Sn. Berat Albayrak´ın ÖTV-KDV indirimlerine dair beyanını izlerken Nasrettin Hoca´mızın fıkrasını bir kez daha düşündüm.
Hani aldığı iki okka ciğeri evde bulamayınca, hanımının ?ciğeri kedi yedi? açıklaması üzerine kediyi tartıp da iki okka olduğunu gördüğünde, gayrı ihtiyari verdiği tepkiye dair olan. ?Hanım iki okka ciğeri bu kedi yedi ise kedi nerede, yemedi ise ciğer nerede??
Devletin vergi gelirlerini mobilya, araba, ev, beyaz eşya satışına tercih ettiği açıklamayı izlerken EYT muhtemelen yav hani ?kurtuluş savaşı? var idi ?şimdi ne oldu?? diye kendi kendilerine soruyor olmalı.
Bize haklarımız verilmezken gerekçe olarak kurtuluş savaşı var diyenler, araç ÖTV´sini, mobilya KDV´sini tenzil ederken acaba ne düşündüler??
Belli ki Türkiye rüzgarın esiş hızına göre pozisyon alanlar ülkesi olmuş. Vergi gelirlerini tüketim ekonomisine feda eden akıl, iş emeklilik hakkını teslim etmeye gelince gayet nakıs.
Türkiye ekonomisine dışarıdan bakılsa görülecek tablo herhalde en çok gerçek sağcıları üzer. Malum iktidar bloku sağ partilerden teşekkül ediyor. Sağcılar piyasa ekonomisine, solcular kumanda ekonomisine inanır.
Ama uygulama aşamasında işler hiç öyle değil. Ekonomide devlet kapitalizminde ve çoğu kumanda ekonomisinde bile görmeyeceğimiz zapturaptın örneklerinin ardı ardına sergilenmesi ile kendini ortaya koyuyor.
Devlet bankalarına dolambaçlı yolla sermaye enjeksiyonu bir taraftan devam ederken, ülkenin (yerli milli) tek özel bankasını nasıl devlete linkleriz diye gündem meşgul ediliyor.
Bir taraftan enflasyonla mücadele söylemleri öne çıkarken, diğer taraftan enflasyonun en yakın dostu olan tüketim ekonomisi canlansın diye vergilere tenzilat geliyor.
EYTlilerle, kedinin fare ile oynadığı gibi oynayan ittifakın iki ileri bir geri küçük ortağına dahil vekiller sanki hiç bir şey olmamış gibi gayet mutlu mesut paylaşımlara devam ediyor.
Bir tanesi dahi madem para az da biz niye vergi gelirinden feragat ediyoruz diye sormuyor.
(Bu arada ; HDP ile yanyana durmayız diye açıklama yapan EYT´yi aylardır idealize eden başta Arzu Erdem ve diğer MHP´li vekiller daha hafta geçmeden Tunceli´de donan askerler için verilen önergeye çekimser kalırken yanyana gelmekten hiç de imtina etmediler.)
Türkiye´yi 16 yıldır yöneten akıl belki farkında değil ama solcuların bile cesaret edemeyeceği kumanda ekonomisi uygulamaları vakai adiye şeklinde hayata geçmiş görünüyor.
Devlet garantisi ile planlanan kocaman projeler, devletin kefaleti ile yaşayan kredi piyasası?
Şu bir gerçek ki; 21. yüzyıl model devlet kapitalizmi ile bir zamanların komünist rejimlerine bile parmak ısırtılıyor. Bu kadar da olmaz deniyor. Bütün bu tabloya bir de dış güçler hikayesi eklenince aslında resim tamamlanmış oluyor.
Hükümet sözcüsü ?vahşi ve eşi görülmemiş bir ekonomik saldırı?dan bahsediyor. Biz tırnaklarımızı endişe ile yiyoruz. Peki diyoruz ya bir daha olursa. Ya bir başkent biter diğeri başlarsa?
Ekonomik sorunları dış güçler çıkarıyor ama çözümü iç güçler evvelallah kotarıyor. Kriz çıkaran dış güçler krizi çözmeye engel olamıyor.
İnsanın içine yine de kurt düşüyor. Su uyur düşman uyumaz diyor atalar.
Ömer Çelik en ikna edici kıvamda dış güçler söylemine devam diyor.
16 yıldır ülke gül ve gülistan iken, ?uyuyan devi kim uyandırdı?? diye soracağım soramıyorum.
Dış güçler elimi bağlıyor.