarak ülke gündeminde yer arayan bir figür üzerine kelam edelim.
Meşhur iktisatçı Gresham’ın keşfettiği bir yasa vardır. İktisatın bilim olduğundan habersiz olanlar faizlere “düş dedim düştü” diyerek masallara devam etse de, iktisat da en az fizik kadar yasaya kurala tabidir.
Gresham yasası “Kötü Para İyi Parayı Kovar” demektedir.
Gresham yasasını insani düzeyde temrin edersek “Kötü İktisatçı İyisini Kovar” desek çok da yanılmış olmayız.
AKP’nin Babacan’ı Şimşek’i Davutoğlu’nu oyun dışı ettiği esnada bakın sahneye kim geliyor?
Şaşırsanız da karşınıza çıkan Cem Uzan’dır.
Kendi bankasına yatırılan mevduatı banka sistemine yansımasın diyerek, Hindistan’dan getirttiği yazılımcılar marifetiyle özel kayıt sistemine tabi tutan bir adamdan söz ediyoruz.
Hafızamızı tazeleyecek olursak; Cem Uzan’ın at figürlü bankasının kapısına geldiğinde cüzdanında yazan paranın, banka kayıtlarında olmadığını gören Ayşe Teyze desem! belki aklınızda bazı fikirler çakabilir.
İşte bu Cem Uzan yıllar sonra tekrar arzı endam etti. Tabii önce sosyal medyada. Cem Uzan’ın bankasına yaptıkları üzerinden AKP’nin başarı hikayesini anlatanları, başta Sn.Erdoğan olmak üzere açık düşürecek şekilde kendisinin pirüpak olduğunu anlatıyor.
Yıllarca dinlediğimiz 2001 krizi ve batan bankalar en azından Cem Uzan ve İmar Bankası açısından yalanmış. Yani aslında Cem Uzan, banka falan batırmamış.
İster inanın ister inanmayın bu ülke tarihinin görüp göreceği en ağır banka yolsuzluğu ile itham edilen Cem Uzan, gayet kendinden emin biçimde sağa sola suçlamalarda bulunuyor ve ne hikmetse suçlamalarının tamamı iktidarın hoşuna gidecek başlıklardan neşet ediyor.
Ben Cem Uzan’ın iktidar için kullanışlı bir figür olarak devreye sokulabileceğini Halk TV’de Ayşenur Arslan’a ve Youtube kanalında Çağlar Çilara’ya ifade etmiştim. Bu konuda ilk haber veren ben oldum. Ama ne yalan söyleyeyim biraz daha usturup ve özen bekliyordum.
Görülen o ki Cem Uzan üzerinden meşhur “İnception” filminde olduğu gibi bir rüya pazarlaması yapılıp yine meşhur “Matrix”de olduğu gibi paralel bir evren tanzim edilecek.
Bu gidişle biz AKP’yi kendine yeni bir tarih yazarken görebiliriz.
“Bize başarı sağlayan kadrolara rağmen biz başarı sağladık.
Bunlar aslında bize sağladıkları başarı ile kendilerine zemin yaratan kriptolardı.
Bankaları batmış gibi gösterip kendilerini öne çıkardılar. Aslında banka falan batmamıştı.
Bu onların uydurmasıydı.”
Bir film ya da kitap senaryosu olsa yazarın hayal gücüne hayret edeceğiniz bir temaşanın karşısında olduğumuzu itiraf etmemiz lazım.
Vaziyet mitolojinin talihsiz Narcissos hikayesini çağrıştırıyor. Kendi suretine aşık olan Narcissos’un battığı su, belli ki AKP’yi de cezp ediyor. Aynı nehirde defalarca yıkanacağını ve sadece kendi suretinin parlaklığına duyduğu hayranlığı gösteren bu halin trajik bir sona evrilmesi kaçınılmaz.
Kibrin baş döndürücü zehri Nergis çiçeğini suretinin esrikliğine nasıl esir etti ise, AKP için de olan farklı değil.
Etrafına Cem Uzan gibi kriz müsebbiblerinin doluşmasına bu yüzden şaşmıyoruz.
Sadece ülke adına geçirdiğimiz onca acıya karşılık, bu duruma gelmemize sadece üzülüyoruz.
Not : Yazıyı kaleme aldığım sıralarda üzerinde çok konuşulacak hamle Sn.Ahmet Davutoğlu’ndan geldi. AKP’nin reddi mirasına dur diyen Davutoğlu’nun, metni çok katmanlı olsa da yazımızda zikrettiğimiz başlıklarla gayet uyumlu. O yüzden yazıda en ufak bir değişikliğe ihtiyaç duymadım.
