Aklına estiği zaman Bizans´a atarlanan bir müttefik ile fazla yanyana gelmekten midir, yoksa ruhsal şanzımanını yitirmiş sapık ruhlu Avustralyalı´nın Ayasofya fantezisinden midir, bilmiyoruz; ama son günleri yine kendi gitmiş eseri kalmış yadigar Bizans´a söylenmekle geçirdi AKP cenahı.
Bizans´ın bu ülkeye emanet ettiği tarihsel mirasın turizm değerini iyi bilenler, -ya da sadece bu topraklarda yaşamış eski nesillere ilgi duyanlar için tuhaf ve alışılmadık tehditlerdi bunlar.
Bizans tohumu vs tarzı gayet eşki Türkiye sinemasından Malkoçoğlu kokan Tarkanvari söylemler başta twitter trolleri olmak üzere bir kısım kitleyi hareketlendirdi.
Açıkçası Bizans geçmişine ilgi duyan insanların hafif ürperip, ?yav biz de vatan haini kontenjanında yer alır mıyız?? diye endişe duyduğuna şüphe etmiyorum.
George Orwell´in 1984´ü de McCarthy Amerikası da bu kadar yaratıcı değildi.
Hiç olmazsa o dönemde karşıda Stalin vardı, vs.
Bütün bu hengamenin içinde bizim de yazımıza konu ettiğimiz Yıldıray Çamlıca´nın demokratik tepkisine Soylu stil mukabeleye itiraz eden Gökhan Özoğuz´un aslında cüreti iki açıdan iddialıydı.
Seçilmişlere, halk iradesinin temsilcilerine bile yaşam hakkı tanıma konusunda son derece nakıs olan Soylu´ya cepheden söz keserek yapılan müdaheleyi savunmak, buna yapılan davranışı eleştirmek zaten cesur bir iş.
Bunu yapanın lakabı ya da ünvanı bir Yunan Tanrıçası ise, bu daha da cesur, hatta kamikaze tarzı bir iş.
Gencebay´ın, Özdemir Erdoğan´ın, Koçyiğit´in ve buna benzer envai kişinin çoktan safını belirlediği bu düzende ?kral çıplak´ çıkışı yapacak kişilerin daha da zorlanacağı tahmin edilebilir.
Athena Gökhan´ın çıkışı bu anlamda haklı olduğu kadar gereklidir kanımca.
Gökhan söylediğinin doğruluğuna o kadar emin ve samimiyetinden o kadar inançlı ki, en ufak bir çekince duymadan girdi topa.
Bu ülkede herkesin milli marş kadar sevdiği ve milli marştan da kolay söylenen bir ortak ezgiyi üretmenin özgüveni olmalı idi bu.
Özgüven yanıltmadı onu. Ne Athena olmasına söz edebildi iktidarın ?kötü polis? kesimi, ne de Athena´nın bilgeliğinden esinlenmiş sözlerine itiraz edebildi.
Cesaretin bulaşıcı bir erdem olduğunun inancı ile en ufak bir tereddüt duymadan derdini anlatmıştı.
İktidarı değil onun şedit ve kaba dilini eleştirmişti tabii ki. Eleştirisinin haklılığına olan inancı ve gerçekten de haklı olması ile kimsenin itirazına konu olmadı.
Maçoğlu için destek gösterince birden yetenekli ve sevilen bir şarkıcı olarak yandaş gazeteciye göre asgari ücrete ya da sosyal yardıma talim etmesi gerektiği ifade edilse de
Athena Gökhan bu ülkede kendine gazeteci diyen yayın organı görevlilerinden de çok sıkılmış belli ki.
Gökhan´ın yeteneğine saygı göstermeme cüreti ile kendini ortaya atanlara değil ama toplumun geneline verdiği mesaj, Athena adını neden tercih ettiğini de açık ediyor.
Athena, bilgelik, cesaret, ilham, medeniyet, yasa ve adalet, stratejik mücadele, matematik, güç, sanat ve yeteneğin tanrıçasıdır.
Bunlardan birine dahi sahip olmadan sadece iktidarı övmek, iktidarı korumak, iktidarı doğrulamak ile iştigal edenlerin yetenek yoksullukları ile Athena´ya neden çok para kazanıyorsun diye ?atarlanmalarından? daha doğal ne olabilir?
Öksürse 1 milyon insanı etrafına toplacak Gökhan´ın bu günlerde ?Waldo sen neden burada değilsin?? sorusuna yanıt vermekten kaçmadığını görüyoruz. Gökhan ?buradayım? dedi. Gökhan, ?kral çıplak´ dedi. Gökhan melamet hırkasını boşa giymediğini gösterdi. Belki idolü olan Mazhar Alanson havuz suyundan ikrah etmedi ama Gökhan ?yüzemez yunuslar çaylar içinde? dedi.
Mazhar olmasın Mahsun olsun dedi.
Gökhan Özoğuz´un Süleyman Soylu´ya gösterdiği tepkiye karşı sağırlar alfabesine geçen yandaş basının hallerinde çok ibretler vardır.
Bu ibretler bu ülkenin ortak meydanlarında beraber şarkı söyleyen gençlere zenginliğini borçlu olanlar içindir.
Doğruyu söylemenin maliyeti hiçbir zaman yalanın yanında durmanın vicdani mesuliyeti ile kabili mukayese değildir.
Athena adını insana boşa vermezler.
Athena adı boşa alınmaz.