15. 09. 2018 Cumartesi
Günler önce belki de aylar önce bir sabah uyandık ki Varlık Fonu diye bir şey kurulmuş.
Ve ülkemizin ne kadar baba kuruluşu varsa hemen hemen hepsinin bir kısım hisseleri bu fona devredilmiş.
?Hayırdır inşallah? diye gözlerimizi ovalarken lehte ve aleyhte pek çok şey dinledik.
Sanki ?Tüm varlığımız Varlık Fonu´na armağan olsun? denilir gibi bir hava eser gibiydi.
Fon sayesinde işlerin bir hayli hızlanacağı söyleniyordu.
Aklımızın pek ermediği bir konu olduğu için beklemeyi tercih ettik ve köşemize çekildik.
Sonra Varlık Fonu unutulur gibi oldu!
Günler ya da aylar sonra yine Varlık Fonu haberleriyle gözümüzü açtık.
Bu defa fon başkanlığını Cumhurbaşkanı Erdoğan´ın, yardımcılığını ise Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak´ın üstlendiğini öğrendik.
Kimi bu haberi diline dolayıp, ?Bardağı taşıran son damla? diye görüş beyan etti.
Ancak biz ortada dolu bardak falan görmedik.Ortada dolu bardak yoktu ki taşsın!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak´ın onca işlerinin yanı sıra bir de bu işi yüklenmelerini bir fedakârlık olarak kabul etmek lazım.
Sahi her ikisinin de meşgul olmak zorunda oldukları ne çok konu var değil mi?
Zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan doğal olarak her işle yakından ilgilenmek mecburiyetinde.
Kimse O´na sormadan ya da O´ndan onay almadan adım atmıyor.
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak da bir o kadar meşgul.
Hazine´den o sorumlu, Maliye´den o sorumlu, Ziraat Bankası´ndan o sorumlu, Halk Bankası´ndan o sorumlu!
Yani her bir tek kişi tarafından yönetilemeyecek kadar büyük ve önemli merkezlerin hepsi O´nun sırtına yüklenmiş durumda.
Hâl böyle iken şimdi bir de Varlık Fonu´nun yönetimi ile ilgilenmek durumundalar.
Bu fedakârlık değil de nedir?
Karşı karşıya kaldığımız manzara bize, ?Bu terazi bu sıkleti çeker mi?? sorusunu hatırlatmıyor değil.
Ama bu kadar yüke omuz verdiklerine göre elbet bir bildikleri vardır diye düşünüyoruz. Muhtemelen onlar da, ?Varlığımız Varlık Fonu´na armağan olsun? mantığı ile hareket ediyorlar!
