Muhammed Hamidullah, 19 Şubat 1908 günü Haydarâbâd’da (bugün Hindistan’ın Andra Pradeş eyaleti) dünyaya geldi. Babası Haydarâbâd Nizamlığı baş müftülerinden Ebu Muhammed Halilullah’tı. Arap mutasavvıf ve müfessir Mahdûm Mehaimi’nin soyundan gelen ailesinde ilk dini bilgilerini aldı. Eğitimine Dârülulûm ve Câmia Nizâmiyye’de devam etti ve “mevlevî kamil” derecesi ile tamamladı. Bu süre zarfında İslami İlimlerin yanı sıra fen bilimlerini de tahsil ederek Arapça, Farsça ve İngilizce öğrendi. Yüksek öğrenimini Haydarâbad’daki Osmaniye Üniversitesi Hukuk Fakültesinde tamamladıktan sonra aynı fakültede devletler hukuku alanında yüksek lisans yaptı.
Mekke, Medine, Beyrut, Şam, Kahire, San’a ve İstanbul gibi şehirleri ziyaret ederek bu şehirlerin kütüphanelerinde özellikle el yazmaları üzerinde çalıştı. Asistan olduğu Osmaniye Üniversitesi onu, doktorasını tamamlamak üzere Almanya’daki Rheinische Friedrich Wilhelms Üniversitesi’ne gönderdi. 1935 yılında Devletler Umumi Hukuku Doktoru oldu. Ardından Fransa’ya gitti ve ikinci doktora tezini Paris Sorbonne Üniversitesi’nde tamamladı.
1936 yılında ülkesine dönen Muhammed Hamidullah, 10 yıl süreyle Osmaniye Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde İslam Hukuku profesörü olarak görev yaptı ve Dini İlimler Fakültesi’nde lisans ve lisansüstü seviyesinde birçok öğrenci yetiştirdi. 1947 yılında Medine’de Mescid-i Nebevi’nin kıraat üstadı Hasan b. İbrahim eş- Şaîr’in hocalığında Kur’ân-ı Kerim kıraat etti ve hafızlığının üzerine kıraat icazeti de aldı.
Haydarâbâd Nizamlığı’nın Birleşmiş Milletlere üye olması için başlatılan çalışmalara destek verdiği sırada Hindistan’ın Haydarâbâd’ı işgal etmesi nedeniyle ülkesine dönemedi. Bağımsızlık çalışmaları bahane edilerek Hindistan yönetimi tarafından pasaportu iptal edilerek ülkesine girişi yasaklandı. Bunun üzerine Fransa’ya sığınma başvurusu yaptı ve kabul edildi. 1996 yılına kadar dek Fransa’da vatansız -heimatlos statüsünde yaşadı. Bir gün ülkesinin bağımsızlığına kavuşacağı ümidiyle hiçbir ülkeye vatandaşlık başvurusunda bulunmayan Hamidullah, hayatının 50 yıllık kısmını Paris’te geçirdi.
Paris’te İslam Kültür Merkezi´nin açılmasına önayak olan ve France-Islam isimli bir dergi yayınlayan Muhammed Hamidullah, birçok Fransız’ın ihtidasına vesile oldu. 1954 yılında Paris’teki Centre National des Recherces Scientifiques’te araştırmacı olarak çalışmaya başladı ve 1978 yılında emekli oldu. 1952 yılından itibaren İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bünyesinde kurulan İslam Araştırmaları Enstitüsü´ne misafir profesör sıfatıyla yirmi yıldan fazla ders verdi. İstanbul Üniversitesi’ndeki ilmi faaliyetlerinin dışında Türkiye’nin birçok şehrinde konferanslara katıldı ve Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi ve Erzurum Atatürk Üniversitesi İslami ilimler Fakültesi’nde dönemsel olarak dersler verdi.
İslam hukuku, İslam tarihi, hadis ve tefsir gibi İslami ilimlerin farklı alanlarında eserler veren ve siyer ve İslâm tarihi yazıcılığında önemli bir yeri olan Muhammed Hamidullah, bereketli ömrüne 40 kitap ve 700’e yakın makale sığdırdı. Arapça, Urduca, İngilizce, Fransızca ve Almanca eserler telif ederken; Hintçe, Farsça, Türkçe, İtalyanca ve Rusça gibi dillere de hakimdi. Hayatı boyunca evlenmeyen ve nezaketi, alçak gönüllülüğü, istiğnası ile tanınan Hamidullah, eserlerinden telif ücreti almıyordu. En bilinen kitaplarından İslâm Peygamberi adlı eseri Pakistan Devleti tarafından Hilâl-i İmtiyâz nişanı almış, verilen para ödülünü İslamabat’taki İslâm Araştırmaları Enstitüsü’ne bağışlamıştı.
Batılılar tarafından kendisine “kütüphane köstebeği” lakabı takılan Muhammed Hamidullah, Oryantalistlerin tercüme eserler üzerinden yaptıkları tahrif çalışmalarının karşısında durdu. Peygamber mucizeleri gibi konularda kitaplarındaki bazı ifadeleri nedeniyle eleştirilen son dönemin en önemli İslam alimlerinden Hamidullah, bu eleştirilere cevap vermeyi fitne olarak kabul ettiği için sessiz kaldı. “Pek aziz saydığım Türkiye ve Türk milletine karşı pek az kimse tarafından bilinen özel bir hissiyatım vardır” cümleleri ile Türkiye’ye olan sevgisini dile getiren Hamidullah, ülkemizdeki çalışmaları neticesinde birçok öğrenci yetiştirmiş ve kitapları, konferansları vasıtasıyla ulaştığı binlerce kişiyle dönemin ilmi çalışmalarına büyük katkı sağlamıştı.
1996 yılında yaşının ve rahatsızlıklarının ilerlemesi üzerine ABD’nin Jacksonville şehrindeki akrabalarının yanına yerleşen Muhammed Hamidullah, 17 Aralık 2002 günü 94 yaşında vefat etti. Abisinin torununun evinde sabah namazını kıldıktan sonra vefat eden Hamidullah’ın cenaze namazını öğrencilerinden Prof. Dr. Yusuf Ziya Kavakçı kıldırdı ve naaşı Jacksonville’deki Müslüman mezarlığında toprağa verildi.