VakıfBank Genel Müdürü Mehmet Emin Özcan, bir otelde düzenlenen "VakıfBank Konya Zirvesi" etkinliğinde yaptığı konuşmada, Konya´nın sanayisi, tarımı ve turizmiyle ülkenin örnek şehirlerinden olduğunu söyledi.
Şehrin, özellikle son 15 yılda istikrarlı yönetim ve büyük desteklerle bir sanayi şehri kimliğine kavuştuğunu belirten Özcan, "Türkiye toplam tarım üretiminin yüzde 10´u, şeker üretiminin yüzde 25´i, tuz üretiminin yüzde 65´i Konya´da gerçekleşmektedir. Süt üretiminde Konya zirvededir. 130 ülkeye ihracat yapıyor Konyalı sanayiciler, tüccarlar. 2018 yılında kur atakları ile ortaya çıkan türbülansa rağmen Konya dimdik ayakta durmaya, inadına üretmeye, inadına büyümeye devam etmiştir." ifadesini kullandı.
Konya´nın ve bölgenin başarısını ülke genelinden bağımsız okumamak gerektiğini dile getiren Özcan, şöyle devam etti:
"Türkiye, yakın dönemde Gezi olayları ile başlayan, 17-25 Aralık ile devam eden ve 15 Temmuz hain darbe girişimi ile doruğa çıkan, nihayet Ağustos 2018 kur atağı ile karşımıza çıkan bir dizi siyasi, askeri ve ekonomik saldırıya maruz kalmıştır. Allah´a sonsuz şükürler olsun ki bu saldırılara karşı Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, devletimiz ve milletimiz el ele vermiş ve tüm bu badireler atlatılmıştır. Ekonomide 2018 yılında özellikle yaz aylarında yapılan saldırılar da devletimizin proaktif yaklaşımı ve Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi´nin getirdiği hızlı karar alma süreci sayesinde ve Hazine ve Maliye Bakanımızın etkin ekonomi yönetimi sayesinde en az hasarla atlatılmış ve çok başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Elhamdülillah, bugün dünden iyiyiz."
Özcan, ülkeye ekonomik anlamda yapılan saldırıları bir deprem metaforu gibi değerlendirdiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önümüzdeki 2 yıl bir dengelenme yılı olacak"
Ülkenin kur saldırılarına maruz kaldığını, kurla birlikte piyasa faiz oranlarının da bir şok yaşadığını anımsatan Özcan, bankalar olarak, genel algının aksine faizlerin artmasından olumsuz etkilendiklerini söyledi.
"Faizlerin artması bankaların karlarını olumsuz etkiler. Bugün itibarıyla Allah´a şükür hayat normale döndü. Bu türbülansı artık geride bıraktığımızı söyleyebiliriz. Bugün makroekonomik göstergeler Türkiye´nin iyi yolda olduğunu gösteriyor. Enflasyon oranı geri geliyor, faizler düşüyor, kurlar belli bir istikrar kazandı. Dolayısıyla önümüzdeki aylarda ciddi bir düzelme bekliyoruz. Aslında 2019 bir restorasyon, bir toparlanma dönemi, yaraların sarıldığı bir dönem olacak. Esas hızlı büyümeye 2020´den itibaren inşallah geçeceğiz." değerlendirmesini yaptı.
"Önümüzdeki 2 yıl bir dengelenme yılı olacak" diyen Özcan, Yeni Ekonomi Programı dahilinde öngörülenlerin birer birer gerçekleştiğini belirtti.
Özcan, hafta başında üç büyük müjdeyi içeren "Yanındaki Güç" paketini açıkladıklarını anımsatarak, şunları kaydetti:
"İnşallah biz VakıfBank olarak yeni paketlerle ekonomiye destek olmaya devam edeceğiz. Ülke ekonomisinin büyümesi, hane halkı ve ticaret yapanların sorunlarının çözüme kavuşması, toplumsal refahın artması için hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyoruz. Sayın Hazine ve Maliye Bakanımızın öncülüğünde 13 bankanın katılımıyla oluşturulan KOBİ Değer Kredisine de iştirak ediyoruz. Bu güzel ülke için çalışan, emek veren, taş üstüne taş koyan her kesimin yanındaki güç olmaya da devam edeceğiz."
"Türkiye hem siyasi hem ekonomik anlamda güçlü bir ülke"
Yönetim Kurulu Başkan Vekili Şahap Kavcıoğlu da son 4-5 ayda ülkeye yapılan ekonomik yıpratma girişimlerinin arka planında Türkiye´nin gücünün ortaya çıkmasını engelleme çabaları olduğunu söyledi.
Türkiye´nin bölgesinde ve dünyada hem siyasi hem ekonomik anlamda güçlü bir ülke olduğunu vurgulayan Kavcıoğlu, şunları kaydetti:
"Güven, güvenlik anlamında baktığımız zaman Türkiye´ye özellikle 15 Temmuz´dan sonra çok sıkıntı yaşatmaya çalışılsa da bugün dünyada Türkiye en güvenilir, en iyi yaşanabilir ülkelerden bir tanesi. Ekonomik olarak son 4-5 ayda yaşananları, sıkıntılı günler geçirdiğimizi düşündüğümüzde farklı düşüncelere yönelebiliriz ama şunu çok iyi görmemiz lazım; yaşadıklarımızla beraber Türkiye´nin gücünü görüp, önce ona inanmamız gerekiyor."
Ülkeyi bu süreçte en fazla zorladıkları noktanın dış borçlar olduğunu dile getiren Kavcıoğlu, Türkiye´nin borçlanma oranının dünyadaki çoğu ülkeden çok daha iyi durumda olduğunu vurguladı.
